38. Bölüm "Adam"

10.6K 1K 128
                                    

Saat belki de gecenin biri bile olmuş olabilirdi. Hala bankta oturuyorduk, Fatih hala banı sarılıyordu. Sessizdik.

"Gidelim mi artık?" Dediğimse yavaşça benden uzaklaştı.

"Teşekkür ederim abla."

Gülümseyerek saçlarını okşadım.

"Anlatmak istersen de, sarılmak istersen de ablan burada olacak."

Gözlerine ulaşmayan bir gülümseyiş sundu bana.

"Hadi gidelim. Enes'i unuttuk."

Yerimden kalktım. Enes'i tabi ki unutmamıştım. Annem mama yedirmiştir diye düşünüyordum.

Ev bulunduğumuz yere oldukça yakındı, hemen eve varmıştık.

"Zile bassak mı?" Diyerek Fatih'e baktım. Beni duymamıştı. Yere bakıyordu.

Telefonumu çıkarıp ablamı aradım ve kapıda olduğumuzu söyledim. Biraz sonra ablam kapıyı açtı.

"Nerede kaldınız siz!?" Dedi sinirle. Fatih'i gösterdim kaşlarımla. Ablam merakla Fatih'e bakıyordu.

"Ablacım hadi içeri girelim." Diyerek Fatih'in kolunu tuttum. Ben yürüyünce sessizce arkamdan geldi. Ablam da en arkadaydı.

"Fatih-"

"Abla hangi odada kalacağım?"

Fatih, ablamın lafını anında kesmişti. Ablam ona kalacağı odayı söyleyince Fatih gitti.

"Neyi var?"

Ablam bunu bana sormuştu.

"Ben de bilmiyorum abla. Sadece sarıldı bana. Saatlerce sessizce oturduk."

İkimizde sıkıntıyla bir mefes verdik. Gönül meselesi olsa kimse yok demezdi ama başka ne olabilirdi ki?

"Neyse hadi sen de yat artık." Dedi ablam. Misafir odasına gittim. Enes yatakta yatıyordu.

"Annecim ben geldim." Diyerek yanına oturdum. Mışıl mışıl uyuyordu. Keyfi yerinde olmalıydı.

Üzerimi değiştirip yatağa oturdum. Uykum yoktu. İçim de sıkıntı vardı ve bu uyumamı engelliyordu. Fırat'ın sesini duymak belki iyi gelebilirdi. Ama ya uyuyorsa?

Telefonumu açarak Fırat'a mesaj attım.

"Uyuyor musun?"

En fazla 10 saniye sonra telefonum çalmaya başladı.

"Hatun hayırdır? Bu saatte niye ayaktasın?"

Sesini duyar duymaz gülümsemeye başlamıştım bile.

"Seni özlüyorum."

Derin bir iç çekişini duydum.

"Ne ara oldu da böyle bağlandım ben sana? Uyuyamıyorum Mehlika."

Gözlerim dolmuştu.

"Özür dilerim." Dedim suçlulukla.

"Dileme."

Birbirimizin nefesini dinledik bir süre.

"Enes napıyor?"

Enes'e baktım.

"Uyuyor." Diye fısıldadım. Enes uyanmasın diye fısıldıyordum.

"Mehlika." Derin bir iç çekiş daha. "Bir daha bensiz bir yere gitmeyeceksin."

Aslında düşününce bir şey yoktu bunda ama öyle zorlanıyordum ki. Özlüyordum.

"Daha fazla konuşursak ağlayacağım" dememle güldü.

TEK TANEM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin