40. Bölüm "Beyza"

10.6K 1K 388
                                    

Yoklama alıyorum! Hangi şehirden buradasın? Ya da hangi Ülkeden?

____________________

Kapı çalınca Enes'i koltuğa yatırıp kapıyı açmaya gittim. Gelen Fırat ve Beyza olmalıydı.

Kapıyı açtım. Açmamla Fırat'ın sinirli yüzüyle karşılaştım. Allah aşkına nolmuştu?

"Noluyor?" Dedim. Beyza, Fırat'a sarılmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Fırat sonra dermiş gibi bir hareket yapıp kucağında Beyza'yla salona gitti. Ne olmuş olabilirdi ki?

"Tamam abicim ağlama artık." Diyerek başından öptü Beyza'nın.

"Ben okula g-gitmek istemiyorum."

Meraktan ölecektim. Ne olmuştu?

"Fırat?" Dedim sorarcasına.

"Annen baban yok diyerek dalga geçmişler."

Acıyla yüzüm kasıldı. Bir çocuğa bu yapılır mıydı ya?

Bir şey diyemedim. Ne denirdi, nasıl teselli edilirdi bilmiyordum ki.

"Beyza bir şeyler yapalım mı bitanem?" Diyerek Fırat'ın yanına çöktüm. Beyza yaşlı gözleriyle bana baktı.

"Ne yapabiliriz?" Diye masumca sordu.

"Ne istersen yaparız." Dedim.

"Yine o şekilli kurabiyelerden yapalım mı?" Diye sormasıyla gülümseyerek kafamı salladım.

"Yapalım bitanem. Gel bana."

Kollarımı ona uzattığımda benim kucağıma geçti.

"Şimdi göz yaşlarını siliyoruz." Deyip tek kolumla onu tutarken diğer elimle göz yaşlarını sildim.

"Biraz da gülümse bakıyım yengene." Dememle dişlerini göstererek gülümsedi. Bir çocuğu mutlu etmek kolaydı. Beyza gibi kırgın bir çocuğu mutlu etmek daha kolaydı. Belki de mutlu olmuyordu, bize öyle hissettiriyordu. Küçücük bedenindeki kocaman yüreğiyle bizi üzmek istemiyordu belki de.

Beyza'yla mutfağa doğru yurürken Fırat'a dönüp baktım. Gözlerime minnetle bakıyordu. Teşekkür edercesine. Onun bu bakışı her şeye değerdi.

Gülümsedim.

Mutfağa girince kurabiye için gerekli malzemeleri çıkarıp hamurunu yoğurdum.

"Beyza hadi koş elini yıka gel. Sonra istediğin şekilleri yaparsın." Dedim.

Beyza elini yıkamaya giderken ben de üst rafdaki kalıplara uzandım.

Yanımdan uzanan kol sıçramama sebep oldu. Fırat ne ara mutfağa girmişti?

"Dur ben alırım."

"Keşke girerken seslenseydin. Korktum." Diyerek ona döndüm.

Elindeki kalıpları tezgaha bırakıp gözlerini gözlerime çevirdi.

"Teşekkür ederim." Dedi.

Anlamazca ona baktım.

"Beyza için elinden gelen her şeyi yapıyorsun. Bunu her insan yapmaz." Derken yanağımı okşadı.

"Beyza'yı seviyorum ve üzülmesine dayanamıyorum. Önceden ona bir abla gibi yaklaşıyordum ama artık bir anne gibi yaklaşıyorum. Nasıl Enes'in canı yandığında bir anne olarak canım yanıyorsa; Beyza'nın canı yandığında da canım yanıyor."

Alnıma dudaklarını bastırıp derin derin öptü.

"Seni bana veren Allah'a şükürler olsun."

TEK TANEM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin