Deniz ve Eren kapıdan çıkalı yaklaşık iki saat olmuştu.
Peki ben ne mi yaptım? Size anlatayım;
2 Saat Önce
"Tamam hayatım sen istersen biraz dinlen sonra çıkarız." Ben ve Bora hala onları şaşkınlıkla izliyorduk. Ne yapabilirdik ki?
"O zaman ben biraz içecek bir şeyler alayım." diyip gülümseyerek kalktı ve mutfağa yöneldi. Bora da arkasından gidince yattığım koltukta hızla doğruldum ve Eren'e ömründe unutamayacağı bir tokat attım.
Sesi o kadar çok çıkmıştıki mutfaktan Deniz ve Bora duyup koşarak ellerinde kola dolu bardaklarla gelmişlerdi.
"Seni adi orospu çocuğu!"
"Açılay ben-"
"Sakın bana bir şeyleri açıklamaya çalışma. Sadece iki günlüğüne uyumuşum ve sen benden hoşlandığını söylediğin halde başkasıyla mı çıkıyorsun?"
"Bak dinle-"
"Sözümü bitirmedim. Kapa çeneni ve beni dinle. Ben sana neden bilmiyorum ama güvendim. Beni sevdiğini söyleyeli daha bir dakika olmadan sevgili diye koluna taktığın kişi geldi. Üstelik sıradan biri değil Bora'nın eski sevgilisi ve onun evinde bulunduğun halde bunu yapabiliyorsan o senin şerefsizliğindir. Şimdi siktir git bu evden." Eren ayağa kalkıp kollarımdan tuttu.
"Özür dilerim." Kollarımı kurtarıp hızlıca Bora'nın elindeki bardakları aldım ve Eren'in suratına boşalttım.
"Dön kıçına özür dile."
Hayatımda hiç bu kadar sinirden küfür ettiğim bir dönem olmamıştı doğrusu.
Deniz bizi ağzı açık bir şekilde izliyordu. Bora da pek farklı sayılmazdı.
"Bence de artık gitmeliyiz." Sinirle Deniz'e döndüm.
"Sen! Bora'nın evinde olduğunu bildiğin halde nasıl 'sevgilimi almaya geldim' diyerek içeriye rahatça girebilirsin? Bu çocuk seni sevmişti." diyip Bora'yı gösterdim. "Ama sen hiçbir şey yokmuş gibi bir de gelip öpüyorsun. Bu senin yaptığına ne denir biliyor musun? Ayrangönüllülük. Başkasıyla bitince hemen diğerine koşuyorsun. Ama bu gerçek sevgi değil."
"Dinle-"
"İkinizide dinlemek falan istemiyorum. Ya bu evden defolun ya da ben sizi başka şekillerde çıkarırım." Deniz elindeki bardakları masaya bırakıp Eren'in elinden tutarak hızlıca kapıya yöneldi. Arkalarından gidip kapıyı onlara açtım ve çıkmalarıyla kapıyı çarparcasına kapattım.
İşte bütün olanlar bundan ibaretti.
Şimdi mi ne yapıyorum? Gittiklerinden beri Bora'nın kollarında hıçkırarak ağlıyorum. Artık o güçlü kız yok gibi hissediyordum. Bora hiçbir şey söylemeden öylece sarılmış duruyordu. Artık ağlayacak bile gücüm kalmayınca kırmızı gözlerimle başımı gövdesinden çektim.
"Saçma bir soru olacak ama ondan hoşlanıyor musun?" Güzel soru.
Bilmiyorum. Belki de öyleyimdir. Ama onu sevmek istemiyordumki ben. Sadece sinir bozucu salağın tekiydi ve ben tipe aldanan insanlardan da değildim.
Lanet olsun benim sorunum ne?
"Keşke bilseydim." diyip ofladım. "Sadece, bilmiyorum yani.. sinirlendim." Elleriyle yüzümü kavradı.
"Bende onları öyle görünce çok şaşırdım ama biraz aşırı tepki vermiş olabilirsin." Kaşlarımı çattım.
"Aşırı tepki mi? Hiçte aşırı değildi ve Deniz senin eski sevgilin bu yanlış. Gözünün önünde böyle sarmaş dolaş olmaları seni sinirlendirmedi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilek Kesenler
Teen FictionJiletin yakıcı acısını bilekte hissetmektir. Bir süre sonra yumruğunuzu sıkacak kadar bile yaşam gücünüz kalmayacak. Üşümeye başlayacaksınız. Ama merak etmeyin, boşalan kanın sesini duyabilecek kadar bilinçli olacaksınız. Bu da sadece bir müddet ola...