Napıyonuz gızlar ben geldim :d özür dilerim mesajlarınıza ve yorumlarınıza okul yüzünden cevap veremiyorum :/ Yksa blysnz hp cvp vrrm yni.d.d ama bunu paylaşmadan önce bi göz attım ve herkesin kısalıktan şikayet ettiğini gördüm (allahtan bunu biraz uzun yazdım qweqwe)
Şimdi biri çıkıp allahın a'sını küçük yazmış kafir derse kendimi çekyattan atar intihar ederim. Gızlar geçen gün okulda telefonu sıradan yere yüz üstü düşürdüm o zamandan beri klavye acayip saçmalıyo büyütme tuşu bazen basıyo bazen basmıyo sinir oldum yazarken valla
Özür dilerim allahım capslockum bozuk
Herneyse bugün mesajlarınıza falan cevap veririm şarjım yeterse ve uyuya kalmazsam eski yorumlarınıza da cevap verebilirim nys siz okuyun ben gidiyom xjxjjx
Tekrar dokuz saat süren bol kusmalı ve sarsıntılı geçen bir araba yolculuğu.
Önceden de söylemiştim. Araba yolculukları bana göre değildi. Ne kadar mide bulantısı için hap yutsamda fayda etmiyordu.
Kötü olan kusmak değildi. Kötü olan Eren'in önünde kusmaktı. Yakışıklı çocukların önünde kusmak hobilerim arasında değildi. Bütün ilklerimi bu çocukla yaşamaktan nefret ediyordum.
Mesela ilk defa onunla asansörde kalmıştım. Hayatında bir kere bile asansörde kalmayan biriydim.
Veya hiç bayılmamıştım. Bu Bora'yla Eren'in ortak suçuydu ama yine de bu da bir ilkti.
Ve hiçbir erkeğin yanında çıplak kalmamıştım (Tamam, belki tam olarak çıplak olmasamda öyle sayılabilirdim değil mi? Ama benim üstümü nereye kadar değiştirdiğini bilemem. Bu çok garip ve birazda ürkütücü. İsteğim dışında bana dokundu!).
İlkler nedense hep hatırlanırdı. Ben ilk sevgilimi hatırlıyordum.
İlk sevgilim benden iki yaş kadar büyüktü. İyi bir çocuktu. Aslında özelliklerini tam olarak hatırlayamıyorum çünkü o zaman on dört yaşında falandım.
Adını bile hatırlamıyorum. Tek hatırladığım iyi ve nazik biriydi. Sarışındı sanırım. Güzel yeşil gözleri vardı ve uzun boyluydu.
Düşününce hatırlayabiliyormuşum demekki.
Benden iki yaş büyük biriyle nasıl çıktığımı sorarsanız, o bana sevgili gibi değil de bir abi gibi davranırdı. Herzaman yanımdaydı ve destek çıkardı. Birbirimize hiç sevgili tarzı "aşkım" veya "sevgilim" dediğimizi göremezdiniz. Söylemezdik ama gün sonunda beni eve bırakırken ki bakışı yeterliydi.
Ama çoğu ilişki gibi bu da hüsranla ve bol ağlamayla bitmişti. Onun da beni bırakmak istemediğine o kadar emindim ki bırakınca resmen kalbimin göğsümün içindeki kırılma sesini duymuştum.
Bilirsiniz, kızların gönlü bir mayın gibidir ve sadece tek bir erkek oraya ayak basabilir. Ayağını çektiğindeyse kız dağılır, erkekte ölür.
Galiba böyle bir şeydi.
Benim gönlümün dağınık kasabasına kim uğrarsa uğrasın hiçbiri aynı etkiyi üstümde yaratamamıştı.
Ta ki bu sene o aptal otobüs durağında Eren'le karşılaşıncaya kadar.
Hayatımın o durakta değişeceğini hiç düşünmemiştim.
Gönlümün çorak toprakları onun sularıyla tekrar yeşermişti sanki.
Ondan korkuyordum ama yine de ona doğru çekiliyordum. Sürekli bir şeylerin altından o çıkıyordu. Her yolum onun merkezine ulaşıyordu ve geri gitmek istesemde bütün sokakların sonu birden çıkmaz oluveriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilek Kesenler
Fiksi RemajaJiletin yakıcı acısını bilekte hissetmektir. Bir süre sonra yumruğunuzu sıkacak kadar bile yaşam gücünüz kalmayacak. Üşümeye başlayacaksınız. Ama merak etmeyin, boşalan kanın sesini duyabilecek kadar bilinçli olacaksınız. Bu da sadece bir müddet ola...