Yalancı Yalancı Sana Kimse İnanmaz

6.8K 360 47
                                    

 Merhaba ^-^ Bölümün çok geç geldiğini biliyorum ama laptopı bozdum ve tamire gönderdim :\ hala gelmedigi için bölümü arkadaşımın bilgisayarıyla yazdım çünkü daha fazla bekletmek istemedim 

Sabırlı olup beklediğiniz için hepinize tesekkur ederim harikasınız sizi çok seviyorum ^-^  

Not: @icimincenesikapansin adlı kullanıcı yeni bir hikayeye başlamış adı Aç Kalbini destek olursanız mutlu olurum ^-^

Yüzümün artık daha fazla ne kadar kızarabileceğini düşündüm. Zaten şuan bordo renge döndüğüne eminim.

Daha ne kadar kötü olabilir ki?

Kollarından kurtulup ayağa kalktım ve kapıya ilerledim. 

"Gelmeyi düşünmüyor musun?" Gülümseyip sırtını duvara iyice yasladı. Gözlerimi devirip kalkması için yanına gidip elimi uzattım. Elimi tutup beni kendisine doğru çekti.

"Sana biraz daha kalalım demiştim, değil mi?" diyip kaşlarını kaldırdı.

Daha ne kadar kötü olabilir dediğimi hatırladınız mı? 

Yüzüm sadece itfaiye ile söndürülebilecek kıvama geldi.

Burunlarımız birbirine değmek üzereydi ve bu bana asansörde olanları hatırlatmıştı. Gülümsememek için kendimi zor tutuyordum. 

Sonra aklıma kanser olduğu düşüncesi doldu. Gözümün önünden gri bulutlar geçerken Eren'i cansız bedeniyle morgda yatarken düşünmeye çalıştım.

Olmuyordu. Düşünemiyordum. 

Nasıl olduysa bana fazla canlı biri gibi geliyordu ve öldüğünü görsem bile inanmazdım.

Belki de sadece kendimi kandırıyorumdur. Sadece onu o şekilde düşünmek istemiyordum o kadar. 

Dudakları morarmış ve vücudunun rengi atmış öylece yatan bir Eren..

Elimi bırakmadan ayağa kalkıp odadan çıktı ve merdivenlere yöneldi. Ben sadece onun küçük kardeşi gibi elinden tutmuş beni çekiştirmesine izin veriyordum. Hastanenin çıkışına geldiğimizde birden durdu.

"Ne oldu?" Kafasını hafif öne eğdi.

"Barbara'yı özleyeceğim." Anlamayarak suratına baktım.

"Hangi Barbara? Manken olan mı?" 

"Hayır. Arabam olan Barbara'yı." Beynim tam şimdi dursa herhalde hiç şaşırtıcı olmazdı. Kendimi tutamayarak gülmeye başladım.

"Arabana Barbara adını mı koydun?" Yüzünü bana doğru çevirip kaşlarını çattı.

"Evet o benim sevgilim gibiydi. Bilirsin çok şey yaşadık. O arabada az kız bec-" Lafını kesmesi için parmak ucunda yükselip ağzına vurdum.

"Sapık mısın ya? Söyleyip durma şu kelimeyi." Dudağının sağ tarafı eğlendiğini belli edercesine yukarı kıvrıldı.

"Hangi kelimeyi?"

"Biliyorsun işte."

"Hayır bilmiyorum." 

"Biliyorsun."

"Bilmiyorum."

"Kes şunu." Bir an duraksadı.

"Neyi?" 

"Kapa çeneni." diyip hastaneden çıktım ve etrafa bakındım. Annem tabii ki beni bıraktığı gibi gazlamıştı. Eve nasıl dönecektik? Oflayıp arkamı döndüğümde Eren'in gövdesine çarptım.

Bilek KesenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin