Çünkü her şiir acıdan beslenir,
Aşktan, sevgiden diyorsan yanılıyorsun.
Hepsinin son durağıdır acı,
En nihayettir,
Vazgeçilmezdir,
Her şairin nirvanasıdır..
---
Ne düşüneceğimi ya da ne yapacağımı kestiremiyordum.
Bana gülümseyerek bakan adama kırmızı gözlerle baktım. Neden ağladığımı bilmiyordu. Ayrıldığımızı bilmiyordu. Aldatıldığımı bilmiyordu.
Hiçbir şey bilmiyordu.
"İyi misin?" diyip elini yanağıma koymak için uzattı ama kafamı çevirdim.
"İyiyim. Ama mutlu değilim." Bunu beklemiyormuş gibi suratıma düz düz baktı.
"Neden? Hediyemi beğenmedin mi?" Avuçlarımın arasındaki kulaklığı elimde sıkıştırdım. Hayır hediyen çok güzel demek istesemde bir türlü kelimeleri bir araya getiremiyordum.
Beynimde sanki maraton varmış gibi koşuşan düşünceler birden patlak verdi; doğum günümde aldatılmıştım.
Sanki bütün dünya sessizliğe gömülmüş gibi sadece hızlı çarpan kalp atışlarımı duyabiliyordum.
Bu kadarı bana fazlaydı. Ben bunu kaldıramazdım.
Kulaklığı kutusuna geri koyup kutuyu kapattım ve hala bana bakmakta olan Eren'e uzattım.
"Bunu kabul edemem." Anlamamış gibi baktı.
"Beğenmedin mi?" diye diretsede cevap vermeden ayağa kalktım. Tek istediğim buradan uzaklaşmaktı.
"Açılay." Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum. Bir yanım gelmesini isterken diğer yanım yalnız kalmak istiyordu.
Şimdiye kadar hiç susmayıp ota boka atlayan iç sesim şimdi neredeydi?
Bir el beni tutup zorla kendine çevirince ağladığımı anlamasın diye kafamı öne eğip suratımı saçlarımın arasına gizledim. Şuan korkunç göründüğüme eminim.
"Açılay nereye gidiyorsun?" Beynim sanki taşlaşmış gibi hiçbir şey düşünemiyordum.
"Ne var! Ne istiyorsunuz benden? Yeter artık bırak beni!" Kolumu kurtarmaya çalışsamda izin vermedi. Öfkeyle kafamı kaldırdığımda bu ani çıkışımdan şaşırmış gibi bir suratla karşılaştım.
"Neler olduğunu anlatacak mısın?" Sinirlendiğini az çok anlamıştım ama sakin kalmaya çalıştığı belliydi. Kolumu bir kez daha kurtarmak için çırpındım.
"Bırak beni! Bütün okul bizi izliyor!" Lafımı doğrulamak istercesine etrafıma hızlıca göz gezdirdim. Hiç kimse yoktu. Beden eğitimi de havalar soğuduğu için spor salonunda veya sınıfta işleniyordu.
"Kimsenin bizi izlediği falan yok. Şimdi bana ne olduğunu anlat." Kafamı iki yana salladım. Anlatmak istemiyordum. Sanki anlatırsam acı tekrar vücudumu ele geçirecekmiş gibi hissediyordum.
"Lütfen bırak gideyim." Sesim çok az çıkmıştı ama beni duymuş gibi kolumu tutan elini biraz gevşetti. Kolumu kurtaracağım sırada tekrar sıktı.
"Yürü." diyip beni çekiştirmeye başladığında ayaklarımı oynatacak halim yoktu. Gitmek istiyordum ama sanki bedenimi başkası kullanıyormuş gibi yerimden kıpırdayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilek Kesenler
Teen FictionJiletin yakıcı acısını bilekte hissetmektir. Bir süre sonra yumruğunuzu sıkacak kadar bile yaşam gücünüz kalmayacak. Üşümeye başlayacaksınız. Ama merak etmeyin, boşalan kanın sesini duyabilecek kadar bilinçli olacaksınız. Bu da sadece bir müddet ola...