✴En az 30 demiştim, sözümü yerine getireyim;
Hatalarım olmuşsa affola,belirtirseniz sevinirim *-*
İyi okumalar, yeni bölüm huzurlarınızdaa... 👏🎊
Okumaya ne zaman başladınız? :
Etrafına bakındığında, adamlar ona canavar görmüş gibi bakıyorlardı. Kendine siper aldığı kurşun geçirmez kapıyı ani bir refleksle tekrar kapattı. İçeriden kapıya sıkılan kurşunların çıkardığı gürültüleri duymamak imkansızdı. Sesler kesilince kapıyı tekrar araladı, o anda gördüğü ilk adama silahını doğrulttu. Kaşları çatıktı ve burnundan soluyordu. Tetiği çekmesiyle birlikte adam göğsünden vuruldu. Hadi ama, o yılların profesyoneliydi. Birkaç piç kurusunu tabii ki halledebilirdi.
Altı kişiden biri gitmişti, kalan beş.
Penceresi olmayan depovari yapının kapısını aralayıp uzaklaştı. Yeterince uzak olduğundan emin olunca pimini çekmiş olduğu zehirli gaz bombasını içeri fırlattı.
Beş kişiyi önce zehirleyen bu gaz ile geçici felç edip, etkisiz hale getirebilirdi. Birkaç saniye içinde içeri yaklaştı. Çoğu adam yerdeydi. Kapının aralık bölümünden görebildiği adamlara kurşunlarını yağdırdı.
Aslında olaya pozitif bakmak istenirse, bu onlar için bir armağandı. Onları öldürmesi, daha fazla günah işlemelerine engel olmuştu.
Sonunda tamamen içeri girdiğinde kimsenin sağ kalmadığını anlamıştı. Yüzünde başarının getirdiği gururlu bir sırıtma oluşmuştu. İş temizdi, olay mahallide öyle. Atalay'ın cansız bedenine gidip çömeldi. Suratını inceledi. Polisler burada olamazlardı çünkü Atalay malum polisleri sevmiyordu,bu nedenle polislerin gelmeyi akıllarından geçirmeyeceği ıssız bir yerde toplanırlardı.En azından Barış,Kuzey'e öyle demişti. Ama bunlar Kuzey'in umurunda değildi. Ölüsüne bile bakarken sinirlenen Kuzey, suratına daha da baktığında ölülüğün getirmiş olduğu masumiyetten izin olmadığını düşünerek tekrar sinirlendi. Onun yerine hala bir yerlerinde piçlik seziyordu. "Bu adamın tipi piçti ki!" diye düşünmeden edemiyordu .Daha da sinirlenmemek adına ayağa kalktı. Ellerini beline koydu ve son kez Atalay'ın ölüsüne tekme attı.
Fakat tekmeyi attığında ona doğrultulan silahı fark etmemişti.
Ve o an ,zaman ağır çekimdeydi. Tetiğin çekildiğini duymasıyla sesin geldiği yöne dönmesi, kurşunun silah namlusundan çıkışını görmesi ve kurşunun gelip bacağına saplanmasını film edasıyla seyretmişti. Üstüne üstlük yetmeyip, gebertemediği piç kurularından birinin bu sefer karnını hedef alması ile bardaktaki su taşmıştı.
Allah'tan çelik yelek giymişti. Yoksa şu an yerde kıvranıyor ve bir umudu bekliyor olacaktı. Acıya alışkındı. Hele ki kurşun acısına. Bu sebeple sadece yüzü ekşidi. Bacağından hızla yere kavuşmaya can atan kanı aşağı süzülüyordu. Dizlerinin üstüne yığıldı. Silahını ona ateş eden yavşağa yöneltip bu sefer şakağından vurdu. Kafasını onaylamayan bir ifade ile iki yana salladı. Büyük bir hata yapmıştı. Ve bu canına mal olabilirdi. Yaralı olmayan bacağıyla ayağa kalktı. Tam kapıdan çıkarken bu sefer omzundan vuruldu. Zaten kan kaybetmişti. Üstüne üstlük hala darbe alırken öfkesi tavana çıkmıştı.
Sinirle soluyup arkasını döndü:
"Ulan ağzına sıçtığımın biti. Bu ne lan gebermiyorsunuz.Cüneyt Arkın mısınız lan siz! İlle süzgece mi çevireyim, sizi gidi göt laleleri! " diyerek yaşayıp yaşamadığından emin olmadığı ve ilgilenmediği herkese kurşun sıkmıştı. Fazla olmuşlardı ve iyi (!) niyetini suistimal ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3A: İNFAZ [DÜZENLEMEDE] +18
Actionİlk hikayemi gururla sunuyorum. Hatalarım için şimdiden üzgünüm. İyi okumalar. Kuzey'in derin soğuklarında boğulan, donmaya ramak kalmış bir kalbin öyküsü. "Hatasız kul olmaz." demişler. Argo unsurlar yer yer bulunmaktadır. Hikayemde...