GİRİŞ [I] - "Can Kırıkları" Düzenlendi

82 6 0
                                    

Yıl Önce

Katil elindeki bıçağı, önünde ona aslan görmüş ceylan gibi korkuyla bakan adama doğru gösterdi.

Siyah, yün eldivenin arasında sıkışan bıçak, kurbanın bir yerine saplanmak için bekliyordu. Bıçağın parlak metaline yansıyan sokak ışıkları, katilin gök mavisi gözlerini aydınlatıyordu.
"Şiddetin her türlüsü, kumar, alkol, üstüne üstlük bir de aldatmak ha?"

Yüzünde tüyler ürperten bir gülümseme ile elindeki bıçağı adamın yanağına yaklaştırdı ve zarar vermeden minik bir seyahate çıkarttı .

"Sen gerçek misin ya? Tüm çiğnenmemesi gereken kurallarımı yıkmayı nasıl başardın?" diye kurbanının kulağına ürkütücü bir tonda fısıldadı.
Adamı zaten dövmekten haşat etmişti. Ayağa kalkmaya mecali kalmamış, yerde oturup duvara sırtını yaslamış kurbanının kolunu kaldırmaya dahi hali yoktu.

Ardından parlak metalin sivri ucunu bastırarak adamın elinin üstüne derin bir "A" harfi çizdi.
Aldatan'ın A'sı.
"Bir daha herhangi bir insana kalkamayacak bu elin." diye gülerek fısıldadı tekrar kulağına doğru. Gecenin ıssız vakti,bulundukları sokağın varlığını bile bilmeyecek insanlar vardı şehirde.
Üstüne harf çizdiği eli kenara bıraktı ve diğer elini aldı.

Avucunu çevirdi ve avucuna da bir "A" çizdi.
Aldattıran'ın A'sı.
"Kimseye dokunamayacaksın!"
Sonra eliyle kafasını tutup sertçe yana çevirdi, bu sefer yanağına bir "A" harfi çizdi.
Aldatılan'ın A'sı.
"Kalkıp dilini kesmeyi çok isterdim ama seni daha beter bir hale getirirken adımı sayıklamanı istiyorum." Dedikten sonra , düşünürcesine hafif mırıltılar çıkarttı.

"Ama ... Şimdi düşündüm de ,canını daha da yakarken gözlerini kapatmanı istemiyorum. Göz kapaklarını kesmeme ne dersin?" diye gözleri parıltıyla sordu adama.

Adam bitkin halde "Allah'ım cehennemi bana dünyada mı yaşatıyorsun böyle? Al canımı da kurtulayım, Allah'ım affet beni ne olursun..." daha sözlerini devam ettirmesine izin vermeden katil, kurbanına seslendi.
"Sence şu an tövbe etmenin sırası mı? Biraz geç kaldın sanki ha?"
Daha da öfkelenen katil hemen sözlerine yenisini ekledi.
"Ulan sen hem yoldaki çoluk çocuğa hem de evlendiğin kadına tecavüz ediyordun değil mi!" dedikten sonra adamın cinsel organına kenarda bulduğu cam parçasını sapladı.Adam can havliyle gözlerini sıkıca yumarak acı dolu bir feryat bıraktı sessiz sokağa. Adamın çığlını bastırmak adına eliyle ağzına kapattı.

"Sana gözlerini kapatmamanı söylemiştim." Diyerek bir eliyle adamın göz kapağını kaldırdı ve kalkan deriye üstten bıçağını geçirerek göz kapağını kesti.

"Şimdi seni öldüreceğim, hazır mısın?" diye sordu öylesine.Çünkü cevabının pek bir önemi yoktu.
"Adım... Kuzey. "diye fısıldadı adama.
" Tam da şu anda adımı sayıklayabilirsin." dediğinde adamın sağ bacağına diğer cam parçasını sapladı. Adam sadece acıyla bağırıyor ve bir yandan da konuşmaya çalışıyordu.

"Ne olur dur! Yapma! Kuzeey! Senin ben ananı... " dediğinde Kuzey'in bu laftan sonra gözü dönmüştü iyice. "Annemi ne karıştırıyorsun haysiyetine sıçtığım!"
Lafını bitirmesine izin vermeden adamın belindeki kendine ait silahı adamın yaralı eline verdi, kalbine doğrulttu, tetiği çekti.
"Erken bitti." diye düşünerek sövdü içinden.
Bıçağını aldı, olay yerinden uzaklaşırken uzaktan bir ses duydu. Sezgilerine her zaman güvenen katil,sanki birisi onu izliyor gibi hissedince sese doğru ilerledi.
Hemen ayağa kalktı ve sese doğru ilerledi. O daha da yaklaşmadan konteynırın arkasından sarı saçlı, genç bir çocuk çıktı. Ellerini havaya teslim olurcasına kaldırmıştı. "Abi Allah aşkına siktir olup gideyim valla hiçbir şey görmedim ,sal beni."dediğinde
Kuzey tek kaşı havaya kalkmış şekilde "Ne işin var burada?" diye soğuk bir şekilde sordu.
Çocuk titreyen çenesine hakim olmaya çalışarak "Ben... Ben sadece takip ediyordum." dedi. Sonrasında çenesiyle arkada yatan adamı işaret etti.

"Onu."
Kuzey'in kaşları merakla havalandı.
"Ne için?"
Genç mahcup şekilde,
" Bak valla seni gördüğümü kimseye söylemeyeceğim hatta teşekkür ederim, beni kurtardın." Kuzey,çocuğun lafını kesti.
"O adam dediğini ilk bulduğumda karnında taze bıçak yarası vardı. Bıçak nerede?" diye sordu.
"E yuh ama nasıl fark ettin lan onca boğuşma içinde be!" diye çemkirerek bağırdıktan sonra yerde duran bıçağı,ayağıyla Kuzey'in önüne doğru itekledi.
"Neden bu tipini siktiğimi öldürmek istedin?" dediğinde çocuk tekrar mahcup bir şekilde,
"Annemin eski kocasıydı, ona hep kötü davranıyordu. En sonunda ise.."
Gözleri buğulanmış, boğazı düğümlenmişti sarı kafalı çocuğun. Son sözlerinden sonra ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.

"Annemi öyle görmeyi hiç istemedim ben! Annemin öldüğünü görmeyi istemedim tamam mı? Kim ister annesinin boğazının kesildiğini görmeyi! " diye bağırıp hıçkırıklarında boğulduğunda Kuzey'in yüzü yumuşamış hatta burnunun direği sızlamıştı.
Kuzey çocuğa doğru ilerledi ve omzunu tuttu. "Şşt tamam,zaman elbet acını hafifletecek, sakin ol."
Çocuğu biraz kendinden uzaklaştırıp konuştu.
"Hiç akraban falan yok mu teyzen, deden?"
Çocuk gözyaşları ile kafasını sağa sola salladı.
"Annem yetimhanede büyümüş, bilmiyordu annesini babasını." dediğinde Kuzey çocuğun omzunu sıktı desteklercesine.
"Bak şimdi dostum. Geçmişlerimiz benziyor hemen hemen. Sakın ama sakın bir daha böyle kimseyi öldürmeye kalkışma.Git oku,büyü, eğlen, ne bileyim yaşa işte." Katil son sözleriyle biraz duraksadı.Kendisi de bilmiyordu ki yaşamayı. "Tamam mı? Beni gördüğünü de unut, aramızda kalsın ,git hadi evine anlaşıldı mı?"
Dedikten sonra arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Çocuk, "Kalacak bir yerim yok ki. "diye mahcup ve sessiz bir şekilde geveledi ağzında kelimeleri.
Ardından biraz durdu, Kuzey'in arkasından koştu ve sırtına sarıldı.
" Lütfen be kardeşim beni de al yanına, çok iyi bilgisayar kullanırım, okulumu hackleyip notlarımı değiştirebiliyordum. Bak çok işine yararım, lütfen beni bırakma. Kimsem yok." dediğinde Kuzey sadece kafasını yana çevirip arkasına baktı.
Çocuğun omuzlarındaki ellerinin üstüne birkaç kez destek verircesine vurdu. Ne yalan söyleseydi şimdi, çocuğa hem üzülmüş hem de kanı kaynamıştı.
Sonra yolunda ilerlemeye devam etti.
Çocuk ise arkasında, anne ördeği takip eden yavru bir ördek gibi minik adımlarla ilerlemeye devam etti.
"Bu tamam mı demek oluyor? "
"Ben bir şey demedim, sen gelmek istiyorsan yine gel ama işlerime burnunu sokma." dediğinde çocuk "Yes bee! Takım olduk resmen. Süper kahraman ve yanında bilgisayarla uğraşan yardımcısı." dedi.
Kuzey de gülmüştü.Ceketinin cebinden sigara paketini çıkarttı.İçinde bir dal çıkartıp rüzgarlı havaya sırtını dönerek ve ellerini siper ederek çakmağı yaktı. Alevi bünyesine kabul eden sigaradan derin bir nefes çekti ciğerlerine.

"Sahi, yaş kaç?" dediğinde sarı saçlı boncuk gözlü çocuk "18" dedi.
Kuzey onun bu yaşta olmasına rağmen böyle cılız olmasından dolayı onu daha küçük zannetmişti.
Halbuki kendisinden sadece iki yaş küçüktü.
"İsim?" diye sorduğundaysa çocuk artık Kuzey'in yanına varmıştı.
Başını özgüvenle kaldırdı ve söyledi,
"Barış,sen de Kuzey'sin." dediğinde Kuzey anlık bir afallama yaşamıştı.
Mimiklerinden, içinden "Nasıl?" dediği anlaşılıyordu.
Barış, "Aslında seni bir süredir araştırıyorum." dediğinde Kuzey iyice donakaldı.Cebinden bıçağı çıkartmaya yeltendiğinde Barış hemen bağırarak "Dur dur dur."dedi.
Sonrasında Barış karnını tutarak kahkahalarda boğulmaya başladı.
"Şaka yapıyorum, şu .."dedi ve kafasıyla yerde kanlar içinde yatan adamı işaret etti. "... sana söylerken duydum." Diyerek gülmeye devam eti.
Kuzey ise rahatlamanın verdiği ferahlıkla bir "Oh!" diyebilmiş ve Barış'ın kafasına şakalaşırcasına bir tane tokat geçirmişti.

Ve bizim ikilinin kan küvetindeki sefa dolu dostluğu da böyle başlamış oldu


3A: İNFAZ [DÜZENLEMEDE] +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin