4.BÖLÜM "Sevgili?"

513 56 41
                                    


K

eyifli okumalar...

Genç adam bulunduğu duruma lanet edip öfkeyle direksiyonu yumruklayarak rahatlayabilmeyi umuyordu. Çok geçmeden yanıldığını ve bunun bir işe yaramadığını anlamıştı, lakin sinirden elini kolunu koyacak bir yer bulamıyor gibiydi. Süratle kullandığı arabadan bir haber, kafasının içinde kurduğu Ağır Ceza Mahkemesi'nde babasına türlü türlü cezalar kesip , yargılıyordu. Ve yine bir çıkış yolu bulamayıp kısıp kaldığı kapanda çırpınıp duruyordu.

Yirmi yaşındaydı ve hayatı boyunca istediği tek şey abisine duyduğu sevginin karşılığını alabilmekti. Çocukluğunu hatırlıyordu bazen. Küçücük bir gülümseme ya da takdir dolu bir bakış için dibinden ayrılmaz, kuyruğu gibi peşinde dolaşırdı abisinin. O zamanlar pek anlamasa bile yine de abisinin kendisini istemediğini, kabul etmez oluşunu hep kendi suçu olarak görürdü. Ona göre abisi bir kahramandı ve ne yaparsa yapsın hep bir sebebi vardı.

Zamanla yaşı büyüdükçe kabullenmesi gereken gerçeklerde büyümüştü tabi. Abisinin ona her bakışında yüzünde oluşan acı çeker gibi ifade , bazı zamanlar onu görmeye bile tahammül edememesi de bunlardan biriydi. Onu öyle iyi anlıyordu ki... Ama yine de sevgisini beklemekten kendini almasına yetmiyordu tüm bunlar.

Ama şu vardı ki, genç adam hiçbir zaman vazgeçmemişti onu sevmekten. Belki artık büyümüştü, çocukluğa vurup kuyruğu gibi dibinde dolaşamıyordu ama onu örnek almayı da hiçbir zaman bırakmamıştı.

Abisini ne kadar çok seviyorsa babasına beslediği öfke de aynı orantıda artıyordu. Geçmişin tüm yıkıntılarının tozlarını üzerlerine süpürmüş , bir kenara çekilip hayatına devam etmişti. Böyle düşünüyordu genç adam. Her şeyin sorumlusu ve abisinin kendisinden uzak durmak istemesinin tek suçlusu oydu.

Kafasındakileri bir kenara atıp ana yola geçmek için direksiyonu çevirdi biraz sonra. Zaten ne olduysa da o an da oldu. Panikle ani bir firen yapıp aracı durdurdu güç bela. Birkaç saniye hareket edemese de yerinden, kendisine gelir gelmez arabadan dışarı fırladı.

***

Hemen önünde sesli bir frenle duran arabanın etkisiyle yere düşüşünü engelleyememişti genç kız. Kendini toparlamaya çalışırken bacağında hissettiği keskin acı ile inlemeden edememişti. Başını kaldırdığında kendisine şaşkın şaşkın bakan adamı görür görmez sinirle söylemeye başlamıştı. Eh, huylu huyundan pek de vazgeçemiyordu.

" Sorduğun için çok sağ ol! Ben de iyiyim işte, hala yaşıyorum! Öldüremedin yani ! "

Genç adam sonunda girdiği küçük çaplı şoktan çıkmış olmalı ki, hemen kıza doğru yaklaştı öfkeli adımlarla.

"Yolun ortasına niye atlıyorsun kızım? Arabanın altında kalıyordun az daha ! Delirdin mi sen?"

Az önce yaşadıklarından ve duyduklarının şaşkınlığından olsa gerek cevap vermek için biraz beklemek zorunda kalmıştı genç kız.

"Ne diyorsun sen kardeşim ! Ben yolumda gidiyordum, sen geldin çarptın bana. Ne biçim insansın be sen? İnsan bir sorar; iyi misin, bir şey oldu mu diye. Ama yok! Hemen bir kendini savunmalar , bir üste çıkmalar!"

Genç adam karşısındaki kızdan beklemediği bir tepki alınca bir süre ne diyeceğini bilemedi. Ne kadar kabul etmek istemese de haklıydı kız. Zaten sinirliydi, bir de üstüne bu olay patlak verince kendisine hakim olamamış, düşünmeden davranmıştı. Oysa hiç de kadınlara karşı kaba ve vurdumduymaz biri değildi. Yenilmişlik ve omuzlarına çöken suçluluk duygusuyla mahcup bir şekilde kızın yanına gelmesi bir olmuştu .

Karlar Erimeden Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin