11.BÖLÜM " Madde 13 "

354 33 22
                                    


K

eyifli okumalar!

Çalan telefon sesi ile henüz dalmış olduğu uykusundan uyanmak istemese de, yine de komodine bıraktığı telefona uzandı genç adam. Bir haftadır sabırsızlıkla beklediği haber olabileceği düşüncesiydi ona bunu yaptıran. Zorla açtığı gözleriyle ekranda yanıp sönen ismi görünce yanılmadığını anlayarak hızlıca toparlandı yatağın içinde. Telefonu yanıtlarken bir yandan da yatak başlığına yaslanarak dik bir konum almaya çalışıyordu alelacele.

"Kardeşim, uyandırdım mı?" Karşıdan gelen eğlenen, alaylı sesle gözlerini devirdi Evren.

"Murat, uzatmasam mı kardeşim?" diye dişlerinin arasından konuştu. Biliyordu, sırf onu sinirlendirmek, damarına basmak için yapıyordu arkadaşı. Ondan haber beklediğini biliyordu gayette. Zira günde üç dört defa bir haber var mı diye yokluyordu Murat'ı.

"Sen bayağı vuruldun yani bu kıza öyle mi?" diye son derece ciddi bir ses tonuyla yineledi sorusunu Murat hayretle. Çünkü bu soruyu son bir haftadır sık sık sorarken buluyordu kendisini.

Evren onun çocukluk arkadaşıydı ve onun bu halleri alışık olduğunun dışında her an daha çok şaşırmasına da yol açıyordu. Genç adam ister istemez onaylanma ihtiyacı hissediyordu.

"Murat, uzatacak mısın daha? Anlattığıma pişman ettin kardeşim!" Evren sistemle konuşurken yanaklarına inen sıcaklığın şaşkınlığı ile Murat'ın karşısında olmadığına sevinmeden edemedi. Bir de ergen kızlar gibi kızaran yanaklarını görse kim bilir kaç milyon sene dalga geçerdi kendisiyle. Karşıdan gelen arkadaşının sesiyle çabucak toparlandı genç adam.

"Hemen niye kızıyorsun lan? Sanki kötü bir şey söyledim! Her haltını biliyorum ben senin, sen de benim tabii. Ne bileyim işte, senin hayatında bir kız olacağı gerçeği tuhaf geliyor. Sen hep demez misin, 'dünyanın en tehlikeli canlıları bunlar' diye."

Evren kesik bir nefes alıp birkaç saniye sonra derince soluyarak yılmışlıkla konuştu.

"Hala öyle düşünüyorum kardeşim. Allah belamı verdi anlayacağın!" karşı taraftan gelen gül kahkaha sesleri ile telefonu kulağından uzaklaştırdı genç adam. İyice diline dolayacaktı şimdi arkadaşı. Ona hiç fırsat vermeden hızlıca konuyu değiştirdi beklemeden.

"Hadi, boş ver şimdi bunları! Sen neden aradın, bir haber mi var yoksa?" ne kadar sabırsızlandığı sesinin renginden bile anlaşılıyordu.

"Evren, bir şeyler var ama tuhaf biraz dostum." Evren, hareketlerinden bilinçsizce kaşlarını çatmış, yüzüne çarpan rüzgara kadar yataktan kalkıp odasındaki balkona geldiğini bile henüz algılayabilmişti.

"Nasıl tuhaf?"

"Senin verdiğin bilgilere göre bu kızın anne ve babasının bulunması imkansız dostum. Çünkü eğer resmi kayıtlarda bir yanlışlık yoksa ki bu imkansız, Metin ve Melek Taner'in hiç çocukları olmamış. Babam birkaç şeyden bahsetti ama yüz yüze konuşsak daha iyi olur kardeşim. Yarın buluşalım istersen, nasıl olur?" Evren, arkadaşının sesindeki telaşı ve bir şey saklamaya çalıştığı belli tavırlarından çoktan anlamıştı bir şeyler döndüğünü.

"Kenan Amca tam olarak neyden şüpheleniyor Murat? Doğru düzgün anlatsana şunu!" Murat zaten çoktan yakalanacağını biliyordu en başından. Şu dünyada kaldıramayacağı tek insan Evren'di çünkü.

"Bu sadece bir şüphe henüz araştırılıyor, ama babam Nefes'in evlatlık olabileceğini düşündüğünü söyledi. Daha kesin değil dostum, yarın gel konuşuruz." diye çabucak söylendi genç adam.

Karlar Erimeden Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin