10. BÖLÜM "Delirdin herhalde?"

332 35 4
                                    

Keyifli okumalar...

"Söylesen ne olur sanki? Meraktan çatlarım ben şimdi! Çatlasın mı Aslı? Kafamda kırk tane şey kurarım. Yazık değil mi bana?"

Nefes, sabah okula geldiklerinden şu saate kadar Aslı'nın merak dolu bakışlarına maruz kalmış, öğle arasına kadar savuşturabilse de Aslı ilk boşlukta sorularını sıralamaya başlamıştı şimdi.

Aslında minnet duruyordu peşi sıra hem soru sorup hem de ona yetişmeye çalışan kıza. Dünden beri meraktan ölmek üzere olduğuna emindi, ama yine de ağzını açıp tek kelime etmemişti Yiğit ve diğerlerinin yanında.

Sonunda pes edip aniden yerinde durmasıyla Aslı'nın sırtına çarpması da bir olmuştu. Bulunduğu duruma gülmeden edemedi Nefes. Daha bir ay öncesine kadar sadece öleceği günü bekleyen bir insanken, şimdi hayat onu nelerle karşılaştırıyordu.

"Aslı, sana dürüst olacağım ve bir şey saklamayacağım senden. Ama şu anda anlatamam!" hızlıca etrafta göz gezdirip tekrar merak içinde devam etmesini bekleyen Aslı'ya yöneltti bakışlarını.

"Okul çıkışında bize gelebilir misin? Hem daha rahat konuşuruz." Aslı kuşkuyla Nefes'e diktiği gözlerine mani olamamış araştırırca üzerinde gezdirmişti bakışlarını.

"Bir suça karışmadın değil mi Nefes?" Nefes engel olmadığı bir kıkırtı ile başını iki yana salladı. Aslı alem kızdı. Nereden buluyordu bu düşünceleri acaba?

"Henüz o kadar delirmedim merak etme! Sadece sana bir şey anlatmam lazım ama burası uygun değil, tamam mı? Bu kadar yani!"

Aslı ne kadar açıklamadan tatmin olmasa da çabucak başını sallayıp onayladı Nefes'i. Hazır anlatmaya karar vermişken onu geri çevirmeye de niyeti yoktu.

"Tamam. Ama önce eve uğramam lazım. Ben daha sonra gelirim akşam üzerine doğru size, olur mu?"

Nefes rahat bir soluk bıraktıktan sonra kantine yönelmeden önce mırıldandı ağzının içinden,

"Anlaştık o zaman!"

***

Evin içini dolduran zil sesi ile oturduğu koltuktan hızla doğruldu genç kız. Hemen yanında oturup kahvesini yudumlayan Zeynep Hanım'ın şüpheli bakışlarına aldırmadan kapıya yöneldi koşar adımlarla.

"Aslı gelmiştir Zeynep Teyze, ben açarım!" diye de çabucak eklemişti hızlı adımlarına uyan bir serilikte.

Zeynep Hanım şu geçtikleri iki gün içinde Nefes'te normalden daha fazla bir tedirginlik ve bir anda oluşan dalgınlıklar gözlemliyordu. Meslek hastalığı olsa gerek ki çocukları çok iyi tanıyor ve sürekli oluşan tutarsız davranışlara karşı temkinli yaklaşıyordu.

Nefes'in biraz önce kaybolduğu salon kapısına bakarken gülümsedi yaşlı kadın. Nefes alışıyordu buraya ve Zeynep Hanım bu durumdan sonsuz bir mutluluk duyuyordu. Genç kızda bir şeyler vardı sezimlediği fakat şimdilik üzerine gitmeyecek ve bu durumun tadını çıkaracaktı.

"Babaanne? " Yiğit'in seslenmesi ile daldığı düşüncelerden kurtulup torununa baktı ilgiyle Zeynep Hanım.

"Efendim canım? Bir şey mi dedin?"

"Annemlerle konuştum az önce dedim ama dalmışsın sen bayağı. Hayırdır?" Araştıran bakışlarını babaannesinin üzerinde gezdirdi Yiğit.

"Büyümüş de babaannesi için endişeleniyor muymuş benim oğluşum?"

Zeynep Hanım'ın gözleri sevgiyle parlarken parmaklarının arasına aldığı yanakları küçük çocuk sever gibi sıkmaya başlamıştı şimdi. Yiğit ne kadar kendini kurtarmaya çalışsa da pek başarılı olmuşa benzemiyordu. Zira Zeynep Hanım bir gayret sıktığı yanaklara karıştırdığı saçları da eklemişti. Yiğit üzerindeki ellerden can havliyle kurtulup,

Karlar Erimeden Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin