Milyonların yaşadığı bir Şehirde yanlızlık nedir bilirmisiniz...
Sanki kendi kendime nefes alıyorum
Nereye baksam boş sokaklar
Nereye baksam Karanlık
Umutlar mı, bana artık çok uzak
Her geçen gün eksiliyorum
Tükeniyorum, direnemiyorum bu Hayata
Bu karmaşanın, içinde kayboluyorum
Beni sürüklüyor yaptığım hatalar
Bedelini ağır bir şekilde ödüyorum
Basit bir Aileydik nasıl bu hale geldik
En son ne zaman Mutluydum, hatırlamakta zorlanıyorum..Herşey birer birer gün yüzüne çıkıyordu, bu büyük bir Oyundu ve bu oyunun piyonları Abim,Pars ve bendim.
Bütün olayların birbiriyle bağlantısı vardı ama nerden başlasam bilemedim, Parsın Abimle yakın arkadaş olması işleri dahada karıştırıyordu, olaylar sandığımdan da karışıkdı.
Üniversiteden sonra Parsı görmeye gittim son zamanlar ikimizde çok boşlamıştık Üniversiteyi, derslere bile konsantre olamıyorduk doğru dürüst.
Parsın yanına gittiğimde Babasıda vardı, nasıl davranıcağımı bilemedim panik halindeydim onu görünce ellerim titremeye başladı, nefes almakda zorlandım buz kesildim adeta, gerçekleri biliyordum ama Parsa diyemezdim, onun üzülmesine dayanamazdım.
Korkuyordum tepkisi nasıl olucaktı.."Baba, tanıştırıyım bu Kız arkadaşım Işık"
" Demek Işık güzel İsimmiş, tanıştığıma memnun oldum Işık"
Bende tedirgin bir şekilde kafamı salladım hafifce.
Ondan çok korkuyordum, keşke Parsın onun gibi bir Babası olmasaydı kendim için değil Pars için üzülüyorum.
"Keşke daha önceden gelseydin Işık, benim şimdi gitmem lazım mutlaka bizede beklerim"
" Tabi efendim."
Bu adamı gördüğümde neden bilmiyorum ama tüylerim diken diken oluyor, korkuyorum bakışı, soğukluğu bir şey var içimi ürperten onu görünce.
Parsın biraz yanında kaldıktan sonra eve gittim, bu günki Derslerden sonra yorulmuştum, uzun bir süredir boşlamıştık zaten Üniversiteyi, Dersler felan derken yorgun düşmüştüm.
Yarında işe gidicektim, bütün sorunlarımın arasında birde Para kazanıp ayakta kalmaya çalışıyordum.Taşıdığım bütün Sırlar bana ağır geliyordu, geceleri bile uyuyamaz oldum her gece kabus görüyorum, her gece birinin nefesini ensemde hissediyorum sanki, boğuluyorum, her gün hıçkırıklarla kalkıyorum, bu taşıdığım yük, vicdan azabı, Sırlar, Abimin ölmesi, sevdiğim adamı kandırmam, Babasının gerçek yüzü, Ailemin durumu...
Kayboldum ben bu Dünayada, Kayboldum bu Şehirde, bu kadar şeyi çeken İnsan nasıl delirmez bende anlamıyorum. Okadar kendimi kaybediyordum ki, bazen adımı unuttuğum bile oluyordu.
Vücudum artık güçsüzdü, sinirlendiğimde ellerimi bile sıkmak zor geliyordu bana.
Bütün yaşadığım Siniri Öfkeyi Acıyı geceleri kendimden çıkarıyordum. Benim verdiğim Zarar kendime, kendimi bitiriyorum hep.
Sabah olmasını bile istemiyorum bazen, sadece uyumak istiyorum, uyumak ve unutmak, sessizlik istiyorum..Elim kolum bağlı bekleyemezdim artık, Parsa demeden gerçekleri bulmalıydım, sakladıklarım yüzünden beni affetmicekdi bir gün, ama onada bunu yapamazdım gerçekleri bir gün öğrenmesi lazımdı onunda hakkıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25 Mayıs
RomansaHepimizin bir çizgisi var bu Hayat da kimimiz doğru yolda ilerleriz herşeye rağmen kimimiz zorluklara galip gelemediğimiz için pes edip o yoldan farklı yerlere gideriz ... İnsan geçmişinden mi kaçar yoksa geleceğinden mi bir çok kez düşündüm, bana...