"Bunu onun iyiliği için yaptığınızı zamanı gelince anlayacak. Bir gün büyü bozulduğunda tekrar sizin kızınız olacak, kimse onun içindekini yok edemez. Zaten bu yeşil gözlerin başka bir açıklaması olamaz. Draco ve Blaise onun bu dönemi aşmasına yardım edeceklerdir. Artık yapmalısınız. Karanlık Lord'un her yerde gözü olduğunu unutmayın." Narcissa Bayan Zabini'nin bir nebze olsun rahatlaması için yaptığı konuşma işe yaramıştı. Bayan Zabini dolu gözleriyle kızına doğru yaklaştı, asasını uygun bir şekilde tutup kızının bu görünüşünü aklına kazımak istercesine baktı ve büyüyü mırıldanmaya başladı.
Bayan Zabini büyüyü bitirdiğinde bir iki adım geriye eşinin yanına gitti. Odayı dolduran ışık ve bebeğin etrafını saran büyünün enerjisi o kadar yüksekti ki bir an odadaki herkes onun ölmesinden korkmuştu.
Birden odadaki bütün ışıklar gittiğinde ortaya çıkan küçük kesinlikle Zabini ailesine benzemiyordu. Süt gibi beyaz bir ten, açık kahverengi saçlar ve aynı şekilde kahverengi gözler. Büyü başarıyla tamamlanmıştı; artık Hermione kısa bir süreliğine bir Granger'dı.
Bir hışımla yataktan fırlarcasına kalkmamın nedeni bitmek bilmeyen kabuslarımdı. Daha önce hiç görmediğim bir yerde dört kişi toplanmış konuşuyorlardı, neredeyse tüm rüyalarımda gördüğüm o kadın sanki yaptığı bir hatadan dolayı özür diliyor sonrasında bir büyü yapıyordu. Her şey kesik kesik aklımdayken rüyanın Draco'nun bana söylemediği Cadılar Bayramı'nda öğreneceğim şu şey ile ilgili olduğunu düşünmeden duramıyordum. Son zamanlarda gördüğüm tüm rüyalarda aynı kadın vardı ve bulunduğumuz yer de aynıydı. Sanki bir olayın farklı kesitlerini görüyormuş gibiydim.
Kendime geldiğimde yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım. Bugün İksir dersimiz vardı ve yeni profesör gerçekten profesör Snape'i aratmıyordu. Tek farklı yanları bu profesörün gözde öğrencisi olmamdı sanırım.
Aynanın karşısına geçip saçlarımı düzeltmeye başladığımda gözlerimin artık daha çok dikkat çektiğini biliyordum. Saçlarım da kahverenginin koyu bir tonuydu. Annem ve babamın saçlarının bu kadar koyu olmadığını biliyordum ve soranlara 'değişiklik olsun diye boyadım' demekten sıkılmıştım. Asamı yüzüme doğrulttum, gözlerimin rengini değiştirmek için yapacağım büyüyü bulup mırıldandığımda sanki üzerimde bir kalkan varmış gibi büyü anında geri tepti. Birkaç kez denediğimde aynı sonucu aldığımda sinirle çantamı alıp yatakhaneden çıktım. Umrumda değildi.
Büyük salona geldiğimde kahvaltı çoktan başlamıştı. Kimsenin dikkatini çekmemek adına açık kapıdan yavaşça içeri girdim. Nereye oturmam gerektiğini düşünmeden Slytherin masasında yerimi aldığımda Pansy'nin saçlarıma attığı korkunç bakışları gördüğümde saçlarımı düzeltmediğimi hatırladım. Pansy gülerek asasını eline aldığı gibi saçlarımı düzeltmeye başladı. Blaise kafasını tabağından kaldırdığında göz göze geldik "Günaydın Hermione." dediğinde ben geldiğimde astığı yüzü dikkatimi çekse de gülümseyerek "Günaydın." dedim.
Dersten çıktığımda uzun zamandır kendini göstermeyen ağrı gittikçe dayanılmaz bir hal alırken güç bela kendimi okulun bahçesine attım. Gözüme kestirdiğim ağacın kenarına doğru yürürken bir yandan çantamdan baş ağrısı için hastane kanadından aldığım iksiri arıyordum. Tanıdık şişe elime geldiğinde tuttuğum nefesi dışarı verdim ve ağacın kenarına oturdum. Boğazımdan akan sıvının vücuduma verdiği rahatlıkla gözlerimi kapatıp başımı ağaca yasladım. "Hey iyi misin?" diye soranın kim olduğunu öğrenmek için gözlerimi açtığımda karşımda Ron'u görmeyi beklemiyordum. "Sana ne." diyerek onu terslediğime bozulsa da belli etmemeye çalışarak. "Bunca senelik arkadaşlığımızı seninle bulanık diye dalga geçen aptallar yüzünden bozduğuna inanamıyorum." dediğinde içimde yükselen öfkeyi net bir şekilde hissedebiliyordum. "Demek ben bozdum. Çantamı karıştırıp içinden benim için önemli olan iksiri alıp bir marifetmiş gibi sana getiren Lavender değil ben bozdum öyle mi? Üstelik hesap sormaya geldiğimde kimin arkasında durduğunu unutmadım." dediğimde yüzü kızarmıştı. Ağzını açmış bir şey diyecekken "Sakın bana o aptalı savunma; seni sevseydi yatakhanede Theo'nun ne kadar yakışıklı olduğundan bahsetmezdi!" diyerek sözünü kestiğimde yüzünün rengi git gide kırmızılaşıyordu. "Beni rahat bırak." dediğimde

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermione Zabini • Dramione
FanfictionSafkan!Hermione 17. doğum gününüzde uyansanız ve hayatınız hakkında bildiğiniz her şeyin yalan olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Dramione