Bölüm 12

2.2K 171 111
                                    


Oy ve yorumlar neden bu kadar az :(

•Blaise

Tüm gece düşünmüştüm. Olayların tuhaflığı beni geriyordu. Her şey düzeldi demeye kalmadan başka olayların patlak vermesi iyi değildi. Son senemiz olduğu için o kadar önemsememem gerektiğini biliyordum fakat Hermione için endişelenmeden duramıyordum. Bu kadar kısa bir zamanda onu kardeşim olarak görmek bana tersti fakat birbirimize çabucak alışmıştık. Onun açısından olaylar karışık olsa da ben uzun süredir onu düşünüyordum ve artık onun öğrenmesiyle daha da yakın olmuştuk. Bu yakınlık onu olası tehlikelere karşı korumam gerektiğini de bana hatırlatıyordu. "Hala uyumadın mı sen?" diyen kişi de son zamanlarda kafa yorduğum başka bir konuydu.

Pansy.

Bu zamana kadar yakın olduğum tek kızdı. Ona gerçekten değer veriyordum fakat şu sıralar hislerimin yön değiştirmiş olabileceği aklımı kurcalıyordu. Tamamen yabancı olduğum bu durum beni korkutuyordu. Üstelik önüne geçemiyordum; tamamen kontrolüm dışıydı ve elim ayağım birbirine dolanmıştı. Bunu anlaması imkansızdı. Duygularımı saklayabilme konusunda usta gibi bir şeydim ve Draco dışında kimse beni o kadar kolay anlayamazdı.

"Uykum yok." son zamanlarda yaptığım gibi onu geçiştirdiğimde sinirlendiğini hemen anlamıştım. "Bana bak Blaise Zabini. Bana karşı olan şu tuhaf tavırlarına derhal son ver yoksa sonu kötü olur." diyerek çıkıştığında onun da kafasını bir şeylerin kurcaladığını düşünüyordum. Çünkü gergindi. "Sadece sana karşı böyle değilim. Kafama takılan şeyler var." açıklamamdan sonra biraz daha yumuşamış görünüyordu. "O kafana her ne takıldıysa kendin çözmek yerine birilerine anlatarak çözmeyi deneyebilirsin. Hermione için endişeleniyor olabilirsin fakat o Draco ile mutlu. Bazıları bunu yediremiyor olabilir ama Hermione seni böyle görürse üzülür." haklıydı. Nott bir şeyler çeviriyordu, bunu bulacaktım fakat Hermione'ye belli etmemem gerekiyordu. "Sağol Pansy iyi geceler." diyerek kalktığımda benimle beraber ayaklanmış kızlar yatakhanesine doğru yürümeye başlamıştı. Daha fazla konuşursak kendimi tutamayabilirdim ve bu raddede işleri mahvetmek istemiyordum. Onu seviyorsam önce kendimi buna hazırlamalıydım. Doğru zamanı bulup ondan emin olmalıydım.

•Pansy

Beni güzel uykumdan uyandıran her kimse birazdan ona ilginç işkencelerimi denemek istiyordum. Gece bir türlü uyuyamamıştım ve güneşin doğuşuyla gözlerimin kapandığını hatırlıyordum. Birkaç saat tilki uykusunun ardından dibimde bozuk plak gibi 'pansy' diyerek bana adımı öğreten kişiyi görmek adına gözlerimi açmayı denedim. "Sen ne kadar uykucu oldun böyle!" sonunda gözlerimi yavaşça açabildiğimde Hermione'yi görmeyi beklemiyordum. "Neden geldin buraya?" diye sorduğum sırada yatakta değişik hareketlerle gerinmeye başladım. "Draco'nun yanına gelmiştim. Duş alıyormuş, uyanmadığını düşünüp geldim." diyerek kollarımı yapıştığım yastığımdan ayırdığında uykum kaçmıştı. Gece Blaise'in tavrı beni düşündürmüştü. Nott bu aralar dikkatimi çekiyordu ve onunla ciddi bir konuşma yapmam gerekiyordu. Bugün onun için güzel bir gündü.

Beraber büyük salona indiğimizde Nott yine ücra bir köşede bizi izliyordu. Bakışları nefret doluydu ayrıca sinir bozucu. Draco ve Hermione'nin konuşmasına katılan Blaise'e fark ettirmeden Nott'un oturduğu yere doğru ilerlemeye başladığımda bakışları beni görünce alaylı bir hal almış, pis bir sırıtış dudaklarına yerleşmişti. "Uzun uzun konuşmayacağım. Sadece o pis bakışlarını bizden uzak tut, ayrıca her ne planlıyorsan vazgeç. Draco senin bizi izlediğini fark ederse olacakları tahmin edebiliyorsundur umarım." Draco'nun adı geçtiğinde bariz bir şekilde gerilen yüz ifadesi gözümden kaçmamıştı. Nasıl bir etki bırakıyorsa insanlar Draco'nun adını duyunca geri adım atıyordu. "İlişkilerinin saçmalığı hoşuma gidiyor. Aralarının kötüleştiğini izlemek de ayrı zevkli olacak. Dikkatli olsan iyi edersin Parkinson." diyip oturduğu yerden kalkmış fazla yakın olacak şekilde bana yaklaşmış ardından gülümseyip yanımdan uzaklaşmıştı.

Hermione Zabini • DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin