Oy ve yorumlarınızın bizi ne kadar mutlu ettiğini söyleyip geçiş bölümünü fırlatıyorum."HERMIONE EVA ZABINI DERHAL UYAN!" Pansy'nin hafif hırıltılı sesiyle uyandım. Perdelerin tutamadığı parlak güneş ışığı göz kapaklarımı acıttığında oflayarak yüzümü yastığıma gömdüm.
"Hermione, cidden artık uyanmalısın. Şifacı duygusal yorgunluktan dolayı uyuyor dedi ama bu kadarı fazla." Pansy'nin bıktığını hissediyordum ama uyanmaya niyetim yoktu. Tonlarca yük taşımış gibi hissediyordum ayrıca kendimi hazır hissetmiyordum.
"Ah, her neyse ben gidiyorum." Kapıyı sertçe kapatıp odayı terk ettiğinde rahatlayıp uykuma geri dönmeye çalıştım. Ne yazık ki kapının tekrar açılmasıyla planlarım suya düştü. En sonunda olabildiğince nazik olmaya çalışarak
"Pansy beni rahat bırak bir uyuyamadım senin yüzünden." uykulu olmanın verdiği derin sesle konuştum. Cidden bedenim o kadar yorgundu ve her yerim o kadar ağrıyordu ki hareket edebilmem bile mucizeydi.
"Pansy'e benzediğimi bilmiyodum. Daha çok seninle beniyoruz sanırım." Sözde ikiz kardeşimin sesini anımsayınca mümkünmüş gibi kafamı yastığıma daha çok bastırdım.
"Blaise, hiç kalkacak halde değilim beni sadece yalnız bırakın." Belki onuncu defa oflarken konuşmak için kendimi zorladım.
"Hermione bir gündür uyuyorsun. Biraz daha uyumaya devam edersen açlıktan uykunda ölecesin. Ağrıların olduğunu biliyoruz bunun için yemek yiyip kendine gelmelisin." Blaise'in dedikleriyle kaşlarım istemsizce çatıldı. Bir gündür uyuyordum ve hala bu kadar yorgundum demek? Bana her ne yaptılarsa bünyeme iyi gelmemişti.
"Kalkmıyorum." kesin bir sesle konuştuğumda Blaise de pes etmişti. Artık beni rahatsız etmeyeceklerini umu uykuma geri dönmeye çalıştım.
•Pansy
"Bayan Zabini bütün bunların olması sizce normal mi?" Herm'in durumu için hepimiz oldukça endişeliydik. Uyuduğu süre boyunca hepimiz bundan sonra olacakları düşünüyorduk. Bayan Zabini hepimizden daha çok korkuyordu fakat Hermione'nin mantıklı düşündüğünde anlayabileceğini biliyordum.
Bayan Zabini kafasını iki yana salladı. "Bana Evangeline diyebilirsiniz çocuklar, bu kadar resmiyet beni yoruyor. Ben de bilmiyorum Pansy, büyüyü ilk yaparken Dumbledore çok riskli olduğunu ve eğer Hermione yeterince güçlü değilse vücudunun bunu kaldıramayacağını söylemişti." Kaşlarımı çattım.
"Bu Hermione'nin büyü yüzünden ölebileceği anlamına mı geliyor?" Ölümden bahsedilince Blaise'in sertçe nefes alışını duydum. Evangeline'ın gözleri dolmuştu.
"Ne yazık ki. Çok riskliydi ama iki çocuğumuzun da bizim hatalarımız yüzünden Karanlık Lord'a hizmet edeceği düşüncesi bizi büyüyü yapmaya mecbur bıraktı."
"17 yıldan sonra sonunda bir ikiz kardeşim olduğunu öğreniyorum, daha beni kabullenmemişken şimdi de ölüm tehlikesi mi çıktı?" Blaise sinirli çıkmasına engel olamadığı bir ses tonuyla konuştuğunda ortamdaki gerginlik mümkünmüş gibi artıyordu.
"Daha fazla konuşmanıza gerek yok. Hermione güçlü bir cadı. Bunu da atlatacaktır." Draco hepimizin aksine sakin bir ses tonuyla konuşmaya ilk defa müdahale etmişti. Sesi kesin ve itiraz istemeyen bir tondaydı fakat bir yanan oldukça sakindi. Herkes sessizleşti. Hermione'ye duyduğu sevgiyi ve güveni basit bir cümlesinden bile anlayabiliyordunuz. 5. sınıfta onunla çıkarken bana Herm'e olan sevgisinin çeyreğini duymadığı düşüncesi bir anlık kalbimi kırdı. Kendime gelmek için kafamı salladım. Draco'ya karşı artık bir şey hissetmediğime emindim. Geçmişteki halime dönmek istediğim son şey olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermione Zabini • Dramione
FanfictionSafkan!Hermione 17. doğum gününüzde uyansanız ve hayatınız hakkında bildiğiniz her şeyin yalan olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Dramione