Bayan Zabini'nin bana gösterdiği gereksiz samimiyete anlam veremesem de ortamdaki resmiyeti bozmamak adına "Merhaba Bayan Zabini." dedim. Geldiğimizden beri yüzünden düşmeyen gülüşü daha da genişlediğinde ben de gülme ihtiyacı hissettim. Ortamdaki bariz olan gerginliği boş verip Bay Zabini'nin gösterdiği salona doğru yürümeye başladım.İki tarafa açılan ihtişamlı kapıların ardındaki koca salonla bakışırken koltuklarda oturan anne ve babamı gördüğümde yanlarına gittim. Annem anında kollarını boynuma dolayıp beni ne kadar özlediği ile ilgili şeyler söylese de onunla anynı hisleri paylaşmıyordum. Çevremizdeki çoğu kişi beni anneme benzetirdi; saçlarımı ve gözlerimi ondan aldığımı söylerdi fakat şu an iki farklı insan gibiydik. Kendimdeki değişimin elbet farkındaydım fakat annemi görünce şaşkınlığıma engel olamamıştım. "Hermione ne kadar da güzelleşmişsin!" coşkuyla konuşan babama tuhaf bir ifadeyle baktığımda yüzündeki bütün duygular çekilmiş gibi koltuğa sindi. Annem bir şeyler söylemek için ağzını açtığında salona giren Draco'yu gördüğünde sustu. "Bayan Granger ben Draco Malfoy Hermione'nin yakın bir arkadaşıyım." dediğinde annem memnun olduğunu belirten bir ifadeyle Draco'nun uzattığı eli sıktı. Babama dönüp baktığımda az önceki tavrımdan dolayı kırıldığı belliydi fakat hiçbir şey söylemeden beni buraya çağırıp başıma gelen onca olayı görmezden gelmelerine karşılık şen şakrak sırıtmamı bekleyemezdi.
Herkes masaya geçtiğinde gergin başlayan yemek öyle devam ediyordu. Bana her ne söyleyeceklerse stresten yüz ifadelerini bile kontrol edemiyorlardı. Onların bu hali beni de gererken yemeğime odaklanmam imkansızdı.
Yediğimden hiçbir şey anlamadığım gergin yemek faslı bittiğinde tekrar salondaki koltuklarda yerimizi almış sessizce oturuyorduk. Bayan Zabini'nin konuşmak istiyor gibi bir hali vardı fakat ellerini izlemekten başka bir şey yapmıyordu. İş başa düştü diye düşünürken hallerine acıdım. "Artık şu senenin başından beri zırvaladığınız 'Cadılar Bayramı' saçmalığını açıklar mısınız? Bütün bedenim değişmeye başladı, her gece rüyamda aynı şeyleri görüyorum, başımın ağrısından derslere giremiyorum ve kaç senedir arkadaş olduğum insanlarla şu an düşman gibiyim. Biri derhal bana neler olduğunu açıklasın!" sonunda içimden geçenleri dışarı vurduğumda hissettiğim rahatlıkla konuşurken alamadığım nefesi içime çektim. Saygı ekleri ve karşımdakilerin duyguları umrumda bile olmadan ne var ne yok söylediğimden şimdi daha iyi hissediyordum. Sinirlerim alt üst olmuştu ve biri bana olayları anlatmadığı sürece asla düzelmeyecekti. "Anlatacağım ama sözümü kesmeden beni dinleyeceksin. Hiçbir şeyi sorgulamanı istemiyorum. Olayların tamamını dinledikten sonra kendi kararını vereceksin zaten. Senden tek istediğim bizi anlaman Hermione." diyen Bayan Zabini artık kendine gelmişti. Bakışları aynı Blaise'inki gibi keskinleşmiş, oturuşu dikleşmiş aynı hayalimdeki Zabini profiline ulaşmıştı. Şimdi o bakışlar altında ezilme sırası bendeydi. Başımı aşağı yukarı sallayıp birazdan duyacaklarıma kendimi hazırlamaya çalıştım.
"Lord Voldemort'un en güçlü olduğu dönemlerde Zabiniler Voldemort'un en iyi hizmetkarlarıydık. Bize olan sonsuz güveni sayesinde her yerde bir itibarımız vardı. Lord Voldemort kendisine bu kadar yakın olmamızdan memnundu ve Zabiniler'in kendisine hizmet etmesine devam etmesini istiyordu. Biz ise en kısa zamanda nasıl ondan uzaklaşırız diye düşünürken bir şekilde ona artık hizmet etmek istemediğimizi öğrendi. O zaman bir sürü ölüm yiyen olmasına rağmen hiçbiri bizim kadar güvenilir değildi. Bu yüzden bize bir antlaşma teklif etti. Eğer tek çocuğumuz olursa Voldemort bizi serbest bırakacak, iki çocuğumuz olursa birini kendi hizmetkarı yapacaktı. Bir gün hamile kaldığımı öğrendiğimde bebeğin cinsiyeti ve sayısını öğrenene kadar diken üstünde yaşadım fakat ikiz çocuklarımın olduğunu öğrendiğimde üzerinde yaşadığım dikene çoktan batmıştım. Doğduğunuzda ikiniz de çok güzeldiniz ama sen benim gibi daha açık tenliydin. Bir süre çocuğumun olduğunu Voldemort'tan sakladık sonra aklımıza gelen fikirle onu kandırabileceğimizi düşündük. Bir çocuğumuzu 17 yaşına kadar başka bir ailede büyümesine izin verecektik. Bu 17 sene boyunca şansımız yaver gider, Voldemort yok olursa seni kaybetmezdik. Yaptığımız büyü sayesinde görünüşünü tamamen değiştirdik. Yeşil gözlerinin yerine gelen kahverengi rengin ne kadar canımı acıttığını tahmin edemezsin Hermione. Seni kime vereceğimizi düşünürken şans eşeri Grangerlar'ın çocuğu olmadığını ve o dönemde bir çocuk evlat edinmeyi düşünüyorlardı. Onlara gerçek kimliğimizi açıkladığımızda tepkileri değişmedi ve seni kabul ettiler. Şimdi ise burada seni bana geri veriyorlar. Bütün olaylar bundan ibaret.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermione Zabini • Dramione
Fiksi PenggemarSafkan!Hermione 17. doğum gününüzde uyansanız ve hayatınız hakkında bildiğiniz her şeyin yalan olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Dramione