Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar.•Hermione
Ron'un olmadığı üç haftayı geride bırakmıştım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, bol bol düşündüğüm üç hafta. Pansy sürekli yanımdaydı; beni hiç yalnız bırakmamıştı. Kendi sorunları olmasına rağmen benimle uğraşmıştı. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı. Blaise ile son üç hafta içerisinde oldukça yakınlaşmıştık. Artık kardeş olduğumuzu hissedebiliyordum.
Büyük salonda önümdeki tabaktan yavaş yavaş yemeğimi yerken bir yandan Pansy ve Blaise'i dinliyordum. Bu aralar aralarında hissettiğim değişik enerji, birbirlerine olan kaçamak bakışları gözümden kaçmamıştı fakat onlar bir şey söylemedikçe sesimi çıkarmıyordum. Yeni yeni yemek yemeye başlamıştım. Alışkın olmayan bünyemi zorlamamak adına fazla yemiyordum fakat bir insan bu sürede ne kadar zayıflayabilirse o kadar zayıflamıştım.
Ron'a güzel bir cenaze töreni düzenlemiştik. Ona layık olmaya çalışmıştık. Molly, Harry ile aramdaki soğukluğu fark etmiş, Ron'un bizi böyle görmeyi istemeyeceğini söyleyerek birbirimizi öldürecek gibi bakmamamız gerektiği konusunda uyarmıştı. Biraz Ginny ile vakit geçirmiştim. Herkes kendi halinde üzüntüsünü yaşarken onu yalnız gördüğümde birine ihtiyacı olabileceğini düşünmüştüm. Bana git dememişti. Harry'den daha merhametliydi. Durumumu öğrendiğinde beni anladığını fakat artık eskisi gibi olamayacağımızı da belirtmişti.
İtiraz etmemiştim.
Çünkü Pansy onları aratmıyordu. Blaise bunca yıldır ihtiyacım olan biriydi zaten. Akıl vermekte usta olan bir kardeş mükemmeldi. Birbirimizi artık çok daha iyi tanıyorduk. Bu iyi hissettiriyordu.
Dolduramadığım boşlukların azalıyor olduğunu bilmek ayakta durmama yardımcı oluyordu fakat eksik kalan o parçayı uzun bir süre daha tamamlayamayacak gibiydim.
Draco üç haftadır yoktu. McGonagall'dan izin almış ve gitmişti. Ne zaman geleceğini Blaise'e bile söylememişti. Ne yapacağını bilmiyordum. Geldiğinde ne olacaktı? Onun yüzüne bakabilecek miydim? Cevaplarına ulaşamadığım sorular her geçen gün gözümde büyürken üç haftayı onsuz geçirebilmiştim.
Onu özlemiştim.
Kendime engel olamıyordum. Beraber çok zaman geçirmemiştik ama ona gerçekten bağlandığımı biliyordum. Tam anlamıyla çökmüş hissettiğim bir zamanda her şeyi bırakıp gitmiş olması hala içimde bir sızı olsa da geldiğinde onu affetmeye hazırdım.
Kendimi hep buna hazırlamıştım fakat işler planladığım gibi gitmeyebilir de. Belki geldiğinde beni görmek istemezdi. Bu ve bunun gibi ihtimaller her ne kadar canımı sıksa da olası şeylerdi.
"Hermione."
Pansy elini yüzüme yakın bir yerlerde sallayıp dikkatimi çekmişti. "Efendim." diyerek ona baktığımda "Bu akşam bizim ortak salonda küçük bir eğlence yapılacak. Sen de gel."
"Oradan hoşlanmıyorum."
"Biliyorum ama biraz değişikliğe ihtiyacın var. Gece uyuyacağın yerde ders çalıştığını biliyorum. Yine inek olmaya başladın."
"Halimden memnunum."
"Beni deli ediyorsun. Partiye gelmelisin."
"Belki sonra."
Daha fazla ısrar etmeyeceğini biliyordum. Üzerime gelmek istemiyordu. Benim için endişeleniyor olsa da o ortak salona girmek istemiyordum. Çalışabildiğim kadar ders çalışıp uyumak istiyordum. Kendimi bu sürede derse vermiştim. Eskiden olduğu gibi kafamı dağıtmak kütüphanede saatler harcamak beni yorması gerekirken daha iyi olmamı sağlıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermione Zabini • Dramione
Fiksi PenggemarSafkan!Hermione 17. doğum gününüzde uyansanız ve hayatınız hakkında bildiğiniz her şeyin yalan olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Dramione