Bölüm 11

2.3K 187 117
                                    


Oy ve yorum atmayı unutmayınn
İyi okumalar

Gözlerimi yeni bir güne açtığımda dün gece olanların gerçek olması aptal aptal sırıtmama neden oluyordu.

Draco beni sevdiğini söylemişti.

Bunca zamandır boşuna kendimi yiyip bitiriyordum.

Galiba sevgiliydik.

Olan her şey bir bir gözümün önünden geçerken az önce doğrulduğum yatağa bıraktım kendimi. Onun gibi birinin beni sevmesi hala tuhaf gelse de alışabileceğimi düşünüyordum.

Yaklaşık 5 dakikamı bunları düşünerek harcarken biraz daha böyle kalırsam aç kalabileceğimi biraz geç farkına varmıştım. Her sabah olduğu gibi hızlıca giyinmiş kendimi yatakhaneden dışarı atmıştım.

•Blaise

Akşam Draco ve Hermione'yi yalnız bıraktıktan sonra iyi şeyler olmasını dilemiştim. O ikisi artık birbirlerini sevdiklerini itiraf etmezlerse birbirlerini yerlerdi.

İyi şeyler olmuştu.

Draco yatakhaneye geldiğinde yüzü kireç gibiydi. Bir yandan aptal gibi sırıtıp aynı zamanda ruhu emilmiş gibi görünmesi normal değildi. İyi olup olmadığını sorduğumda "Sanırım ölüyorum." cevabını almayı beklemiyordum. Yanına gittiğimde gülmeye devam ediyordu ve Hermione ile konuşup aralarındaki meseleyi halletmiş olmalarını umuyordum. "Yarın sabah anlatırım. Fazla Hermione bana iyi gelmedi." diyip üzerindeki kıyafetleri umursamadan uyumuştu.

Şimdi ise duştan çıkmasını bekliyordum. Ne olduğunu anlatması gerekiyordu ki ona göre onu Hermione'den uzak tutayım. Birkaç dakika sonra çıktığında yatağa yayıldı ve alışık olmadığım şekilde sırıtarak beni izlemeye başladı.

"Anlatacak mısın artık?" onu teşvik etmeye çalıştığımda daldığı yerden tekrar bana döndü.

"Siz gittikten sonra direkt konuya girdim ve her şeyi başından anlattım. Duydukları onu biraz üzdü ama sonunda ona her şeyi anlattım, ne hissettiğimi biliyor ve benden cesaret alarak o da beni sevdiğini söyledi. Kırk yıl düşünsem beni seveceği aklıma gelmezdi."

Dediklerine gülümserken onu ilk defa bu kadar içten gülerken görüyordum. Hermione hakkında konuşurken başka biri oluyordu ve çok fazla alışık olmadığım için değişik görünüyordu.

"Şimdi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Direk ona sevgiliymişiz gibi davranırsam biraz tuhaf olur sanırım. Ama arkadaş gibi davranırsam daha da tuhaf olur. Sen kardeşisin fikir ver bana." dediğinde konuşmanın saçmalığına gözlerimi devirdim.

"Kardeşim olabilir ama onu benden çok görüyorsun. O işlerden pek anlamam; nasıl biliyorsan öyle yap." diyerek işin içinden çıktığımda oflayarak üzerini giyinmeye başladı.

•Hermione

"Sonra da sarıldık." Theo gibi gereksiz detayları atlayıp dünkü olayları Pansy'e anlatırken her cümlemden sonra gözlerinden kalp fışkıracak gibi görünmesi hoşuma gitmişti.

"Aman tanrım! Çok tatlısınız! Draco salak gibi sırıtıyordur şimdi." diyen Pansy'e bakıp güldüğümde "Sizin adınıza çok sevindim. Sinirlenmen ilk defa bir işe yaradı sanırım." dedi. Onu başımla onayladığımda gözümü ayırmadığım büyük salonun kapısı açılıp beklediğim kişiler içeri girince hızlıca kafamı tabağıma eğdim. Kendimi biraz ağırdan satmam gerektiğini biliyordum.

Çok geçmeden yanıma oturan bedene gözlerimi diktiğimde ilk defa onu böyle görüyordum. Her zaman duygusuz olan bakışları, soluk beyaz teni, çok fazla değiştirmediği saçı bile bugün farklıydı. Bakışları duygu doluydu, dudaklarında asılı gülümsemesini bir süre izledikten sonra gözlerine çıkardığım bakışlarımla göz göze gelmiştik. "Günaydın." dediğinde "Günaydın." diye karşılık verdim. İlk günden yılışık kızlar gibi üzerine atlamak istemiyordum fakat bulunduğumuz ortamın tuhaflığı Blaise ve Pansy'nin pişkince sırıtmasına neden oluyordu.

Hermione Zabini • DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin