Hermione Zabini • Dramione

Bölüm 18 Final

Uyarı!

Bu bölümde cinsel içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklar kesinlikle okumasın. Bölüm arasında yaptığım uyarılara dikkat ederseniz sevinirim.

Ve yorum istiyorum çünkü final bölümü hehe.

Son kez iyi okumalaar.

•Hermione

Koridorda yankılanan adım seslerimizi umursamadan koşarken Draco onu çekiştirdiğim için şikayet ediyordu. Bu hafta sonu Hogsmade gezisini ekip Hogwarts'da kalmak istemiştik. Şato genelde boş oluyordu ve biz de istediğimiz yerde takılıyorduk.

Son yaşananların üzerinden iki hafta geçmişti. Kışın etkileri yavaş yavaş ortadan kalkarken genelde Draco ile manzarasını güzel bulduğumuz bir yerde oturuyor, konuşuyor, güzel vakit geçiriyorduk. Sınavlarımızı bitirdiğimiz için rahatlamıştık. İstediğimiz sonuçları alamasak da pek umursamadık. Geçirdiğimiz vakitlerde ondan birçok şey öğrenmiş, birçok şey anlatmıştım. Dışardan görünenin neredeyse tersi olan bir kişiliğinin olması gözümde onu daha da ilgi çekici kılıyordu.

Birçok konu hakkında konuşmuştuk fakat daha konuşmadığımız bir sürü şey vardı. Okulun bitmesine az kalmıştı ve mezun olduktan sonra ne yapacağımızı bilmiyorduk. İlk senelerdeki mükemmel Hermione profilinden çok uzak olmam artık bazı şeyleri de değiştirmişti. Eskiden yüksek mevkilerde olup herkesin saygınlığını kazanmış olmak istiyordum fakat artık tek isteğim hep birlikte olmaktı.

Ailemle aramdaki buzlar neredeyse erimişti. Annemle vakit geçirme şansı bulmuş, yılların acısını çıkartmak ister gibi canımız ne isterse yapmış, birbirimizle ilgili sohbet edip eğlenmiştik. Babam ise biraz Blaise gibiydi. Onunla yakınlaşmamız biraz zaman almıştı fakat birbirimizi çok sevmiştik. Kabullenmek başta zor gelse de aslında ne kadar uyumlu olduğumuzu fark edince düşünmeyi bırakıp anın tadını çıkarmaya odaklanmıştım.

Grangerlar ile ise hala iletişimimi kesmemiştim. Onları gerçekten seviyordum. Hayatımın büyük bir kısmında yanımda olmuş, kendi kızları olmamama rağmen beni çok iyi yetiştirmişlerdi. Annemle mektuplaştığım kadar sık olmasa da onlara da mektup yazıyor, başımdan geçenleri anlatıyordum.

Kendimi çok daha iyi hissediyor ve benliğimi bulduğumu biliyordum. Kimin gerçekten arkadaşım, ailem olduğunun artık farkındayım ve yeterince güvende hissediyordum. Tabii bunun nihai sebebi artık onu çekiştirmeme dayanamamış olan kendiyle birlikte beni de durduran Draco'ydu. Hala düşündüğümde biraz değişik hissetsem de bu durumda olabileceğimize ihtimal vermiyordum. O isteyip isteyebileceğim en mükemmel insandı ve bizi bir araya getiren, zamanında bana çok kötü şeyler yaşatan o büyüydü.

Annemle bunu detaylıca konuşmuştuk. Bana olayları daha ayrıntılı anlatmış, beraber geçirdiğimiz kısa sürede çektikleri fotoğraflardan oluşturdukları albümü bile göstermişti. Birkaç tane dördümüzün olduğu fotoğraftan bir tanesini yanımdan hiç ayırmıyordum.

Hogwarts son yaşananlardan sonra yeni yeni sakinleşiyordu. İnsanlar bir süre endişelerine engel olamamış, hakkımda türlü dedikodular dolaşmıştı. Fakat artık herkes durumu kabullenmiş, eski haline dönmüştü. Dersler tekrar başlamış, sınavlara girmiştik. Draco, iksirlere olan düşkünlüğünden dolayı Hogwarts'ta profesör olmak istiyordu. Önceliğimiz okuldan ayrıldıktan sonra biraz kafa dinleyebileceğimiz bir yerlere gitmekti.

Blaise ve Pansy birliktelerdi. Birçok olayla başa çıkmaya çalışırken Pansy kendince bazı şeyleri fark etmişti. Blaise'in ise ondan bir farkı yoktu. Birbirlerine tam anlamıyla açılmaları eğer Draco ve ben olmasaydım daha çok uzun zaman alırdı. Onlar adına çok mutlu olmuştum. Uzun yıllar arkadaş olmanın verdiği rahatlık nedeniyle bizden daha samimilerdi. Hatta Blaise bazen hiç ondan beklemeyeceğim şeyler yapabiliyordu.