Haiti'den geri dönmüşlerdi. Luna eşyaları eve yerleştiriyordu. Dans eder gibi dönüp duruyor içi genişletilmiş sihirli çantadan kitaplar, kıyafetler, fotoğraf albümleri fırlayıp çıkıyor, Luna'da hepsine yerlerine gitmeleri için fısıldıyordu. Kıyafetleri kirli ve temiz olarak ayırdı. Kirli olanlar Luna'nın nazik fısıltısıyla dönmeye başlayan merdaneli makineye daldılar. Tam Neville'e bakmak için pencereye dönmüştü ki bir baykuşu masaya mektubu çoktan atmış, geri dönerken gördü. Mektup Hermione'dendi.
Garip, çünkü mektup çok kısaydı. Daha çok not gibi. Neville'e söylemeyi unutmamak için mektubu havada süzülsün diye büyüleyip bahçeye çıktı.Yokluğunda ilgisiz kalan bahçeyi ve serayı toparlamak tahmininden fazla zaman alacak olan Neville bütün bahçe aletlerine çalışmaları için fısıldadı. Çoğu bitkibilimci küçük bir tabur ev cini çalıştırırdı. Neville kendi işini ne kadar zor olsa da kendi yapmayı seviyordu. Luna'nın endişeli adımlarla ona doğru geldiğini görünce bu kadının ona ne kadar iyi geldiğini tekrar hatırladı.
"Mektup geldi, Herm'den.. Ee.. Ah." Neville sırıttı."Bu hamilelik seni iyice unutkan yaptı ha bebeğim?" diyerek sarı buklelerine uzanıp bir kısmını kulağının arkasına yerleştirdi. Kızaran yanağının sıcağını hissetmek için elini kızın yanağına seğirtti.
"Hiç de bile..".. Başını yana eğdi. " Tamam evet" dedi ve kıkırdadı.
Bahçe taraflarında dolaşmasını istemiyordu Luna'nın. Yine bir diken vakası yaşamak istemiyordu Neville.
Luna'yı kucağına aldı ve eve doğru yürümeye başladı. Bahçedeki aletler işlerini bitirene kadar ki süreyi, Luna'nın karnına başını dayayarak geçirmek istiyordu.Eve girince, Önce Luna'yı yumuşak ve turuncu renkli koltuğa yerleştirdi. Çaydanlığı, içine su dolması ve kaynaması için büyülerken havada asılı olan mektubu aldı. İçi sıkıldı. Birşeyler doğru değildi.
Hermione, bakanlıktaki işi sayesinde giriş çıkış yapan büyücü ve cadıları rahatlıkla takip edebilirdi. Geri döndüklerini kimse bilmiyordu ve bu mektubu almalarının açıklaması Hermione'nin onları beklemiş olmasıydı.
Acaba ne zamandır bekliyordu.Sevgili Neville ve Luna,
Erken dönmenize sevindim. Bu akşam muhakkak Kovuk'a bekliyorum.Sevgilerimle.
Hermione Jean WeasleyVe neden bekliyordu.
Luna, bir fotoğraf albümünü kucağına çekmiş okul yıllarındaki silüetlere bakıyordu. Huzurlu bir ifadesi vardı.
Kaçırılmasından önce bu fotoğraflar babasıyla yaşadığı evindeki odasında tavanı süslüyorlardı."Konunun ciddi olduğuna dair korku var içimde. Ne olup bittiğini anlamadan hamileliğimden bahsetmeyelim olur mu?"
Neville kafasındaki sorulardan silkelenerek kafasını harika kadına çevirdi. Asasını kaynayan çaydanlığa salladı. O, karısının yanına yerleşirken iki fincan çay, biraz süt ve şekerle donatılmış tepsi önlerine geldi.
Luna'nın çayına sütü eklerken kendi çayına 3 tane şeker attı. Kaşıklar çayları karıştırırken Neville elini Luna'nın karnına yerleştirdi.
"Nasıl istersen pofuduğum."~•~•~
Harry'nin durumu artık endişe vermeye başlamıştı. Azkaban'a yapılan teslimat sonrasında Ron ve Colin onu baygın ve ateşli bir halde Kovuk'a getirmişlerdi.
Sırf Azkaban'dan sonra bu hale geldiğini kimsenin duymasına gerek yoktu.
Harry'yi bir odaya yerleştirdikten sonra Colin ve Ron ile ağız birliği yaparak Harry'nin ağzından Dawlish'e mektup yazdılar. Bu vakanın onu ruhen yorduğunu ve bir süre işe gelmeyeceğini yazdılar. Saatler sonra gelen cevapla Harry Potter olmasının getirdiği imtiyazlar tekrar ortaya çıkmıştı. Dawlish ne zaman isterse dönebileceğini söyleyip tebrik etmişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azkaban'dan Yankılanan Çığlık (Düzenleniyor)
Фанфик[Tamamlandı](smut+fluff+action+drama!) Harry, Draco'nun da aynı şeyleri düşündüğünü asla tahmin etmeksizin adamı banyoya götürdü. Temiz kıyafetler ve havlular verdikten sonra şansını denemek istedi. "Yardım istemediğine emin misin?" dedi. Arsız bir...