Teklif(29)

3.4K 259 61
                                    

Luna, Lily'nin uykuya daldığından emin olduktan sonra onu beşiğine yatırıp odadan çıkmadan önce hafifçe sallanması için fısıldadı.

Kapıyı aralık bırakarak arkasını döndüğünde elinde iki fincanla onu bekleyen kocasını gördü. Ona uçar adın ulaştıktan sonra yanağına bir öpücük kondurarak fincanlardan birini aldı.

"Hmm, gündoğumu sefası.. Güzel kokuyor."

"Babanın şu garip çay tarifi kitabından yaptım."

"Haha.. Şey.. Sağol hayatım ama, neden?"

"Belki onu yanında hissetmek istersin dedim ama?"

"Hissediyorum, her zaman hem de. Ama bu çok hoş bir jest."

Koltuğa geçip bağdaş kurarak birbirlerine dönerken fincanını sehpaya bıraktı.

"İçmeyecek misin?"

"Hayır. Babamın çaylarını da içmezdim."

"Oh, rahatladım." diyerek Neville de fincanı bıraktı. "Yani, bu çayı içseydik bozuk mide ve hafif sanrılı halisünasyonlar görebilirdik."

"Neev.. Bile bile neden yaptın?"

"Sen bebeğimizi taşıdın ve doğurdun. Yani bilemiyorum. Benim ailem olmana nasıl minnettar olduğumu göstermek istedim. Saçmaladım mı?"

"Sen!!" diyerek koltuktan üstüne doğru uçuşa geçen Luna'yı sarsakça sarmaladı. Sonra dengelerini bulup daha sıkı sarıldı. Burnuna gelen sarı dalgalı saçların enfes kokusunu içine çekti.

"Benim için saçmalamana bayılıyorum." diye mırıldandı Luna.

Kadının mırıldanmasıyla nefesini boynunda hisseden Neville, elini sarı saçlarda gezdirdi. Başını biraz eğerek Luna'nın kulağına eğildi.

"Seni seviyorum."

Kulağına doğru fısıldamanın Luna'nın pimini çekeceğini biliyordu. Ama zaten boynunda hissettiği nefesle Neville kendinden geçmenin sınırına gelmişti. Boynunda hissettiği hafif ıslak dudaklar ve Luna'nın üzerine daha çok bastırdığı bedeni yüzünden koltuğa devrildi. Lily'nin uyanmamasını umarken koltukta yumak olup, debeleşerek sonrasını uyumlu sarsıntı ve titremelere bıraktılar.

Hafif kızarmış yanakları ve terlemiş saçlarıyla göğsünün üzerinde yatan Luna'ya ne kadar baksa doyamayacakmış gibi hissediyordu. Biraz önceki birleşmeleri ani ama aşk dolu, bir o kadar da baş döndürücü olmuştu.

"Harry uyanmış mıdır sence?"diye sordu Luna.

"Ona sormak için deliriyorsun değil mi?"

"Evet, daha bebeğin adını ne koyduğumuzu bile bilmiyor! Vaftiz babası olmasını çok istiyorum."

"Kabul edecektir. Uyandığında Draco haber verecek."

"Arkadaşımızı bize göstermemesine kızmalı mıyım?"

"Hahah.. Draco'nun bu kadar korumacı olabileceğini düşünmezdim. Bence kızmayı boşver, hayran olunası bir durum."

Elini çenesine düşünür gibi attıktan sonra Luna "Sanırım haklısın." dedi.

~•~•

Kovuk'ta yine aile masası kurulmuştu, yemekler yeniliyordu ama Molly'nin huysuzluğu üstündeydi. Söylenip duruyordu.

"Üç gün oldu, üç gün." dedi. Ortadaki salataya biraz daha eklerken.
"Harry benim oğlum. Yanına nasıl girmeme izin vermez. Bugün de kapıdan döndüm."

"Gitmemeni söylemiştim Molly." diyerek göz devirdi Arthur. Salataya uzadı ve biraz tabağına aldı.

"Sen ve senin bu rahat tavırların!" diyerek sitemine devam etti.

Azkaban'dan Yankılanan Çığlık (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin