"Geç kaldılar." Alecto ayağını sabırsızca sallıyordu.
Yıkık dökük odanın bir köşesinde, kazanın başındaki diğer adam cevap vermedi.
"Şimdiye kadar gelmeleri gerekirdi." diyerek ısrar etse de bir tepki alamadı.
Onun yerine, kazanın sağ tarafında duvara kelepçelenmiş cılız bir erkek bedeninden iniltiler geldi.Tam o sırada geldiler.
"Amy, sonunda be kadın. Neden bu kadar geciktiniz?!""Macnair'e sor. Umby karısı çok-özlü iksir için malzemeler azaldı diye tutturdu. Soktuğumun pimpiriklisi."
Duvardaki erkeğin daha sağlıklı hali konuştukça saçları uzuyor, sararıyordu. Beli kalınlaşıyor, sırtının kamburu tekrar ortaya çıkıyordu. Teni de kendinden hastalıklı tonuna bürünüp değişimini tamamladığında gidip kardeşini selamladı.
"Soktuğum falan ama o olmasa bakanlığa nah girerdin." dedi Alecto.
Kadın iğrenerek duvardaki adama baktı.
"Bundan önceki kadını kimse aramıyor bile. Söylediği herşey doğru, ama yine de deli ediyor beni. Bir kaşık suda boğasım geliyor yaşlı kurbağayı.""Kapa çeneninizi be. Yan odada olduğunu bilmez gibi konuşmayın." dedi Dolohov. Macnair'den aldığı malzemeleri kazanın etrafındaki yerlerine koyuyordu.
Carrow'lar ona ukala ukala baksalar da sustular. Yan odadan gıcırtılar geldi. Evin gıcırdamayan tek tahtası bile yoktu gerçi. Hemen ardından Umbridge topallayarak odaya girdi. Hepsi suratlarını buruşturdu, sonra hemen normal hallerine döndüler. Şimdilik kendini lider sanmasına izin veriyorlardı. Yoksa ne bakanlıkta ne de etrafta rahat rahat dolaşamazlardı. Sağladığı bilgiler şu an paha biçilmezdi.
"Ne öğrendin Amycus?"
"Çocukla alakalı hiçbir şey." dedi kadın. "Ama başka birşey öğrendim."
"Geveleme de söyle artık."
"Draco, Potter pisliğiyle yaşıyormuş. Seherbaz katından biri gibi görünmek, muggle eşyalarının kötüye kullanımındaki bir dangozdan daha yararlı oldu." sarı dişleriyle sırıttı.
"İğrenç."
"Yüz karası."
"Kanı bozuk."
Umbridge kaşını kaldırdı, "Nereden duydun bunu?"
Amy gözlerini iri iri açtı ve odadaki herkesin yüzünü görebileceği bir noktaya ilerleyip onlara döndü.
"Bizzat kendi ağzından. Ayrıca götümün başseherbazından. Bugün stajyer-aday olarak işe başladı. Rezalet."
Macnair ve Dolohov açıktan açığa küfürler savurmaya başlayınca Umbridge asasını onlara savurup çenelerini sertçe kapatmalarını sağladı.
"Kelimelerinize dikkat edin beyler. Zaten hepiniz yeterince kabasınız. Çığrından çıkmayın."
Dördü birden kadına öldürecekmiş gibi bakmamak için kendilerini zor tuttular. Umbridge, Amycus'a döndü,
"Kendini eve davet ettir. Ya da etmezlerse kendin git. O evin içinde dönenleri öğrenmezsek çocuğa asla ilk ulaşanlar olamayız."
"Peki, Dolores."
~•~•
Draco her nasıl olduysa kendini Harry'nin odasında buldu. Adam ona öyle arzu dolu bakmıştı ki öperken, tüm mantığı susmuştu. Ketenpereye gelmişti ve Harry üzerindeydi.
Tecrübe konusunda Harry'den daha ileride olduğunu düşünüyordu. Adamın cinsel yönelimini deneyimleme şansı olmadığını biliyordu, kendi söylemişti. Draco ise okul yıllarında güzel, alımlı ve hoş kokulu olduktan sonra, kız-erkek ayırt etmemişti oynaşmak için, ama kimseyle sonuna kadar gitmemişti. Sadece temel bilgilere sahipti. Titreyen ellerini ve nefesini bu düşüncelerle sakinleştirmeye çalıştı. Tekrar dudakları birleştiğinde, kollarını Harry'nin boynuna doladı. Şimdilik üzerinde olmasına ve ön sevişmeyi yönetmesine izin veriyordu, çünkü öpücükler yüzünden erimeye yüz tutmuş beyninde tecrübelerini yokluyordu. Zayıflık göstermek istemiyordu. Harry'yi kollarında bayıltmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azkaban'dan Yankılanan Çığlık (Düzenleniyor)
أدب الهواة[Tamamlandı](smut+fluff+action+drama!) Harry, Draco'nun da aynı şeyleri düşündüğünü asla tahmin etmeksizin adamı banyoya götürdü. Temiz kıyafetler ve havlular verdikten sonra şansını denemek istedi. "Yardım istemediğine emin misin?" dedi. Arsız bir...