Neville, onu çekiştiren Luna dikkatini dağıttığında kendine geldi. Harry'nin evine uğramış bir ihtiyacı olup olmadığını sormak ve yaklaşan Cadılar Bayramı için davet etmek istemişlerdi. Gördükleri sahne tarihe işlemelik bir sahneydi. Malfoy, Harry'nin koluna girmiş, eve giriyorlardı.
Luna kıkırtılar eşliğinde izlemişti bu görüntüyü. Neville ise şok ve anlamamazlık içerisinde olduğu yerde kalmıştı. Ayakları adamotu gibi saplanmıştı sanki toprağa. Aklını karıştıran bu iki kavram zıtlığının ne ara bu kadar samimi olduğuydu. Harry uzun zamandır görmediği kadar canlı ve mutlu görünüyordu üstelik.
Çekiştirmesi işe yaramayınca Luna onu tuttuğu gibi Kovuk'a buharlaşmıştı. Kafasına biri quaffle atmış gibi hissediyordu Neville. Ama Luna keyfinden mırıldanıyordu. Molly evde yalnızdı. Gülümseyerek karşıladı ve içeri davet etti.
"Sizi görmeyeli sanki aylar geçti çocuklar. Sanırım bu aralar fazla yalnız kalıyorum."
"Buna bir çözümüm var Bayan Weasley." dedi Luna, "Bu yıl Cadılar Bayramı için herkesi biz de ağırlamak istiyoruz. Kocaman bir aile ziyafeti!!" diyerek el çırpmayı da eksik etmedi.
Çayları ve sıcak kurabiyeleri servis eden kadın sevinçle teklifi kabul etti ama dikkati Neville'in allak bullak olmuş yüzüne kaydı.
"Ah onu merak etmeyin. Bitkilerle biraz sorun yaşadı da." diyerek Neville'i kurtardı."Harry ve Draco'yu davet ettiniz mi?"
Luna kıkırdadı, "Edeceğiz ama şu an sanırım müsait değil. Eve döndüğümde ona bir baykuş göndermeyi bana unutturma olur mu Nev?"
"Ha.. ne? Tamam, baykuş evet." silkelenip kendine gelmesi gerektiğinin farkındaydı. Ama aklı yavaş çalışmakta ısrar eder gibiydi. Malfoy masum, hatta belki iki defa Harry'nin hayatını kurtardı, kötü biri değil diye kendini telkin etse de okul zamanı ondan çektikleri de aklının bir kenarını yokluyordu. Sonunda Harry ve Draco'nun arkadaşlığına destek olup, olgunluk göstermeye karar verdi ve Luna, Molly'yle yemek tarifi konuşurken kurabiyenin tadını çıkardı.
~•~•
"Oraya gitmem doğru olur mu emin değilim Harry." dedi Draco.
"İnsanların seni soru yağmuruna tutmamasını sağlayacağıma söz veriyorum." dedi Harry, bir yandan kalbinin üstüne çarpı çizmiş elini havaya kaldırmıştı. Malfoy yine ona çarpık bir sırıtış yolladığında,
"Biliyor musun gülümsemen üzerinde çalışmalıyız. Yoksa artık sana Mona Lisa diye sesleneceğim."
Draco'nun cevabı ise homurtu olmuştu.Yemek odasında masada kahvaltı ediyorlardı. Harry dün akşam Malfoy'un banyodan çıkmasını beklerken iki baykuş gelmişti. Biri Luna'dan diğeri ise Olivander'dan. Olivander asanın sadakatinin tekrar kazanılması gerektiğini söylüyordu. Draco'nun dükkana gelmesinin daha uygun olabileceğini belirtmiş, geçmiş olsun dileklerini iletmişti.
Harry sadece Luna'nın davetinden bahsetmiş ama Olivander'dan gelen mektubu yakmıştı. Draco'ya sürpriz yapmak istiyordu.
"Luna'ya gideceğimizi haber vereceğim." dedi.
"Eninde sonunda insan içine çıkmam gerekecek zaten. Bu insanlardan başlasam daha iyi" dedi Draco umursamaz bir tavırla.
"Bana uygun bir kıyafetin vardır umuyorum? Giyim zevkini asla beğenmezdim ama değişmiştir herhalde?"
Harry bu imayla sırıttı. "Var merak etme."
Son sosisini de ağzına attı ve masayı toplanması için büyüledi. Asasını her çıkardığında Draco'nun yüzündeki hasreti görebiliyordu. Farketmemiş gibi yaparak, Li'nin onun için bıraktığı iksirin bir bardağa dolmasını sağladı. İtaatkar bir şekilde iksiri içmesini izledi. Bardağı da bulaşıkların arasına ilave ettikten sonra kendi kendilerine yıkanmaya başladılar. Draco masadan kalkıp odadan çıktı. Harry ise arkasından bakmakla yetindi. İyileşmesindeki hız onu sevindiriyordu. Draco'yu kendi haline bırakıp gazeteye uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azkaban'dan Yankılanan Çığlık (Düzenleniyor)
Fanfic[Tamamlandı](smut+fluff+action+drama!) Harry, Draco'nun da aynı şeyleri düşündüğünü asla tahmin etmeksizin adamı banyoya götürdü. Temiz kıyafetler ve havlular verdikten sonra şansını denemek istedi. "Yardım istemediğine emin misin?" dedi. Arsız bir...