Elvis PRESLEY - Jailhouse Rock
The warden threw a party in the count jail.
Müdür hapiste parti verdi
The prison bans was there and thery began to wail.
Cezaevi orkestrası oradaydı ve ağlamaya başladılar
The band was jumpin' and the joint began to swing
Orkestra zıplıyordu ve dönmeye başladılar
You should' ve heard those knocked out jailbirds sing
Bu başarısız hapishane kuşlarının şarkı söylemesini duymalısınız
Let's rock Everbady, lets rock.
Hadi herkes Rock! Hadi Rock
Everybody in the whole cell block
Hücre bloğunda herkes
Let's rock Evreybody
Hadi herkes Rock!, Hadi Rock!
Umut la arabada bağıra bağıra Elvis Presley söylüyorduk.Hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim ya da özgür. Elimi camdan dışarı çıkarmıştım. Rüzgarı avuçları yalıyordu.
Şarkı bittiğinde kahkahalara boğulmuştuk. Araba durduğun da Umut gözünden gelen yaşları siliyordu.
'Hiç bu kadar eğlenmemiştim.' dedi.
'Bende.' hiç gözümden yaş gelene kadar gülmemiştim. Tek kaşını kaldırıp bir kahkaha daha patlattı. Ne olduğunu anlamamıştım.
'Ne?'
'Kıpkırmızı olmuşsun.' elimi yanaklarıma götürdüm. Yanıyordum.'Ah Mina. Şu an o kadar tatlısın ki seni öpmek istiyorum.' kaşını kaldırma sırası bendeydi. Dizlerine vurdu.
'O gün yaptığını tekrar istiyorum.' bu herif ciddi miydi?
'Çok fazla şey istiyorsun.'
'Hayır sadece sevgilimi öpmek istiyorum.' bana gülümseyip yavru köpek bakışı yolladı. Lanet olsun çok tatlıydı. Dudağının kenarını öptüm.
'Hmm şimdilik bununla idare edebilirim.' Bu çocuk neler yaptırtıyor bana. Arabada kısa bir sessizlik oldu. Aval aval birbirimize bakıyorduk. 'İnsek mi yoksa tatili burada mı yapalım.' dedi Umut sırıtırken. Hemen indim. Gördüğüm manzara karşısın da ağzım açık kalmıştı. Küçük bir tatil köyünün girişin deydik. Bir kaç restoran, karşılıklı iki tane otel ve sonsuzluğa uzanan bir kumsal vardı.
Sıcak kokusu etrafımı sarmalayınca arkamda olduğunu anladım. Karnıma sarılıp boynuma bir öpücük bıraktı.
'Beğendin mi?'
'Çok.'
'1 hafta. Sadece sen ve ben.' 1 hafta. Yanıma gelip elimi tuttu. Sıcacık gülümsedi.'Gidelim.' kumsalı karşısına alan otele girdik. Küçük bir yerdi. Sağ tarafta resepsiyon sol tarafta ise merdivenler ve asansör yer alıyordu. 30' lu yaşların başında ki kadın bizi gördüğü zaman gülümsemeye başladı. Hiç de yapmacık değildi.
'Hoş geldiniz Umut bey.' Umut? Bey?
'Hoş bulduk.' kadın beni alaycı bir şekilde süzdü.SÜRTÜK.
'Her zaman ki odanıza mı?' dedi Umut a seksi bakışlar atarken. Gömleğinin ilk 3 düğmesi açıktı. Ben buradayım diye bağırıyorlardı. SÜRTÜK.
'Evet.' kadın önünde ki kutu dan anahtar çıkartıp Umut a uzattı.
'İyi tatiller.'
'Teşekkürler.' Sağ ol canım dememek için kendimi zor tuttum. Geri zekalı. Asansöre bindiğimiz de elimi Umuttun avucundan kurtarıp göğüsüm de birleştirdim.
'Ne oldu?'
'Hoş geldiniz Umut bey.' Kadının taklitini yaptığım zaman Umut bir kahkaha attı.
'Onu mu kıskandın?'
'Hayır canım ne kıskanacağım. Hatun resmen içine düşecekti. Ona şey yaptım ben. Ayrıca buraya ne kadar sık geldiğiniz belli oluyor Umut bey.' Belime sarılıp dudaklarıma bir buse bıraktı. Bu küçük hareket kalbimin kanatlanmasına sebep olmuştu.
'Onu önemsemene gerek yok bebeğim. Bir kerelik bir şeydi.'
'Ne!' asansörün kapısı açıldı. Bize cık cıklayarak bakan yaşlı bir çiftle göz göze geldik. Umut geri çekilip elimi tuttu.
'İyi günler.' beni sürükleyerek ilerletiyordu.
'Ciddi ciddi hatunla yattın mı?'
'Evet.'
'İnanmıyorum sana ya.' Oha ya başka bir şey söyleyemiyorum. Pezevenk. Kaç yaşındadır kim bilir. Çüş amına ya. Odaya girdiğimiz de Umut hala gülüyordu.
'Gülme!' Oda aşağı da ki kadın kadar basit dekore edilmişti. Krem duvarlar. Çift kişilik bir yatak, mini buzdolabı ve koltuk bu kadar.
***
Koltukta Umut un kucağına oturmuştum. O Teoman ın bıraktığı izi okşuyordu. Ben ise ağlayarak anlatmaya çalışıyordum.
'Vücudum un ...her yerine dokundu...Derimi...kesip atmak istiyorum.'Beni biraz daha kendine bastırdı. Bu güven veriyordu. Yüzümü boyun çıkıntısına gömdüm.
'Nasıl kaçtın?' dedi. Sormaya çekinir bir hali vardı.
'Kasıklarına tekme attım.' sesim boğuk çıkmıştı. Kafamı kaldırdım. Derin bir nefes aldı.
'Seni yalnız bırakmamalıydım. Üzgünüm bebeğim.Bunları yaşamamalıydın.' beni kucağından indirdi. Alnımı öptü.'Burada bekle.' Banyo ya girdi. Su sesi gelmeye başladığın da ne yaptığını anlayamamıştım. Beni bu halde bırakıp banyo yapıyor olamazdı. Değil mi? Kapıdan kafasını çıkardı.
'Gel.' komutuna uyup banyo ya girdim. Küveti suyla doldurmuştu. Tişörtünü çıkartıyordu.
'Ne yapıyorsun?' yanıma gelip, tek hamlede elbisemi çıkardı.
'Seni temizleyeceğim bebeğim. Ona dair hiçbir şey kalmayacak.' pantolonu çıkardı. Önce ben küvete girdim. Oda arkama yerleşti.
Lifi sabunlayıp yavaşça vücudum da gezdirmeye başladı. Her bir noktam dan geçiyordu. Bazı tahrik edici yerler de dahil. Bunu çıkarları için yapmıyordu. Kendimi iyi hissetmem için yapıyordu ki hissediyordum da. Lifin görevini elleri aldığı zaman kendimi her şeyden arınmış gibi hissettim. Kimse bana bir şey yapamazmış gibi. Ona aitmiş gibi.
'Sana yaşadıklarını unutturacağım minik sevgilim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umut Olmalı
Romanceİntihar 'a meyilli iki gencin şans eseri ortaya çıkan aşkı neleri doğurabilir?