Umut...Umut...Umut...
Kodumun malı hayatıma nereden girdiyse geri çıkabilir mi?Lütfen.Zaten boktan bir hayatım vardı iyice sıçtın içine çok sağ ol!
Lanet evimiz bodrum katta olduğu için gündüz bile ışığı açmak zorunda kalıyordum.Evin içine yayılan ağır sigara kokusu burnuma geldi.Annem olacak kadın sigara içmiyordu.Kim var lan evde?
Odama girdim,ışığı açtım. Umut u koltukta gördüğüm anda bir çığlık attım. Elimle ağzımı kapattım. O bana aldırmadan sigarasından bir nefes aldı.
'Burada ne halt ediyorsun?' sigarasını koltuğun kenarına bastırdı. Adi herif. Bir den ayağa kalkıp karşıma dikildi .Omuzlarımdan itip beni duvara yapıştırdığında afallamıştım. İki elini de duvara koyduğun da kaçış yolum kapanmıştı.
'Ne yapıyorsun?' dedim fısıldayarak.
'Ben sana ne dedim? Gelmezsen seni bulurum demedim mi?' dedi sertçe . Donup kalmıştım. Ağzımdan tek bir kelime dahi çıkmıyordu .Her seferin de aynı şey oluyordu karşıma geçtiği zaman konuşamıyorum .Nefes bile alamıyordum. Ama neden?
Bağırıyordu ve benim söyleyecek hiç bir şeyim yoktu. Tehditine kulak asmamıştım .Beni bulacağım aklımın ucundan bile geçmedi .Yoluna çıkmayacaktım beni unutacaktı. Planım buydu...Hasiktir ben annem olacak kadını unuttum. Birazdan evde olurdu Umut u burada görürse boku yerdim. Ne yapacağım? Düşün Mina düşün...Eğer evden çıkarsam oda peşimden gelirdi. Ama nasıl çıkacağım?
Ona doğru bir adım attım. Elimi göğüsüne yerleştirdim. Belime sarılacağını biliyordum. Sarılmadan,kollarını indirdiği anda kaçabilirsem...beni sertçe itip tekrar duvara yapıştırdı. Ah lanet olsun! Zihnimi mi okudu?
'Ben sana ne dedim!'diye bağırdı. Korkuyla gözlerimi yumdum. Lanet neden korkuyorum ki?
Güçlü kollarını kalçamın altında hissettiğim anda şaşkınlıkla gözlerimi açtım.Ne yapıyorsun? dememe kalmadan. Beni havaya kaldırdı ve omuzuna attı.Siktir.Yürümeye başlamıştı.Sırtına sıkıca tutununca eteğimin boyu aklıma geldi. Kalçalarımın açıkça ortaya çıktığına emindim.
'Ne bok yediğini sanıyordun!' diye haykırdım. Hiç bir şey söylemedi. Evden çıkmıştık. Ağzına tüküreyim Umut! Biri görecek lanet karıya söyleyecek aldın mı başına belayı!. Beni bir araba nın arka koltuğuna fırlattı. Kafamı çarpmıştım. GERİZEKALI! Şoför koltuğuna geçti. Hızlıca arabayı çalıştırdı.
Yol boyunca konuşmadı .Bende konuşmadım. Hala başım zonkluyordu. Tabi onun buna aldırdığı yoktu. Dikiz aynasından bana sert bakışlar atıyordu.
'Senin ehliyetin var mı?' dedim. Birden frene basınca öne doğru gitmiştim.
'Senin beynin var mı? Onca şey oluyor ve bunumu soruyorsun!' dedi bağırarak. Korna sesleri gelmeye başlayınca önüne döndü. Arabayı kullanmaya devam etti. Ona soru sormamaya karar verdim.
Ona soru sormuştum...Tamam adam akıllı sorular değillerdi. Ama sormuştum. Oda cevap vermemişti. Her neyse... camdan dışarıyı seyretmeye başladım. O tanıdık sokağa girdiğimi görünce beni evine getirdiğini anladım. Tamam biliyorum daha 5 dakika önce onsa soru sormayacağım demiştim ama dayanamıyorum.
'Beni neden buraya getirdin?' dedim.
'Senden özür dilemesi gereken biri var.' dedi sesi sert çıkmamıştı .Sakinleşmeye başlamıştı galiba.
'Özür falan istemiyorum.'
'Sana soran olmadı.'
Kapımı açtığında ona mal mal baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umut Olmalı
Romansaİntihar 'a meyilli iki gencin şans eseri ortaya çıkan aşkı neleri doğurabilir?