Karanlık.
Gök...Yer...Kalbim...Karanlık.
Şiddetli fırtına ruhumu yansıtıyordu. Bileğimde ki yaşanmışlık izlerini. Kayboluşum u. Çaresizliğimi. Kimsesizliğimi...
Sigaramdan derin bir nefes çektim. Son zamanlarda yaptığım tek şey buydu. Dışarı çıkabilecek gücüm olsaydı uyuşturucu alırdım. O aptal defterde bir sayfaya sığdırdığım acıyı unuturdum. Belki de komaya girer ölürdüm. Ne kadar güzel olurdu.
Ölüm.
Ne kadar da basit görünüyor.Ölmek...Bir nefes daha çektim. Ağzımı aralayarak, gri dumanın, ahenkle çıkışını seyrettim. Ve ölümü tekrarladım zihnimde.Yine.
Ölmek.Bir nefes daha.Ölmek....Ruhumu şeytana satmalıyım. Bir sigara daha.
'Düşerken duramazsın...susarken... anlatamazsın.Belki de ne bileyim ben...' çatallaşmış sesimle, içime çeke çeke şarkı söylüyordum. Konuşacak kimsem olmadığı için sesimi kaybetmemek adına şarkı söylüyordum.
'Uzaksan duyamazsın...Ah...Bıraksam bulamazsın.' bir kaç damla göz yaşı.Yine.
'Neredeyim biliyorum ben...' Zehrimin bitmesine yakın, derime bastırdım. Ciğerlerimden kopan, acı çığlık ıssız odada yankılandı. Çukur olan bir kırmızılık kaldı geriye. Yanıyordu. Alev alev. Ağlamam şiddetlendi. Ruhumun çektiği acıyı bedenimde çekmeliydi.
O iğrenç telefonun sesi odada duyulmaya başlandı. Katilim in rutin olarak arama saati gelmiş olmalıydı. Zaman kavramının bir önemi yoktu benim için. Saat kaç, hangi gündeyiz bilmiyordum. Mühim de değildi. Telefon sustuğu zaman elime aldım. Sesli mesaj bırakmıştı her zaman ki . Mesajı açarak yatağa uzandım.
'Merhaba bebeğim. Nasılsın?...Sadece... İyi olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Kendine bir şey yapmamışsın dır diye ümit ediyorum... Milyonuncu kere özür dilerim. Beni asla affetmeyeceğini biliyorum. Bende kendimi affetmeyeceğim. Asla alkol almayacağım. Artık bir önemi olmasa da... Uzatmasam iyi olacak.Sadece telefona cevap ver. Sesini duyayım. İster küfret, ister nefretlerini yağdır. Ama bir şey söyle...Hiç olmazsa mesaj yaz. bir şey yap....Yaşadığını bileyim. Yalvarırım.' ağlamaklı sesi kesilmişti.Pişmandı. Farkındaydım ama artık onun yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Her ona baktığımda yaşadığımız şey aklıma gelirken nasıl görüşe bilirdik ki. Ben güçlü biri değildim. Çaputlardan yapılmış duvarlarım vardı. Tek hamlesiyle yıklıp parçalanan, savunmasız onunla nasıl konuşabilirdim. Sevdiğim aşığı olduğum adamın bana tecavüz etmesi kaldırıla bilir bir durum değildi. Güçlü olmadığımı da söylemiştim... Telefonun mesaj bölüne girdim,ona istediği şeyi vermeliydim.
'Derine milyonlarca kesik at.Belki o zaman ne hissettiğimi anlarsın.' oda acı çekiyordu, çekmeliydi de.
'Ah bu iş bitmeli artık. ' Telefonu alarak evden çıktım. Nereye gitmem gerektiğini çok iyi biliyordum. Ne yapacağımı düşünmeden saatlerce yürüdüm. Yağmur tenimi yakıyor göz yaşlarımı gizliyordu. Göz torbalarım hiç bu kadar mor olmamıştı. Gözlerim hiç ağlamaktan ağrımamıştı ama yinede ağlamam duramamıştı.
Dalgaların sesini duymaya başladığım zaman yaklaştığımı anladım. Sona yaklaşıyordum. Bitecekti artık. Uçurumun kenarına geldiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Aşağıya baktım. Dalgalar duvara çarpıyor geri püskürüyorlardı. Köpüren deniz beni çağırıyordu.Gitme vakti. Önce telefonu fırlattım. Yavaş yavaş kayboluşunu seyrettim. Sıra bendeydi. Daha çok yaklaştım. Bir adımlık mesafedeydi özgürlüğüm. Ayağımı kaldırdım...
![](https://img.wattpad.com/cover/14208189-288-k218168.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umut Olmalı
Romansaİntihar 'a meyilli iki gencin şans eseri ortaya çıkan aşkı neleri doğurabilir?