♣PAMUK CÜCE♠

2K 118 77
                                    

Dudaklarıma parmak uçlarımı bastırarak sevinçten yoksun bir şekilde kıkırdadım. Diğer elimi düz kan kırmızısı duvarda gezdirdim. Usul usul dört duvarı gezip alnımı yasladım kapıya.

Hızla kapıya tekmeyi savurup yere çöktüm, kırmızıdan nefret eder hale gelmiştim. Her yer kırmızıydı, yer, tavan, kapı ve duvarlar. Ellerimi oldukça uzun olan saçlarıma daldırdım. Delirdiğimin farkındaydım, hiç olmayacak şeyler görüyor bilinç altımın istemsiz kurduğu hayali senaryolarda kayboluyordum. 

Ne zamandır buradaydım bilmiyorum, tutsaktım. Bu rapunzelin veya kül kedisinin ki gibi mutlu sonlu bir tutsaklık değildi. Kurbağaya öpücük kondurunca bir prens olmayacaktı. Ayakkabımı koşarken düşürmeyecek hayatımın aşkına kavuşamayacaktım.

Çünkü bu pamuk prensesin değil cücenin hikayesiydi. Maalesef prens veya prenses değilseniz masallarınız mutlu sonla bitmiyordu. Benim sonum sefil bir ölümdü, yıkık ve hüzündü. Gözümden bir damla yaş süzüldü kırmızı zemine, gözlerinin akı yana yana, ruhundaki kırıklıklarla dudaklarını kanata kanata bir gülümseme çizerek ölecekti pamuk cüce.

♣PAMUK CÜCE♠

+++++

Eleştirileriniz benim için çok önemli, gerçekten ilk defa bir kitabı saatlerce düşünüp yazıyorum. İyi veya kötü bir yorumda bulunun ve bende ona göre ilerleyeyim. ❤

Pamuk Cüce Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin