Mehti'nin babası Asaf amca buradan beni çıkarmak için yaptığı planları anlatırken. Onu dikkatle dinledim, fark edilmeden çıkmamız imkansızla eşdeğerdi çünkü içerisi adam kaynıyordu, öyle söylemişti. Bu yüzden Mehti bana az da olsa idare edecek kadar dövüş dersleri vermeye karar vermişti. Bir kaç gündür kontrol etme bahanesiyle odama geliyor ve beni çalıştırıyordu, çalışmaktan uzaktı tabi. Ben dayak yiyordum o acımadan vurmaya devam ediyordu. Durun durun geri saralım bir hafta öncesine.
_______
"Yeter!"
Elimi yere vurarak sızlandım, belim kırılmış olabilir miydi?
"Pes mi ediyorsun havuç"
Oldukça keyifliydi hemde fazlasıyla, sinirle ona baktım.
"Bana havuç deme!"
Dişlerimin arasından tısladığımda güldü, sinirlerimi bozuyordu.
"Kalk hadi""Hayır"
"Kalk dedim!"
"Bende hayır dedim!"
Gözlerini devirdi ve beni çekiştirerek kaldırdı yapıştığım zeminden. Terden ensemde ki saçlar boynuma yapışmıştı, iki elimi omuzlarıma doğru yelpaze gibi sallayarak ferahlama ya çalıştım. Sabahın erken saatlerinden beri molasız bir şekilde beni kum torbası olarak kullanıyordu.
"Bu günlük bu kadar yeter"
Dedi ve suratıma havlu fırlattı, suratıma yapışıp kalan ve görüş açımı kapatan havluyu ağır ağır çekip aldım. Gözlerimi kısarak ona baktım, sinir bozucuydu, fazlasıyla hemde. İçeriye giren Orhan'la vücudum yay gibi gerildi, bu adam istemsiz savunma mekanızmamı devreye sokuyordu. Gözlerinden binbir türlü kurnazlık geçiyordu, görebiliyordum. Beni asıl ürküten şey tam olarak buydu zaten. Ne yapacağı belli olmayan biriydi.
"Siz ikiniz ne karıştırıyorsunuz?""Sanane lan!"
Orhan'ın üzerine yürüyen Mehti'yle aralarında kalmanın verdiği korku sardı. Yeterince dayak yemiştim ekstraya hiç gerek yoktu.
"Kızdan ben sorumluyum Mehti"
Dedi kendini zor tuttuğu her halinden belli olan Orhan, ikisi birbirine dik dik bakarken sorunlarının ne olduğunu düşünmeden edemiyordum. Mehti sinirli bir adamdı ama Orhan'a bakarken gözlerinde gördüğüm tek şey saf nefretti.
"Akşam görüşürüz"
Dedi ve gözlerini kırptı Orhan'ı es geçerek, kapıdan çıkmadan önce bana öpücük attığında gözlerim kocaman açıldı.
"Dakika bir hemen oynamaya mı başladınız?"Bana küçümsercesine bakan Orhan'a usulca yaklaştım, çenemi yukarı kaldırıp kahve gözlerine odaklandım.
"Benimle derdin ne?"Önce kaşlarını kaldırdı sonra deli gibi kahkaha atmaya başladı, bu adamın cidden psikolojik sorunları vardı.
"Sen benim dişimin kovuğuna yetmezsin, seninle uğraşmak için efor sarf edeceğimi mi düşünüyorsun?"
Kafasını iki yana sallayarak gülmeye devam etti ve çıkıp gitti. Bu adamı öldürebilirdim, havluyla kendimi kurulayıp sinirle suyu kafama diktim.****
Şimdi ki zamanYataktan doğrulup tavanla olan ilişkimi kestim, bir ay sonra çıkacaktım bu lanet yerden. Öyle konuşmuştuk, zaman bekleyeni olunca geçmiyordu cidden. Odama resmen dalan Mehti'ye öfkeyle baktım.
"Çüş!"
"Ne?"
Diye sordu anlamayarak, ayağa kalkıp ona dik dik baktım.
"Bir kızın odasına böyle dalmaya utanmıyor musun? Müsait olmayabilirdim!"
Alayla 'hah' diyerek güldü.
"Sana meraklı değilim dert etme bu kadar""Bana meraklı olduğunu söylemedim zaten gerizekalı, dingonun ahırı gibi giremezsin. Sen bana meraklı olmaya bilirsin ama benim de kendimce değerlerim var buna saygı duymalısın!"
Bana ağır adımlarla yaklaştığında yutkunsamda belli etmedim, korkak olmak bir halta yaramıyordu ve üzerimde hakimiyet kurmasına izin vermeyecektim. Yakınımda durarak bana üstten bakmaya başladı.
"Ne dedin sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Cüce
FantasyAy ruhunu dilinin tutulmasına neden olacak kadar güzel olan kadına emanet etti. Olmayan kalbinin teklediğini düşündü, deniz mavisi gözlerine bakarak. Şehvetle bir öpücük kondurdu çilek rengi dudaklarına. Gecenin sonunda, kadının rahmine bir bebek dü...