Yanıtlar aşikâr, oysa soru hiçbir yanıta tahammül göstermeyen gizli bir soru işareti gibi ısrarlı.
John Berger
******
Orhan açık kapıdan bir hışımla girdi ve yakama yapışmış İnci'yi çekip yere savurdu.
"Ne yaptığını sanıyorsun?!""Güç benim hakkım!"
Dedi çirkinleşerek. Güç gözünü karartmış ve mantıklı düşünmesini engellemişti. Ne yaptığını bilmiyor gibiydi. Onun bu hâline sadece acıyabilirdim."Eğer ben yerine burada Bade olsaydı, çoktan ölüydün"
Orhan sitemle konuşmuş ve İnci'nin elindeki bıçağı çekip almıştı. Hırıltıları çoğalan İnci kurt formuna bürünerek koşarak uzaklaştı. Ondan geriye ise parçalanan kıyafetleri kaldı.
*****
Kırık bacağımı doktor olmadığına emin olduğum bir adam gelip bakmıştı. İyileşmem artık hızlı olduğundan acil olarak kırık kemiği yerine oturtmuştu. Bunu yaparken o kadar acemiydi ki bir an bacağımı ters çevirecek sanmıştım.
Yattığım ıslak zeminden kalkarak duvara yaslandım. Saatler geçmişti ama en ufak bir hareketlilik yoktu. Yanıma gelmiyorlar ve beni öylece burada tutuyorlardı. Tek duyduğum Orhan'ın olanları Bade'ye anlatması olmuştu. Bacağımın eski acısı neredeyse yok olmuştu ve rahatlıkla hareket edebiliyordum. Fakat kimseye bunu belli etmemeye çalışıyor ve bacağımı milim oynatmıyordum. Açılan kapıyla içeriye rüzgar akın etti. Hava aydınlanmış hatta öğle sıcağı ağaçların dibine gölge düşürmüştü. Acaba beni arıyorlar mıydı demekten kendimi alamadım. Mehti yaralı mıydı? Ya bir şey olduysa?
Kalbime çöken ağırlık milim olsun kalkmıyordu. İçeriye giren Bade omuzlarında duran ceketi çekip aldı. Kendinden emin adımları buz tutmama neden oluyordu.
"Buraya tek bir şey söylemeye geldim"
Dedi siyah stilettolalarının yerde bıraktığı sese istinaden ritim oluşturarak. Ben öylece dağılmış ve pislenmiş turuncu saçlarıma bakıyor ona cevap vermemek için direniyordum. Bir planım vardı. Üzerinden geçmek için saatlerim olmuştu. Duyularım artık gelişiyordu ve en azından burada kaç kişinin olduğunu adım seslerinden hesaplayabilmiştim. Uğraşıyor ve çabalıyordum. Umarım bir işe yarardı!
"Bu akşam bir ritüel düzenledik, senin için."
Yanıma gelip yüzüme eğildi. Uzun tırnakları çenemi kavradı ve gözlerini gözlerime dikti. Her zaman ki zafer gülüşü en sevdiği renk olan kan kırmızısı ruja bürünmüş dudaklarına yayıldı. Siyah gözleri daha da koyulaştı.
"Ölümün şerefine"Fısıltısı boş mekanda yankı yapmasına neden oldu.
"Fakat ondan önce Orhan seninle biraz eğlenmek istiyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Cüce
FantasíaAy ruhunu dilinin tutulmasına neden olacak kadar güzel olan kadına emanet etti. Olmayan kalbinin teklediğini düşündü, deniz mavisi gözlerine bakarak. Şehvetle bir öpücük kondurdu çilek rengi dudaklarına. Gecenin sonunda, kadının rahmine bir bebek dü...