Boşuna yağıyor yağmur, birlikte ıslanmayacağız ki.
Aziz Nesin
******
"Bir, iki, üç!"
Toprak Mehti'nin peşinden koşmuş ve olanları görmüştü, hırsla yaptığı kalp masajının işe yaramaması ihtimali onu deli gibi korkutsada vazgeçmeden devam ediyordu. Suni teneffüs ve kalp masajı işe yaramazsa ne yapardı bilmiyordu. Kendi ciğerlerinden çıkan esintileri Katre'ye nakletti. Mehti bir köşede iki elinide yüzüne kapatmış halde duruyordu, kolları yorulan Toprak durmadı.
"Bir, iki, üç, Hadi Katre!"Buğlem onu geri çekmek istesede izin vermedi, kardeşi kollarında ölmüştü yıllar önce. Bu seferde kardeşi yerine koyduğu kızın ölmesine izin veremezdi. Mehti ellerini yüzünden çekip kan çanağı olmuş gözlerini Katre'ye çevirdi. Beyaz teni solmuş ıslak turuncu saçları yüzüne yapışmıştı. Morarmış kalın dudakları derinden hissettiği acılarına bir çelme daha taktı. Ayağa kalkmak istese de yapamadı, bacaklarından çekilmiş güç hareket etmesine dahi izin vermiyordu. Saçlarının rengine yakın renkteki kirpikleri kıpırdadı, Mehti emekleyerek öylece yatan kızın yanına gitti.
"Katre"Dedi yüzüne yapışmış ıslak saçlarını beyaz teninden çekerken, büyük elleri kızın yüzünü kavramış hafifçe sarsıyordu. Katre yuttuğu suları ağzından fışkırtarak çıkardı ve öksürmeye başladı. Mehti ellerini kollarına kaydırarak doğrulmasına yardımcı oldu.
******
Genzimi yakan tuzlu su miğdemi bulamdırırken öğürerek çıkardım, peşinden gelen öksürük kriziyle burnumun içi yanmaya başladı. Biri beni kollarımdan tutup kaldırdığında öksürmekten gözlerimi açamadığım için kim olduğunu göremiyordum. Elimi taşlı zemine yaslayarak öksürüklerimin dinmesini bekledim.
"Nasıl yaparsın bunu Katre?"Öfkeyle ve korkuyla harmanlanmış sesini duyduğumda gözlerimi açarak Onur'a baktım. Gözleri kızarmış saçı başı dağılmıştı, Asaf baba elini omzuna koyarak Onur'u geriye çekti.
"Şuan bunu konuşacak durumda değil kimse, eve gidelim"Dedi Buğlem elindeki şalımı omzuma atarak, bana üzgün gözlerle bakıyordu. Sırtımdan ve bacaklarımın altından sararak beni yerden kaldıran Mehti'ye baktım. Gözleri kan çanağı gibiydi, gömleği ve saçları ıslaktı. Beni sudan Mehti mi çıkarmıştı? Düşmemek için çekinerek kollarımı boynuna doladım, bana bakmıyor öylece düz yolda ilerliyordu. Gecenin karanlığı çöktüğü her yeri görünmez kılmış gibiydi. Ülkü ve Burak telefonunun fenerini açarak etrafımızı azda olsa görmemizi sağlamıştı. Orman yolundan ilerliyorduk. Mehti kafasını eğerek bana baktığında gözlerimi kaçırdım. Orman yolundan çıkıp asfalta ulaştığımızda düğün alanına doğru ilerlediğimizi fark etmemle tüm vücudum gerildi. Bunu fark eden Mehti bana bakarak konuştu.
"Arabalar düğün alanında"Cevap vermeden yolu izledim, yaptığımdan utanıyordum. Herkesin gözü üzerimdeyken diken üstünde gibiydim. Toprak bana kızgınlıkla bakıyordu, gözlerim dolu dolu ona baktım. Önüne dönerek yürüyüşüne devam etti. Düğün alanına geldiğimizde açık alanın ışıkları etrafı aydınlatmaya devam ediyordu. Bir kaç kişi dışında kimse kalmamıştı. Boş arazide bulunanlar bize yaklaşarak dibimde durdular. Siyah saçlara ve gözlere sahip olan bir kadın vardı karşımda. Buğday teni ve düzgün fiziğiyle bir çok erkeğin nefesini kesebilirdi.
"Bu o mu?"
Manidar bakışları bendeyken kuruyan dudaklarını ıslattı. Elini yanağıma koyduğunda ürkerek Mehti'nin bağrına sığındım. Asaf baba kadının koluna girerek onu geriye çekti ve köşede konuşmaya başladılar. Mehti beni düğün için süslenmiş arabasına bindirdiğinde buruk ifademle başımı önüme eğdim. Mehti sürücü koltuğunun kapısını açarak bindi ve uzanarak kemerimi bağladı. Burnu yanağıma sürttüğünde içimden bir şeyler koparak akıp gitti. Arabaya kimsenin binmesini beklemeden çalıştırdı.
"Meltem nerede?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Cüce
FantasyAy ruhunu dilinin tutulmasına neden olacak kadar güzel olan kadına emanet etti. Olmayan kalbinin teklediğini düşündü, deniz mavisi gözlerine bakarak. Şehvetle bir öpücük kondurdu çilek rengi dudaklarına. Gecenin sonunda, kadının rahmine bir bebek dü...