♠Meyus♣

438 52 42
                                    

Unutan iyileşir.

Nietzsche

******

Gözlerimi aralarken yaşadığım acı yüzümü buruşturmama sebep oldu. Ayaklarımın altı sızlıyordu, sırt üstü uzanıyordum ve görüş açımda gökyüzü ve ağaçlar vardı. Hava aydınlanmaya yüz tutmuştu, binbir zorlukla doğrulup oturmaya çalıştım. Çıplak oluşum titrememe sebep olurken yanımdaki ağaca tutunup kalktım. Bacaklarım kan içindeydi, dikenlerden çizilmiş olmalıydı. Sanki tüm kemiklerim kırılmıştı ve ben adım atamıyordum. Etrafı incelerken diğerlerini görmemek beni tedirgin ediyordu. Ağaçlardan destek alarak yürümeye başladım.

Rastgele yürüdüğüm orman yolunda üzerime saracak birşeyler arıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rastgele yürüdüğüm orman yolunda üzerime saracak birşeyler arıyordum. Kollarımı göğsümde bağlayıp çıplaklığımı örtmeye çalıştım. Nasıl gelmiştim buraya? 

Zihnimin derinliklerinde gezindim, dün gece dönüşmüştüm. Olanlar sırayala zihnime akın ederken aralarındaki bir anı cımbızla çekip aldım.

Sarı parlak bir ip önce kalbime düğüm attı, ipin diğer ucu Mehti'deydi. Göz bebeklerim büyüdü ve tek odağım Mehti olarak kaldı. Onun harelerinden en dibi ve en gerçeğini gördüm. Mehti'nin anıları zihnime akın etmeye başladığında onun başka birine mühürlü olduğunu görmem yüreğimi kızgın yağlara attı. Bebekliğini, çocukluğunu, gençliğini ve ilk aşkını zihnimde bir film gibi canlandırmıştı. Kasılan kalbim orada durmak istemediğimi bağırdı, bir an bile düşünmeden koşmaya başladım. Deli gibi koştum, hiç durmadan saatlerce bitirdim toprak zemini. Kurt formundan kendi bedenime döndüm, ayağımın altına saplanan bira şişelerinin camlarını ve yaban otlarının dikenlerini umursamadım. Yanan yüreğim bir nebze olsun serinlemek istiyordu, koşuşum yavaşladı ellerimi dizime koyarak soluklandım.

Ağaçlardan birine tutunarak yere oturdum, bacaklarımdan ellerime geçen kan tutunduğum ağaca kendini bıraktı. Kendimi bir şiirdeki anlamsız kafiye gibi hissediyordum, öylesine yazmak için yazılmış gibi. Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımda derin yarıklar açtı ve yaşları içime hapsetti. Sırt üstü uzanarak yıldızlara baktım, oysa ilk defa birşeyler bana anlamlı gelmişti o an. Anıları anım olurken ruhumu saran yangını bedenim kontrol altına alamadı ve ben yanık bir harabeye döndüm. Ona nasıl baktığını gördüm, nasıl öptüğünü. Kendi kendime acı acı güldüm yaşlar gözlerimden düşerken adı, Meltem'di ve ona evlilik teklifi etmişti. En yakın zamanda evlenmek isteğini söylemişti Mehti mühürlü olduğu kadına. Daha fazla hasretine dayanamadığını, onu çok özledi-

"Çık artık zihnimden!"
Kendime olan sinirin geçmiyor içimdeki yarayı tırnaklarımla kazıyıp kanatmak istiyordum. Kanasınki zehri atsın damarlarımdan, bir çatırtı duyduğumda etrafıma baktım. Toprak'ı karşımda gördüğümde rahatlamayla derin bir nefes aldım. İyiki diğerlerinden biri beni bulmamıştı çünkü çırılçıplaktım. Elindeki battaniyeyi bana bakmadan vücuduma sardı ve elini sırtıma koydu.
"İyi misin?"

Pamuk Cüce Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin