8. Bölüm

31 7 1
                                    

Telefon kapandıktan sonra Jimin'in "Umarım beni mutlu edecek bir şey olur. Sırf bu sürpriz yüzünden sevgilimden çok büyük trip yiyeceğim. " sözü üzerine tekrar sessizlik hakim olmuştu. Bu gariplik Seulgi'nin canını sıkıyordu. Konu açmak istiyordu.

"Jimin? "

"Evet? "

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun? "

Ortam bu sözler üzerine daha da garipleşti. Yolda yürürken aniden ikisi de durdu. Seulgi Jimin durduğu için durmuştu ama sonuç olarak ikisi de durmuştu. Soru Jimin'i gereğinden fazla şaşırtmıştı.

"Seulgi ben- "

Cümlesine devam etmeden Seulgi yanlış anladığını düşünerek gülmeye başladı. Ve Jimin daha da fazla şaşırmaya devam ediyordu.

"Yanlış anladın sanırım. O anlamda değil. Ben kendimi bile hatırlamıyorum biliyorsun. Sadece senin açından durumu merak ediyorum. Ben birden ailenize konuk oldum. Ne kadar ailenle pek görüşmesen de üvey bir kardeş gibiyim senin için. O yüzden sordum. "

Jimin bu sefer her şeyi anladığını düşündü ve o da Seulgi'nin gülüşüne ancak şimdi karşılık verebilirdi. Şaşkınlığının geçmesi üzerine yürümeye devam ettiler.

"Kardeş gibi değilsin de sanki sınıfımdan bir arkadaşım bende kalıyormuş gibi hissediyorum. Ailem seni seviyor. Üstelik Jennie'den de fazla. Bu biraz garip. Jennie'yi sevdirmek için çok uğraştım ama sen onların kalbini saniyeler içinde çaldın. Yokluğumda onların yanında olan birisi olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. "

Bütün cümleler boştu Seulgi için en baştaki hariç. "Kardeş gibi değilsin.." Tek önemli olan buydu. Yani onun için hala şans vardı. Üstelik Jennie bu şekilde kıskanmaya devam ederse kavga edip ayrılabilirlerdi bile. Bir ilişkinin bitmesinin güzel bir şey olmadığını biliyordu Seulgi. Eğer gerçekten seviyorsa bir insan, onun için acı çektirici olabiliyordu. Ama Jimin'in kendi sevgilisi olması düşüncesi onu elinde olmadan mutlu ediyordu.

"Teşekkür ederim. Böyle düşündüğün için. "

O kadar düşüncenin ardından sonunda ona cevap verebilmişti. Jimin ise gülümseyerek karşılık verdi. Konunun kapanmaması gerekiyordu. Yoksa yine ölüm sessizliği başlayacaktı.

"Ailen Jennie'yi neden sevmiyor? Çok güzel bir kız. "

Bu cümlede geçen 'Çok güzel bir kız. ' sözü sadece Jimin'in onu yanlış anlamaması içindi. Güzel olduğunu düşünse de bunu kendine itiraf edemezdi. Kız kompleksleri bölüm 1.

"Aslında babam seviyor. Sorun annemde. Jennie'yle ilk sevgili olduğumda aralarında bir sorun yoktu. Annem bana hep zeki ve güzel bir kız bulmamı söyler. Jennie'de bundan fazlası var. Çalışkan, nazik, saygılı, mutsuz olduğunda hem destek olacak hem de seni eğlendirecek biri. Kısaca bir erkeğin aradı bütün özellikler var onda. Birkaç kere karşılaştılar ama sorun yaşanmadı. Sonra bir gün annem beni kenara çekip Jennie'den uzak durmam gerektiğini söyledi. Tabiki kabul etmedim. Babam da ona hak verdi. Ama sonrasında onları dinlemediğimi fark ettiklerinde babam bir şey demeyi bıraktı. Ama annem bu konuda hala ısrarlı. "

"Belki de Jennie hakkında bir şey öğrenmişlerdir. "

"Ne gibi? Sen bir şey mi biliyorsun? "

"Hayır. Sadece seni anlamaya çalışıyorum. Neyse işte geldik. "

Jimin kafasını önüne çevirip baktı. Bir eve baktığını fark ettiğinde şaşırdı.

"Bu ne? "

"Gel. " diyerek elinden tuttu Jimin'in Seulgi. Beraber içeriye girdiler. Jimin biraz gezindikten sonra tekrar Seulgi'nin yanına döndü. Seulgi bir şey demesine fırsat bırakmadan onu yukarıya çıkarttı. Üç odadan büyük olanı annesinin ve babasının olacaktı. Diğer iki odadan büyüğüne girdi. Jimin de peşinden. Ardından da kapıyı kapattı.

"Burasını bana neden gösteriyorsun? Evlenince burada mı kalacağım? Ya da sen mi? "

"Hayır burası yeni eviniz. "

"Nasıl? "

"Bugün annen geldikten sonra baban da geldi. Bana da sürpriz oldu. Aslında hep düşünüyorlarmış böyle bir şey yapmayı. Eski ev duracakmış. Buraya da eşya bakmaya gittiler. Sonra da biz bakacağız. Bu büyük odayı sen alırsın. Diğerine de ben geçerim. Zaten hatırlayınca bir şeyler gideceğim. "

Konuşması bitikten sonra bir şeyler duymaya başladı.

"Kapı mı çalıyor? Bir şey duyuyor musun? " diye sordu Jimin'e.

"Hayır. "

Telefonunu çıkartıp saate baktı Seulgi. Saat gece 3 olmuştu. İşe çok ama çok geç kalmış olmalıydı. Buradaki saate göre diğer tarafta saat kaç bilmiyordu. Zaten bu bir rüya gibi de değildi. Rüya olsa bunun rüya olduğunu bilmemesi gerekiyordu. Adeta gözlerini kapattığında başka bir dünyada gözlerini açıyordu. Ve gitme zamanının geldiğini anlamıştı artık. Duyduğu sesin dışarıdan geldiğini düşünüyordu çünkü. Hemen uyuması gerekiyordu ki yorgun olduğundan bunun zor olmayacağını düşünüyordu. Şans eseri Jimin'in dışarıya çıkmasıyla kendini hemen yere bıraktı. Parkelerin üzerine uzandı ve gözlerini kapattı.

Gözlerini açtığında hemen telefonuna baktı. Saat öğleden sonra 3'tü. Şu an saatler hakkında düşünebilirdi ama gitmesi gereken bir iş vardı. Üstelik iş yerindeki herkes onu milyonlarca kez aramıştı. Hemen üstünü giyinip dışarıya çıktı. İşten kovulmamak için dua ederken otobüse binerek yola koyuldu. Sonunda geldiğinde koşar adımlarla girdi içeriye. Herkes sanki ölüm fermanı yazılmış gibi ona bakıyordu. Şimdiden haber başlığını bulmuştu bile "Bir Genç Kızın Hayata Veda Edişi"

Korkak adımlarla patronun odasına ilerlemeye başladı. Sekreterden içeride kimsenin olmadığını öğrendiğinde derin bir nefes aldı. Birkaç kez üzgün ifadesini kontrol etti. Ve ağlamamak için kendine söz vererek kapıyı çaldı. "Gel! " sesini duyduğunda son nefesini de alarak içeriye girdi. Daha patronun konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladı.

"Efendim ben gerçekten çok özür dilerim. Dün uyuyamayınca uyku hapı almıştım. Böyle olunca da sabahleyin uyanamadım. Bu uyku hapları insanları gerçekten uyutuyor. Böyle olacağını bilseydim gerçekten almazdım. Siz de biliyorsunuz ki işimi çok seviyorum ve buraya veda etmek istemiyorum. Bu iş yerinde kalmak için elimden geleni yaparım. Lütfen beni affedin efendim. "

Bir süre ciddi bir ifadeyle baksa da birkaç saniye sonra gülmeye başladı patronu. Seulgi ise şaşkındı. Sanırım onu kovuyor olmak patronu için çok eğlenceli bir şeydi.

"Seulgi sen çok iyi bir çalışansın. Bu zamana kadar işe hiç geç kalmadın. Tabiki bir sorun çıktığını düşünmüştüm. İşine o kadar bağlısın ki 2 saat sonra paydos edecek olduğunu bilmene rağmen 2 saat için buraya geldin. Bu seferlik kızmıyorum ve bir şey demiyorum. Emin olsam da şunu söylemeliyim ki bir daha tekrarı olmasın lütfen. "

Seulgi milyonlarca kez "Çok teşekkür ederim. " diyerek eğilmişti. Minnettarlığını ifade edebileceği başka bir şey bilmiyordu çünkü.

"Tamam şimdi çık ve 2 saatlik işini gör. "

"Peki efendim. " diyerek odadan mutlu bir ifadeyle çıktı Seulgi.

Rüya (꿈)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin