23. Bölüm

34 6 3
                                    

Büyük bir karanlık. Gözlerini açtığında hala uçağın içindeydi ve saatini kontrol ettiğinde 8 saattir uyuduğunu fark etti. Yanına döndüğünde SooJi'nin bir şeyler izlediğini gördü. 'Neden rüyamda uyanmadım? Gerçekten bitti mi? Jimin'e onları söylememeli miydim? Benim yüzümden mi oldu?' gibi düşünceler geçiyordu aklından. Eğer gördüğünün son olduğunu bilseydi daha çok şey yapardı. 'Demek buraya kadarmış.' diye geçirdi içinden. Artık kendi hayatına odaklanabilirdi.

"Uyandın mı? "

"Evet. Ne izliyorsun? "

"My ID Is Gangnam Beauty'nin final bölümü yayınlandı bugün. Nasıl biteceğini çok merak ediyordum. "

"Hiç izlemedim. "

"Gerçekten mi? Evde ne yapıyorsun o zaman? Bu dizi bu aralar çok popüler. Başlamanı tavsiye ederim. "

"Pek vaktim olmuyor. "

"Saçmalama. İşten çok geç çıkmıyorsun. Eve gitmiyor musun? "

"Gidiyorum. "

"E o zaman? "

"Yapacak başka işlerim oluyor. "

'Eve gidip uyku ilaçlarımı alıp uyuyorum ki o güzel hayatıma dönebileyim.' diyemezdi. Bunun için böyle cevap vermişti. Ama artık bittiğine göre o diziye başlayabilirdi. Eğer 8 saat uyuduysa bu daha gidecek 7 saatlik yolları var demekti.

"Şu dizinin bir bölümü kaç dakika? "

"1 saat. Neden?"

7 saat 7 bölüm. Eğer beğenirse bu saatler 7 dakika gibi geçebilirdi. SooJi'ye cevap vermek yerine ilk bölümünü açtı ve izlemeye başladı. 1. bölüm, 2. bölüm, 3. bölüm... Ve son olarak 7. bölüm. Hepsini izledi. Eğer uçak varmış olmasa daha devam edecekti. Ve 'Uyumak yerine 8 bölüm daha izleseydim.' diye yakındı. Dizinin verdiği sosyal mesaj çok hoşuna gitmişti.

Uçak indikten sonra herkes eşyalarını aldı. İnip havaalanının içine doğru ilerlediler. Söylenene göre onları bekleyecek birisi olacaktı. İçeriye girdiklerinde kendi şirketlerinin isminin yazılı olduğu kartonu gördüler. Seulgi o an başka bir şok daha yaşadı. Kartonu tutan kişi Jennie'ydi. Yanına gittiklerinde Jennie Korece selam verdi ve şok yaşayan insan sayısı 9'a çıktı.

"Amerika'ya hoşgeldiniz. Size ben eşlik edeceğim. Beni takip edin lütfen. "

Söylediğini yapıp hepsi onu takip etmeye başladı. Meraklı olan erkekler soru sormadan duramıyordu.

"Koreceyi nasıl öğrendiniz? Ve nasıl bu kadar iyi konuşuyorsunuz? " dedi JoonWoo.

"Ben Kore'de doğdum. Sizin çalıştığınız şirkette çalışıyordum. Buradaki şirkete sizin gibi bir iş için geldiğimde kalmaya karar verdim. "

"Belki biz de kalırız. Hayatımız 180 derece değişebilir. Harika olur. " diye devam etti SeoJoon.

"Peki adınız nedir? " dedi HyunJae.

"Jennie. " diye cevapladı. Ve bu cevap hepsini şaşırtmıştı. Kore'de doğmuş olmasına rağmen isminin İngilizce olması pek rastlanılan bir şey değildi.

Dışarıya çıktıklarında onları bekleyen ikisi büyük bir tanesi küçük üç araba vardı.

"Bu iki arabalara bölünerek geçin lütfen. Sizi otele yerleştireceğiz. " diyerek iki büyük arabayı gösterdi Jennie. Arabaların içine bakıldığında 5'e 4 ayrılabilirlerdi.

"Kızlar bir arabaya erkekler de bir arabaya binebilir. " diyen SeoAh oldu. Herkes tarafından onaylandı. Böylelikle SeoAh, MiSun, SooJi ve Seulgi bir arabaya; YoonWoo, SeoJoon, HyunSik, HyunJae ve DongMin de diğer arabaya geçti.

Arabanın içinde bir sessizlik vardı. Kimse konuşmuyordu ama MiSun'un gözleri SooJi'nin üzerindeydi. O günden sonra böyle davranıyor olması normaldi ama bu durumdan Seulgi rahatsız oluyordu. SooJi bakışlarını fark ettiğinde "Bir şey mi oldu? " diye sordu gayet sakince.

"Hayır. Sadece bakıyorum. Bugün tatlı olmuşsun. Zaten güzelliğinle hep ön plandaydın. "

"Teşekkür ederim. "

"Rica ederim. "

Bu konuşma ne kadar normal gibi gözükse de aslında aradaki o kötü elektrik hissediliyordu. Ve otele varana kadar hiçbir şey konuşulmadı. Arabadan indiklerinde geldikleri yeri görmeleriyle hepsinin ağızları ve gözleri kocaman açıldı. Üstelik akşam olduğundan ışıklandırmalarla mükemmel görünüyordu. Ve kocaman oluşu da göz kamaştırıyordu. İçeriye geçtiler ve resepsiyonda bütün işleri Jennie hallediyordu. Kızlar 4 kişi olduğundan 2'şer 2'şer odalara erkekler de 2-2-1 şeklinde odalara yerleşeceklerdi.

"Kim kiminle kalmak ister? " diye sordu Jennie.

SooJi hemen Seulgi'nin elini tuttu. Kızlarda bölünmeler hemen halledildi. Erkekler de taş kağıt makas oynayarak ayrıldılar. HyunSik JoonWoo ile, HyunJae SeoJoon ile ve DongMin de yalnız başına kalacaktı.

"Sormak istediğiniz bir şey var mı? "

"İşe yarın mı başlayacağız? " dedi DongMin.

"Evet. Sabah saat 9'da şirketle toplantınız var. Saat 8'de sizi almaya gelecekler. Ben sizi orada bekliyor olacağım. Başka soru? "

Kimseden ses gelmeyince Jennie "O zaman hepinize iyi akşamlar. Yarın görüşmek üzere. " diyerek yanlarından ayrıldı. Otelde çalışan bir görevli de onları odalarıma yerleştirmek için bekliyordu. Hepsi gelen görevliyi takip etmeye başladılar. Asansör 8 kişiyi aldığından 2 kişi dışarıda kalıp diğer turu bekleyecekti. Kimin kalacağı belli olmadan herkes içeriye girmeye çalıştı ve sona kalan kişiler Seulgi ile DongMin oldu. Diğerleri devam etti.

Birkaç dakika beklemelerine rağmen geri dönmedikleri için "Arayıp sorsak mı? " dedi DongMin.

"Bilmem ki. Biraz daha bekleyebiliriz aslında. "

"Görevlinin onları bırakıp geri gelmesi gerekmiyor muydu? "

"Haklısın. Ben SooJi'yi arayayım en iyisi. "

Seulgi telefonunu çıkartıp SooJi'nin numarasını tuşladı. Birkaç kez çaldıktan sonra açıldı.

"SooJi? "

"Seulgi? Nerede kaldınız? "

"Biz bekliyoruz ama kimse gelmedi hala. "

"Görevli bizi bırakıp geri bindi asansöre. Neden gelmedi ki? "

"Bilmem. Neyse biz gidip resepsiyondaki birisiyle konuşalım. " deyip kapattı telefonu. Sonra DongMin'e açıkladı konuştuklarını. Arkalarını dönüp gidecekleri sırada asansörün kapısı açıldı. İçeriden birkaç kişi çıktıktan sonra en arkada görevli belirdi.

"Çok özür dilerim. Geri dönerken asansör ara katlarda çok durdu. O yüzden geç kaldım. "

"Sorun değil. " dedi Seulgi.

"Gelin lütfen. "

İkisi birlikte içeriye girdi. Odalarının bulunduğu kata geldiklerinde görevli de onlarla birlikte indi. Eşlik edip yerlerini gösterdikten sonra geri döndü. Seulgi DongMin'e görüşürüz dedikten sonra odasına girdi. Kısa çok dar olmayan bir koridordan sonra büyük bir odaya açılıyordu. Bir tane cam kenarına yakın bir tane de kapıya yakın iki tane yatak vardı. Kapıya yakın olan yatağın solunda ve yatağa paralel duvara dayalı enlemesine upuzun bir dolap duruyordu. İki yatağın ortasında kalacak şekilde karşı duvarda da büyük bir televizyon vardı. Televizyonun solunda küçük bir koridor daha vardı ve bu koridorda iki ayrı kapı bulunuyordu. İkisi de iki ayrı banyoya açılıyordu. Kısacası burası için çok fazla para harcadıklarını belli eden bir sürü şey vardı odada.

"Geldin mi? Ben eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Dolap zaten kocaman. İkimize de yeter. " dediğinde Seulgi SooJi'yi yeni fark ediyordu. O kadar dalmıştı ki odayı incelemeye onun valizini açmış eşyalarını çıkarttığını görmedi bile. SooJi kapıya yakın taraftaki yatağı seçmişti. Bu durumda Seulgi de cam kenarındaki yatakta yatacaktı. Bu maceraya ilk başlangıç olarak o da valizini açmaya başladı. Rüyası sona erse de belki de başka bir rüya başlıyordu? Kim bilir?

Rüya (꿈)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin