9. Bölüm

40 8 8
                                    

Masasına geçtikten sonra işiyle ilgilenmek yerine saatleri düşünmeye başladı. Dışarıdan bakıldığında işiyle ilgileniyor gibiydi ama aklı başka yerlerdeydi.

Saatleri kontrol etmek zor olacaktı. Orada gece 3'te uyduğunda burada öğlen 3'tü. Orada sabah 9 olduğunda burada akşam 9 olacaktı. İşe sabah 9'da geldiği düşünülürse orada akşam 8-8.30 gibi uyumalıydı. Burada işten 5'te çıktığı düşünülürse yemek yemesi ile birlikte saat oradaki saate göre 6-6.30 gibi uyanabilirdi. Kaçırdığı başka bir şey var mıydı? Düşündü, düşündü.. Ve sonunda buldu: Saçları! Hemen masasından kalkıp tuvalete ilerledi. Aynaya dönüp baktığında bir fark göremiyordu.

Şimdi bildiklerini tekrar etme zamanı: Buradan oraya ya da oradan buraya eşya taşıyamıyor, yapılan değişiklikler hiçbir tarafta etki etmiyor, aynı saatte burası gündüzken orası gece oluyor ve son olarak Seulgi orayı terk ettiğinde zaman durmuyor, devam ediyordu.

Tuvaletten çıkıp masasına geri döndü. Tekrar iş yapıyormuş gibi davranmaya başladı. Şimdi orada kendisine iş bulmak zorundaydı. Para kazanması gerekiyordu. Diğer yandan şirket işini Jimin'le de konuşmalıydı. Sonuçta ona bir teklif gelmişti. Ayrıca hatırlaması gereken bir hayat hikayesi de olmalıydı. Öyle bir şey bulması gerekiyordu ki Jimin'in ailesinin Seulgi'ye "Burada yaşamaya devam etmelisin. " demesi gerekiyordu. Kendisini hatırladığında da işsiz birisi olmak istemiyordu. Jennie gibi zeki bir kız olmalıydı. En azından "Ben doktorum. " , "Ben mühendisim. " ya da "Ben öğretmenim. " gibi bir şey söyleyebilmesi gerekiyordu. Gerçekten bu karmaşadan nasıl kurtulacağı hakkında bir fikri yoktu.

"Hey! Bu kadar çalışkan olma! " sesiyle dünyaya döndü. Kafasını kaldırıp baktığında ona bakan iş arkadaşlarından birisine rastladı.

"Saat 5 oldu. Paydos! Hadi eve git de dinlen. 2 saattir başını kaldırmadan çalışıyorsun. "

"Hiç fark etmemişim. Birazdan ben de çıkarım. "

O kadar da düşünmemişti aslında. Nasıl geçti zaman? Ayağa kalktı ve eşyalarını toparladı. Bir an önce oraya dönmek istiyordu çünkü bir parkenin üstünde uyumuştu. Muhtemelen gözlerini açtığında büyük bir bel ağrısı çekecekti.

Hızlıca durağa ilerledi. Tam zamanında gittiği için otobüsü de yakalayabildi. İçeriye geçip arka koltuklardan birine oturduğunda aklına gelen kişi Jimin olmuştu. Omzunda uyuduğu o anlar.. İneceği yeri kaçırmamak adına hemen toparladı kendini. Kısa bir süre sonra da indi otobüsten. Koşar adımlarla ilerliyordu. Kötü yanı öğlene kadar uyuduğu için gram uykusu yoktu. Bir uyku hapı daha yutabilirdi. Eve girmeden önce aşağıdaki KFC'den bir tavuk menüsü aldı. Sonra eve girdi. Paketi açıp yemeğini yedikten sonra toparlamaya koyuldu. Hepsini aldığı poşetin içine koydu ve mutfakta çöp poşetine attı. Sonra da ecza dolabından uyku hapını eline aldı. Bir bardak suyuyla birlikte odasına döndü. Yatağına girdikten sonra ilacını da alıp gözlerini kapattı. Uyumayı bekliyordu.

Gözlerini açtığında yumuşak bir yerin üstünde yatıyordu. Kafasını yavaşça kaldırdı. Bununla beraber bedeni de kalkmalıydı ama kalkamadı. Belinde ona sarılmış kollar vardı. Bu yüzden doğrulmak yerine sadece kafasını yukarıya doğru çevirdi. Ve beklediği kişi karşısında duruyordu. Parkede uyumaması için bunu yapmış olmalıydı. Bir süre onu izledi. Daha fazla da izlemeyi düşünüyordu ama Jimin uyanmıştı. Gözlerini yavaşça açtı. Ona bakan gözleri fark ettiğinde ise gülümsedi Jimin.

"Kollarını çek de sana daha fazla acı çektirmeyeyim. "

"Tabi ya! "

Jimin kollarını çekti ve Seulgi üstünden kalktı. Kıyafetlerini düzelttikten sonra tekrar Jimin'e döndü.

Rüya (꿈)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin