İlk çalışmam olduğu için oldukça acemicedir.Saçmalık ve cringe'lik içerir,ona göre okuyunuz.
İnstagram:wattpad_yazarokurd
İsterseniz kitabı okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.
28.06.2018
*2 Mayıs 2008 Cuma*
Sabah her zamanki gibi neşeyle uyandım.Merdivenlerinden koşa koşa indim.Kahvaltı masası hazırlanmıştı.Babam her zamanki gibi masadaki yerini almış gazete okuyordu.Ben de kahvaltı masasındaki yerimi aldım.Kapının zil sesi duyuldu.Evin hizmetlisi kapıyı açtıktan bir müddet sonra içeride uzun boylu,hafif kirli sakallı biri göründü.Babam adamı görür görmez ayağa kalktı.
"Hoş geldiniz Savaş Bey." Adının Savaş olduğunu öğrendiğim adam babamı kafasıyla selamladı.Ardından gözlerini hemen bana çevirdi.Bense her şeyden habersiz kahvaltıya devam ettim.
"Adı ne?"
"Mira." Diye cevapladı babam.Ardından ekledi.
"İsterseniz odama geçelim." Adam,babamı yine başıyla cevapladı.Beni içeride tek başıma bırakarak babamın koridorun sonundaki odasına doğru ilerlediler.Bense kahvaltımı bitirip odama çıktım.Odamda oyuncaklarımla oynamaya başladım.
Sessiz bir çocuktum.Daha doğrusu babam böyle bilirdi.Dışarı da ise daha farklı biriydim.Babam genellikle -nedenini anlayamadığım bir şekilde- dışarı çıkmama izin vermezdi.Ama bu engel beni yıldırmazdı.Dışarı çıkmak istediğimde ne yapar ne eder bir yolunu bulur dışarı çıkardım.Dışarı çıkmamın ise tek nedeni vardı.Eren.
Eren benim tek arkadaşımdı.Sokağa çıkar değişik şeyler yapardık.Hatta iki kişilik bir çeteyiz bile diyebilirdim herhalde.Bize bulaşan çocuklara hadlerini bildirirdik.Gerek toplarını patlatarak,gerek camlarını indirerek.
Kapımın birden açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim.İçeri evin hizmetlisi Gamze Abla girdi.Bana bir şey demeden dolabıma yöneldi.Dolabımın üstünden küçük bir valiz çıkartıp içine eşyalarımı koydu.Uzun bir süre onu izledim.İşi bitince bavulla beraber aşağıya indi.Ben de oyunuma devam ettim.Biraz daha süre geçince içeri adı Savaş olan adam girdi.Anlamaz gözlerle ona baktım.Dizlerinin üstünde eğildi.Boyum kadardı artık.Kibar bir şekilde elini uzattı.
"Merhaba Mira,Savaş ben.Çok uzun bir süre benimle kalacaksın.Sorun olur mu?" Ardından tuhaf bir şekilde güldü.Hiçbir şey diyemedim.Ne olduğunu da anlamadım zaten.Beni kollarımdan tutarak kaldırdı.Daha sonra elimi tuttu.Çabucak elimi çektim.
"Neden?" Bana baktı.Sanırım böyle bir şey beklemiyordu.
"Bana şimdiden karşı çıkacaksanız sizinle işimiz var.Kural 1;Ben ne dersem o olur."
*Bugün*
Aynadan kendime baktığımda yine çok yorgun ve bitkin göründüğümü fark ettim.Gerçekten zayıflıyordum.Tam elimi yüzümü yıkamak için kalkacakken kapım -genelde olduğu gibi- aniden açıldı.
"Mira Hanım,sonunda uyanabildiniz." Dedi alaycı bir tonla.Ellerimle önüme gelen saçlarımı ittim.
"Kalk hadi,kahvaltı hazırla bana." Sinirlendiğimi belli etmeyerek omuzlarımı silktim.Dümdüz bakarken konuştum.
"Kendin yap."
"Sana yap dedim.Hem,sen bana karşı gelemezsin!"
"Tamam,hazırlarım birazdan." Sırıttı.Bunu görüp öfkelendim.
"Çık hadi!" Bu dediğimi pek takmamış olacak ki biraz daha sırıttı,sonra dışarı çıktı.Ardından ben de banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkadım.Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım.Odama gidip siyah pantolon ve siyah kapüşonlumu giydim.Merdivenlerden aşağı indim.Babam -Savaş- televizyon izliyordu.Hızlı bir şekilde kahvaltıyı hazırladım.İştahla kahvaltısını yaptı ve ayağa kalktı.Kapıya doğru ilerlemeye başladı.Bana seslenmeyi de ihmal etmedi.
"Altıda evde ol."
Sesli bir şekilde nefesimi dışarıya üfledim.Bu hoşuna gitmiş olacak ki çarpık bir gülüş yolladı bana.Ardından evden çıktı.Saat tam altıda korna çaldı.Hep olduğu gibi siyah bir araba beni bekliyordu.Kapıyı kilitleyip arabaya bindim.
Nereye mi gidiyorum?
Yine bir can almaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Ardında
Short Story"Seni bir kez gülerken gördüm.O gün,Siyahın Ardındaki gerçek Mira'yı fark ettim.Onu bulmak için çabaladım."