İnstagram:wattpad_yazarokurd
16.07.2018
Sabah babamın kendi için hazırlamış olduğu kahvaltıdan bir şeyler atıştırdım.Çantamı sırtıma takıp arabaya ilerledim.Hakan gece arabayı bırakmış olmalıydı.Arabaya binip kontağı çevirdim.Hızlı bir şekilde okula vardım.
Sınıfa girip etrafa göz attım.Herkes gruplar halinde oturmuş,konuşuyor,gülüşüyorlardı.Sıramın oraya baktığımda Alper,yanında iki kişiyle beraber oturuyordu.Önünde oturan kız,dün gördüğüm kızdı.Kızın karşısında bir de erkek vardı.Sırtı bana dönüktü.Büyük ihtimalle o da dünkü erkekti.Duvar tarafından ilerleyerek sessizce sırama oturdum.Alper ve arkadaşları kafalarını bana çevirdiler.Gözlerimi sıramdan ayırarak onlara baktım.Onlar da bana.Ne var anlamında kafamı salladım.
"Sana da günaydın kaçak."
"Sana da ispiyoncu." Dediğimle yüzünü buruşturdu.
"Biz o konuyu kapatmamış mıydık ya?" Dudağımı büktüm.
"Seni arkadaşlarımla tanıştırayım." Dediğinde bakışlarımı onlara çevirdim.İkisi de samimi bir şekilde gülümsüyorlardı.Gülümsemediğim için kafamı sallama gereksinimi duydum.Önündeki kızı gösterdi.Tabi yan oturdukları için yanındaki kız da sayılabilirdi.
"Doğa." Sonra da kızın karşısındaki sarışın çocuğu gösterdi.
"Bu da Yiğit."
"Bu kaçak arkadaş da Mira." Diye eliyle beni gösterdi.Alper'e ters bir bakış atıp tekrar onlara döndüm.
"Memnun oldum." Eliyle bakışmaya başladım.Onu kırmak istemiyordum ama-
"Mira,domuz gribi nedeniyle el sıkışmıyor." Gözlerimi kısarak Alper'e baktım.Aslında beni kurtarmıştı.Bu sefer de Yiğit kurtardı.Kahkaha atmasıyla herkes gülmeye başladı.Gülüşmelerini hocanın gelmesi bozdu.Doğa,Yiğit'e eğilerek bir şey dedi ve Yiğitle yer değiştirdiler.Şimdi Alper yanımda,Doğa önümde,Yiğit de çaprazımda oturuyordu.Dersi yine dinlemeyerek düşünmeye başladım.
*2 Mayıs 2008 Cuma*
"Kural 1:Ben ne dersem o olur." Adamın ne dediğini anlayamamıştım.Fazla düşünmeye zamanım da olmadı zaten.Elimi tuttu.O önde ben arkada merdivenlerden inmeye başladık.Biraz daha indiğimizde babamın merdivenin sonunda bizi beklediğini gördüm.Ne mutlu ne de mutsuz gibi duruyordu.Dümdüz.Bomboş bakıyordu.Bir şeyler söyler ya da sarılır sandım.Ama o hiçbir şey yapmadı.Biz öylece kapıdan çıktık.Adının Savaş olduğunu bildiğim adamla onun lüks arabasına bindik ve yola koyulduk.
*Bugün*
"Mira." Gözlerimi yerden ayırdım ve kafamı kaldırdım.Doğa'ydı.
"Kütüphaneye gidiyoruz,gelmek ister misin?"
"Yok,takılın siz."
"Tamam." Onlar gittikten sonra ben de yerimden kalkıp kantine ilerlemeye başladım.Yakınımda birinin ayak sesleri duyuluyordu.Olduğum yerde durup arkama baktım.Gelen Yiğit'ti.Yanıma kadar gelmesini bekledim.Benim yanıma mı geliyordu yoksa sadece aynı yolda mı yürüyorduk?Yanımda durdu.Sevecen bir şekilde konuştu.
"Kantine mi?'
"Evet."
"Beraber gidelim mi?" Başımı salladım.Sıraya geçecektim ki sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Ardında
Historia Corta"Seni bir kez gülerken gördüm.O gün,Siyahın Ardındaki gerçek Mira'yı fark ettim.Onu bulmak için çabaladım."