"Anlamadım ben de.Bu zamana kadar bir şey yapması gerekirdi."
"Beklemediğimiz anda gelir belki."
"Olabilir."
Televizyondaki ormanlık alanda bir ceset bulunduğuna dair bir haber vardı.
"Hala Alperle görüşüyor musun?"
"Evet.Neden görüşmeyeyim?" Seslice nefes verirken başını iki yana salladı.Ayağa kalkıp depodan çıktım.
***
"Ya Mira lütfen."
"Doğa,elim çok kaşınıyor."
"Dışarı çıkmamızla bunun ne alakası var ki?"
"Dışarı çıkarsam birini döverim demek Doğa."
"E,döv.Ben sana karışmam." Yarım saattir telefonda beni ikna etmeye çalışan Doğa,cidden sıkmıştı.
"Tamam.Yiğit de geliyor mu?"
"Hayır.Kız gecesi yapacağız."
"Peki,seni almaya geliyorum."
"Ay yaşasın!Görüşürüz." Başımı onaylamazca iki yana salladım.Aksiyon arıyordu bildiğiniz.Ceketimi giymeden önce cüzdanımdan bir miktar para alıp telefon kılıfıma tıkıştırdım.
***
"Böyle yerlere gelmekten ne anlıyorsun cidden?"
"Sen tuhafsın bir kere.Şu insanlara bak,eğleniyorlar." Diyerek içeriyi gösterdi.
"Kavga etsek de gitsek." Kendi kendime söylenerek Doğa'nın peşinden içeri girdim.
"Oo kimleri görüyorum."
"Ben yılışık birini görüyorum." Güldü.
"Seni döveyim mi?"
"Ne?"
"Vurayım mı üç beş tane?"
"İçtin mi sen?" Gözlerimi devirerek önüme döndüm.
"Mira,erkek arkadaşın olayım mı?"
"Ya Burak,ne saçmalıyorsun abi?"
"Abi falan üzüyorsun yalnız."
"Burak,borcunu hala vermedin." Yanımıza gelen oğlan Burak'ın karşısında durdu.
"Metin,verdim ben o parayı sana.Borç istiyorsan söyle vereyim."
"Senden para mı isteyeceğim lan ben?" Diyerek sesini yükseltti.Yavaşça ayağa kalktım.Karşımızdaki çocuğun bakışları bana döndü.Sırıttı.Elimi omzuna koydum.
"Mira?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
