Okula sürekli Yoongi eşliğinde giden Jimin çocuktan hiçbir ses çıkmamasından endişelenerek evlerine gitmişti. Bakıştığı evin kapısını tıklatacağı sırada açan kadınla karşılaşınca ikisi de irkilerek geriledi. Jimin hemen yüzüne tatlı bir gülümse yerleştirerek kadını selamladı.
"Günaydın Bayan Min, Yoongi çıktı mı acaba?" Parmak uçları üstüne çıkıp hafifçe zıplayarak sorduğunda kadın yetişme telaşıyla kapıyı açık bırakıp "Hâlâ uyuyor sıpa, ben umudu kestim. Uyandırabilirsen senindir Jimin-ah." diye kıkırdayarak söylediğinde Jimin gülümsedi. Ne kadar zor olabilirdi ki?
---
"Minik kutup ayım benim, hadi kalk artık. Kış uykusunun mevsimi geçiyor. Yoongi lütfen, geç kalacağız okula!" Jimin bin bir uğraşla ölü gibi uyuyan çocuğu uyandırmaya çalışıyordu. Yoongi homurdanarak yüz üstü döndü.
Jimin sinirlenip koyu saçlının iki bacağından tutarak sallamaya ve çekiştirmeye başladı. Yoongi yastığa doğru boğukça inleyip havaya tekmeler savurdu Jimin'in bırakması için.
"Sen git Jimin. Bugün uyuyacağım ben." Jimin histerik bir şekilde gülüp bu sefer çocuğun yanından sarkan kolunu tutmuş yataktan düşene kadar çekiyordu.
Yoongi uykulu haliyle ne yaptığının farkında olmadan kolundaki ellerden kurtulup gözleri hâlâ kapalıyken Jimin'i tişörtünden tutarak yatağa çekti. Neredeyse bir ton gibi hissettiren cılız kolunu şaşkınlıkla vücudu kasılmış Jimin'in üstüne atıp çocuğu kolunun altına sıkıştırmıştı.
"Azıcık sus da huzurlu huzurlu uyuyayım be çocuk. Biraz böyle kalalım." Jimin cümlelerinin tanıdıklığıyla Yoongi'nin isteğine saygı duymak zorunda olduğunu hissederek sıcak yataktaki vücudunu gevşetti. Ardına kadar açık gözleriyle uyurken bir bebek gibi, normalde olduğundan daha saf görünen koyu saçlıya baktı. Parmaklarını çocuğun alnına serbestçe yayılan saçlarına dokundurup okşamaya başladı.
"Tamam, bunu da yapabilirsin. Hoşuma gitti." Yoongi mayışmış ve uyumaktan dolayı kalınlaşmış sesiyle söyleyip cümlesinin sonunda yorgun ama mutlu bir kıkırdama taktı. Jimin çocuğun yana kıvrılan dudak kenarını gördüğünde ve sesini duyduğunda atışları hızlanan kalbini çocuğun kendini sıkıca saran kollarının arasına bırakmak istedi. Duyduklarıyla titrek nefesler vermesini engelleyemezken çocuğun hoşuna giden harekete usulca devam etti.
Sevgisi bedeninden dolup taşarken gözlerine hücum etmesiyle yoğun bir şekilde Min Yoongi'nin içini ısıtan sıcak nefeslerini hissedebilmek için gözkapaklarını garip bir sevinçle kapadı.
Okula geç kalmışlardı.
____Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐜𝐚𝐧'𝐭 𝐧𝐨𝐛𝐨𝐝𝐲 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐲𝐨𝐮, 𝐲𝐦
Fanfiction[yoon.min] "Beyaz buzun üstündeki zarif hareketlerini anlatmaya kelimelerim kifayetsiz kalır, büyüsünü bozmaktan korkarım. Bilmem o güçlü sıçrayışlarının, dengeli dönüşlerinin isimlerini. Ama hep gözümde minik, beyaz bir güvercindir Park Jimin. V...