ayrılış

325 16 1
                                    

offfff 

pufffff

uffff

-"Ya Reyhan evladım, sabahtan beri elektirikli süpürge gibi başımda niye uğulduyorsun?" 

Annaneme istemsizce göz devirdim bir aşk acısı yaşamayacak mıydım ya. Tamam bu acı bu ay içinde 2 kere olmuş olsa bile yine de acıtıyordu. Hayır "saf yavrucum olmayan aşkın depresyonunu da çok güzel çekiyorsun" diyen beynimi, kalbim "sanane be salak" diyerek susturunca delirmeme ramak kaldığına emin olmuştum. Sabah uyanınca ilk işim Ece salağının beni arayıp Çağrıyla yaşadıkları o mutlu anları dinlememek için telefonumu kapatmak olmuştu. Daha sonra da annanemin kahvaltısını hazırlayıp onunla birlikte güzel bir kahvaltı etmiştim, tamam aşk acısı çekiyor olabilirdim ama yemeğimden beni ölüm dışında hiçbir şey ayıramazdı. Ben o flimlerde ki canı sıkkın olunca iki kaşık alıp kalkan ince dal gibi kızlardan değildim. Olamazdım da çünkü git gide büyümeye başlayan baldırlarım buna işaretti. Ayaklarımı tavana kaldırıp duvara yaslamıştım bir yandan da annanemi bunaltıyordum.

-"Ya annaannem, sizin zamanınızda erkekleri etkilemek için neler yapardınız."

Annanem burnunu kırıştırdı yaklaşık beş dakika içinde ne soru sorduğumu unutacağı için gayet iyi bir sır saklayıcı ve taktik vericiydi

-"Bizim zamanımızda bir bakış atardım erkekler hep peşime dizilirlerdi"

Ayaklarımı duvardan indirdim ve annanemin dibine iyice sokuldum.

-"Annane sence senin o güzel etkileyici bakışın genetiklerden torunlarına gelmiş midir?"

 diye sorarak önüme doğru gözlerimi kısarak küçük bir bakış attım. 

-"Sanırsam baba tarafına çekmişsin." 

deyince annanem omuzlarım yere düştü. Öyle ölmezdim kral füze ataydın. Kapıdan gelen zil sesiyle konuşmamız bölündü

-"Hadi bakalım o mükemmel bakışınla kapıyı da aç bakalım" dedim annaneme. Annanem kapıya doğru giderken

-"Hangi bakışım"

 deyince beyni resetlediğini anladım. Yaaa o kadar güzel bakışlı olmak da önemli değilmiş demek ki çirkinin de şansı olur. Annanem kapıyı açtıktan sonra kapıdaki kişiye bir şey deyip kapıyı geri kapattı, salona doğru yaklaşırken kaşlarımı havaya kaldırdım ve

-"Kim gelmiş?" 

dedim. O ise

-"Yakışıklı bir çocuk seni sordu, bende böyle bir yakışıklıyla senin işin olmaz deyip kapıyı kapattım." 

tamam annanem alzaymır olabilirdi ama konu füze atmaya gelince gayet de becerikliydi. Koltuktan saniyesinde fırladım ve kapıyı açıp Çağrıyı tam merdivenleri inerken yakaladım. Peşimden gelmişti bu iyiye işaretti.

-"Çağrı"

diye arkasından seslenince bana doğru yarım olarak dönüp bakarak gülümsedi. Gülümsemesi anında kalbime işleyerek orayı kendi meskeni haline getirdi. Ama  işler henüz kesin değildi, dünkü Ece ile yaşadıkları romantik anlardan sonra kesinlikle barışmış olacaklarını düşünmüştüm ve bu olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinden emin olmak istiyordum. Çağrı daha sonra tüm vücudunu bana doğru döndürerek ileriye doğru bir adım attı.

-"Sabahtan beri seni arıyorum telefonunu açmayınca merak ettim ve evine kadar geldim. Gerçi anananen senin burada olmadığını söyledi ama bir anda karşıma çıktın. Neyse bu akşam yine buluşacağız haberin olsun diyecektim."

otobüs aşkım [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin