hala beni

293 15 0
                                    

Hava kararmıştı. Çağrıyla uzunca bir süre, orada uzanıp konuşmuştuk. Onunla zamanın nasıl geçtiğini bile anlayamamıştım ama maalesef ki evde çöpleri karıştırmayı seven bir annanem vardı ve ona bakması gereken bir ben vardım. Islanan telefonlarımıza rağmen taksi çağırmayı başarabildik. Tabi Çağrı olmasaydı benim telefonum hala kuru olacaktı ki orası ayrı bir konuydu, eve yaklaşınca Çağrıya biraz yürümeyi teklif ettim o da kabul etti, taksiden parkın önünde inip evime doğru yürümeye başladık ikimizin de ayakları çıplaktı asfalt sıcak olduğu için giyme ihtiyacı duymamıştık.  

-"Ne yani sen pırasa yemeğini sevmiyor musun?" dedi Çağrı gülümseyerek.

-"Asıl sen nasıl bu kadar çok seviyorsun. Bir insan nasıl bir ot yemeği sevebilir?" 

diye cevapladım. Gerçekten pırasa neydi ya, çocukken annem o yemeği ağzıma tıkabilmek için üzerime oturmuş kollarımı da altına almıştı. Nefessiz kalan zavallı ben de, ağzımı açınca basmıştı kaşık kaşık pırasayı. Bu anımı hatırlayınca ürperdim, nasıl bir çocukluk geçirmiştim ben yaa

-"Çağrı" 

İkimizde tanıdık sese doğru döndük, Ecenin benim evimin kapısının önünde ne işi vardı? Kafamı hızla Çağrıya çevirdim yüzüne yine duygularının anlaşılmamasını sağlayan ciddiyet maskesini takmıştı.

-"Seni parkta bulamayınca , telefonuna da ulaşamayınca buralarda olabileceğini tahmin ettim Çağrı." 

dedi Ece, Çağrıya doğru bir adım atarak, Çağrı ise umursamazca

-"Telefonum ıslanmış ve kapanmış, ulaşamaman normal" 

dedi. Onları sessizce izliyordum, bir şey söylemeye de hakkım olduğunu sanmıyordum. Ben sahte Ece gerçekti 

-"Senin için ne kadar endişelendim biliyor musun? bu gün olanları duyunca üzülmüş olmandan korktum, hele ki benim yüzümden."

Ece artık Çağrıyla aralarında ki mesafeyi kapatmıştı daha sonra usulca elini kaldırarak Çağrının bakmaya kıyamadığım yüzüne koydu. Bunun haksızlık olduğunu haykırıyordu kalbim. Ona aşıktım ve onun acı çekmesine dayanamıyordum, ben ona hiçbir şekilde kıyamazken o, kendisini her daim üzen kıza gidiyordu bense hala da aptal gibi peşinden koşuyordum. Ellerimi ,tırnaklarım derimi soyacak kadar sıktığımı fark ettim ama umursamadım. Ece Çağrının yüzünü okşarken Çağrının gözlerini yummasıyla, kalbim bin parçaya ayrıldı ve artık burada olmamam gerektiğini hissettim. O yüzden hiçbir şey demeden yanlarından ayrılarak apartmana girdim. Son duyduğum şey ise Ecenin Çağrıya

-"Sana yaptıklarım için çok pişmanım Çağrı lütfen beni affet." 

demesiydi. Keşke otobüste bitseydi her şey ve Çağrı benim için sahte bir otobüs aşkı anısı olarak kalsaydı......

otobüs aşkım [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin