örümcek

491 19 7
                                    

-"Sayın yolcularımız 15 dakika ihtiyaç ve yemek molası vermiş bulunmaktayız. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Lütfen belirtilen saatte otobüs de olunuz."

Bu alarm niye bu kadar uzun sürmüştü. Ayrıca ben alarmımı neden otobüs molası gibi kaydetmiştim ki diyerek tekrardan o tatlı yumuşak yastığımda uykuma dönmek için uğraştım.

Lan!!!

Bir dakika!!!

Ben zaten otobüsteydim. Ama bu başımın altında ki yumuşak şey de neydi. Yastık olamazdı çünkü yanıma yastık almamıştım.

Lan!!!

Bir dakika!!!

Yoksa tahmin ettiğim yerde miyim şu an, gözlerimi çaktırmadan araladım. Evet Çağrının omzundaydım. Ah canım yavrum benim demek ki ben uyuduğumda bana kıyamamış da omzuna yatırmış beni. Aslında ona tiripliydim ama şu anın tadını çıkarmama hiç kimse engel olamazdı.

Atalarımız daima büyük konuşma demişlerdi.

-"Reyhan hadi uyan mola verdik."

 Çağrının o pambukk sesini duyunca adeta ninni dinliyormuşum gibi geldi. Ah Çağrı üzümlü kekim sen bile beni buradan kaldıramayacaksın.

-"Reyhan hadi ama uyan, daha seni bizimkilerle tanıştırmam lazım." 

Hah bi de üzümlü kekimin arkadaşları vardı değil mi? Hani şu onu aldatan ama biz arkadaş kalalım ayağına benim üzümlü kekimi elinin altında tutmaya çalışan Ecenin de dahil olduğu arkadaş grubu. Tamam sizinle de tanışacağım ama birazcık daha izin verin de  üzümlü kekimin kokusunu azcık daha içime doya doya çekem. Üzümlü kekim de beni duymuş gibi bir anda sessizliğe büründü. Kısa bir sessizlikten ve ben rahatça uyuyacağımı sanmamdan bir kaç dakika sonra, biri parmağıyla başımı sertçe iteledi, öyle sertti ki, başımı yanda duran cama çarpmak dan son anda kurtardım. Uyku mamuru ve içimde kaynayan sinir volkanıyla gözlerimi açtım. Karşımda bulmak istediğim manzara bu değildi. Ece belası, yine benim üzümlü kekim Çağrının başında belirmiş ve parmağını bana doğru uzatmıştı. 

-"Pardon canım yaa sanırsam fazla hızlı oldu. Ama Çağrı da seni uyandırmak için çok uğraştı. O yüzden bunu yapmanın daha iyi olacağını düşündüm."

Düşünme, sen düşünme, herkes düşünsün, sen düşünme sen akıllara zararsın Ece

-"Yok canım yaa sorun değil, göründüğümden daha dayanıklı ve inatçıyımdır." diyerek yüzüme sinsi, küçümseyici bir sırıtış ekledim. Daha sonra Çağrıya doğru dönüp

-"Çağrı senin yanında kendimi güvende hissettiğim için uyanmak istemedim galiba. Neyse madem mola verdik ve herkes de uyandı o zaman hadi inelim otobüsten."

Diyerek Çağrının elini tutup onu Ecenin gözleri önünden çekerek otobüsten aşağı indirdim. Otobüse kaçamak bir bakış attığımda Ecenin sinirden kıpkırmızı olduğunu fark ettim.

-"Bu işi iyi beceriyorsun."

-"Hah" diye istemsizce ağzımdan çıkan tepkiden sonra, kafamı Çağrıya çevirdim. Gözleri hala tutuşmakta olan ellerimizdeydi. Elimi saniyesinde çekmemle orantılı olarak göz bebeklerim de büyüdü. 

Lan!!!

Bir dakika!!!

Az önce otobüs de ne demiştim ben öyle. Tamam Ece bunun bir oyun olduğunu bilmiyor olabilirdi. Ama Çağrı kesinlikle biliyordu ve ben az önce zavallı çocuğa asılmakta Nirvana'ya ulaşmıştım. Ağır kız olma planlarım okyanusa derin balıklama atlarken, ben de kendimi yakınlarda bir tepeden atmama az kalmıştı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Kendimi çok kaptırmamalıydım çünkü sonunda üzülenin ben olma olasılığı yüksekti.

otobüs aşkım [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin