-----senanın anlatımı-----
-tamam mustafa
diyerek kapattım telefonu kuaför de işimiz bitmişdi ve akşam olduğu için mustafa can ve murat bizi almaya gelecekdi reyhan kabin de üzerini değiştirirken ben çoktan yeşil renkli elbisemi giymiştim elbise üzerime tam oturuyordu ve askılıydı bacak kısmında büyük bir yırtmacı var dı ve üzeri rengarenk taşlarla doluydu uzun siyah saçlarımı da bukle bukle yapıp açık bırakmıştım yüzümdede azcık makyaj vardı şimdi içinizden bir doğum günü için niye bu kadar çok süslendiniz diyeceksiniz çünkü bu doğum günü ecenin ama bu gün reyhanın reyhan ve Mustafa ben ce birbirine çok yakışıyorlar ece benim arkadaşım ama o mustafa yı üzüyor mustafa onun ken onu aldatıyor ama mustafa onun değil ken onu çok istiyor sanki o küçük bebek de mustafa da onun oyuncağı oyuncak elinden alınınca bebek ağlıyor ama oyuncak yanındayken başka oyuncaklarlada oynuyor işte ben de bu yüzden mustafa yı reyhan a aşık etmeye çalışacağım zaten mustafa değişmemye başladı bile her ne kadar hala eceyi seviyorum dese de reyhan yanımızda yokken sıkılıyor sürekli canım sıkılıyor diyor ece var ken bile reyhan zaten besbelli mustafa dan hoşlandığını belli ediyor mustafa gelirken böyle bir üstüne başına dikkat ediyor biraz kızarıyo mustafa gülümsediğinde gözlerini ondan ayıramıyor ona her baktığında sanki içinde bomba varmış gibi kıpırdanıyo işte ben sadece bu ikiliyi birleştirecem sonra reyhan kabinden çıktı Çok güzel olmuş du elbisesinin beyazı ona çok yakışmış boyunu uzun göstermiş teninide daha açık olmuştu yüzündeki az makyaj yüzüne çok yakışmış onu abartmadan daha güzel yapmışdı şu an resmen bir peri gibi görünüyor du ama benim asıl merak ettiğim mustafa onu görünce ne yapacak çünkü ben burdan mustafa reyhan dan hoşlanıyor mu onu anlıyacağım eğer reyhan bu kadar güzel ken onu umursamaz sa hala aklı ve kalbi ecede ama başka bir ifade gösterirse demek ki kalbi dönmeye başladı sonra telefonum çaldı murat arıyordu
-artık aşşağı inmemiz lazım
------reyhanın anlatımı------
uffff var ya bu elbise ile yürümek tam anlamıyla bir eziyet sürekli takılıp düşmeyeyim diye eteği yukarı kaldırıyorum mustafa gil aşşağı da bizi bekliyor ama ben hala inemedim sena çoktan indi ve dışarı çıktı uff hah son basamak son basamağıda indikden sonra önümdeki büyük kapıyı açıp dışarı çıktım
------muratın ağzından-----
ufff iki saattir reyhanı bekliyoruz nerde kaldı bu kız yaa dedim ve yavaşça mustafa ya döndüm sırtını arabaya yaslamış kolundaki saatle oynuyor du aslında o ben ce reyhanı hak etmiyor du çünkü hala aklının ve kalbinin ecede olduğunu hepimiz adımız gibi biliyorduk reyhan saf ve çok güzel bir kız dı ben ce reyhan onunla oynayan biriyle değil onu gerçekten isteyen biriyle olmalıydı mesela ahhh murat saçmalama reyhan hayatta kabul etmez sonra kafamı tekrar büyük demir kapıya çevirdim ve kapı açıldı
------reyhanın anlatımı-----
kapıyı açtım ve dışarı çıktım ben dışarı çıkınca bütün gözler bana doğru döndü benim ama ilk gözüme çarpan sa mustafa oldu mustafa ilk beni baştan Aşşağı bir süzdü sonra gözlerini yukarı çıkartarak benim gözlerimde kenetledi birden içimde sanki kelebekler koşu yarışına başlamışlar gibi hissettim ama inatla gözlerimi mustafanın mükemmel gözlerinden ayırmadım sonra mustafa gözlerini gözlerimden ayırmadan bana doğru yaklaştı ve bana elini uzattı eteğimi tuttuğum ellerimden birini kaldırıp mustafanın uzattığı elinin üzerine koydum ellerimiz birbirine değince sanki içimdeki kelebekler koşu yarışını bırakmış onun yerine ralli araba yarışlarına başlamışlardı
sonra mustafa elimi tutup beni arabaya götür dü ben ön tarafa bindikden sonra mustafa da yanıma oturdu ve gitmeye başladık sena can selin ve murat arkamızdaki arabayla geliyor lardı sonra yavaşça mustafa ya döndüm ve
-hey küçük ergen hiçbirşey söylemedin nasıl olmuşum
mustafa direksiyon da duran elinin birini boynuna attı ve
-şey ıhm yani e şey sen çok şey olmuşsun yani
-ney mustafa ney
-ya şey işte
-güzel mi
-hah ondan
hızla önüme döndüm ve ellerimi Gögüsümde birleştirdim
-biliyor musun bir kıza iltifat etmeyi hiç beceremiyosun ama aşşağılamayı çok iyi yapıyorsun
dedim ve sustum sonra yol boyunca ikimizde konuşmadık partinin yapılacağı alana geldiğimizde arabadan indik ve yürümeye başladık bir ara kafamı yana çevirdiğimde yanımızdaki misafir erkek lerin çoğunun bana baktığını fark ettim ve hemen yüzümü yere eğdim ama birden mustafa elini kaldırdı ve belime koyup beni iyice kendine çekti şok olmuş bir şekilde kafamı kaldırdım ve Mustafa ya baktım o ise bana hiç bakmadan yürümeye devam etti sonra kafamı tekrar yana çevirdiğimde az önce bana bakan erkek lerin hepsinin başka yöne baktığını gördüm bir dk az önce mustafa elini belime beni beğendiği için değil de bu kıza asılmayın diye atmışdı pislik çocuk aptal aptal aptal ben böyle aptal demeye devam ederken ece selin sena can ve murat yanımıza geldi ve birden etrafda kulak patlatıcı bir müzik çalmaya başladı müziğin yüksek sesi yüzünden ellerimi kulaklarıma götürdüm fakat biraz sonra kulaklarım müziğe alışmaya başlayınca kulaklarımı tekrar açtım sonra mustafanın telefonunun ışığı yandı sanırım mesaj gelmişti yüksek müzik yüzünden sesini duymamıştım sonra mustafa telefonu eline aldı ve baktı sonra eliyle dj e bir işaret yapınca müzik kesildi ve ışıklar kapandı sanırım şimdi iyiki doğdun vaktiydi
sonra birden ışıklar açıldı ve karşımızda bize şaşkın bir şekilde bakan ece ile karşılaştık ve herkes iyiki doğdun ece diye bağırmaya başladı ece nin şaşkınlığı gülümsemeye döndü sonra gözleriyle etrafı gezdirip tam mustafa nın üzerinde durdurdu ve birden koşarak mustafanın boynuna atladı mustafa da ona sarıldı ve iyiki doğdun ece iyiki varsın dedi ben se onları Öyle görünce görünce yavaşça yanlarından uzaklaştım zaten bütün ilgi doğum günü kızındaydı kimse benim uzaklaştığımın farkına bile varmamıştı mustafa da dahil sonra biraz uzaklaştım ve balkon gibi bir yere çıktım akşam olduğu için dışarısı biraz esmeye başlamıştı rüzgar tenime vururken iyice rahatladığımı hissediyordum sonra birden birisi üzerime bir ceket örttü kafamı çevirdiğimde karşımdakinin murat olduğunu gördüm bana gülümsedi sonra yanıma gelerek karşıya bakmaya başladı sonra ben de onun gibi döndüm ve karşıya baktım karşımızda bir bina vardı bina bize çok yakın olduğu için pencereden içerisi görünüyor du sonra birden içeriden bir ses geldi
-evet şimdi hediye vaktiiiii
hediye mi doğru ya hediye mustafanın hediyesi mustafanın öpücüğü gözümden Aşşağı boynuma doğru bir yaş inince iyice üşüdüğümü fark ettim ve sırtımdaki cekete iyice sarıldım sonra birden karşımızdaki binanın bir odasının lambası yandı ve odaya iki tane karartı girdi iyice dikkatli bakınca bu karartılardan birinin mustafa diğerinin de ece olduğunu gördüm sanırım mustafanın hediyesinin vakti gelmişti bina tam karşımızda olduğu için buradan her şeyi görebiliyordum ece mustafa ya iyice yaklaştı yaklaştı yaklaştı aralarında milim mesafe kalmıştın ece mustafa yı öpmek için eğildi ve daha da yaklaştı ikisinin de gözleri kapanınca birden içim de tuttuğum bütün yaşlar akmaya başladı sonra murat birden beni kolum dan tutup kendine sardı başım gögsüne gelmişti artık mustafa ile ecenin öpüşmelerini görmiyecektim muratın bir eli belimde diğeride başımın üzerinde saçımı okşuyordu ben se iki elimi beline sarmıştım sonra sessizce
-teşekkür ederim dedim
muratın yüzünü görmüyordum ama gülümsediğini hissediyordum bedenim murata sarılıyken artık üşümüyordum ve korkmuyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
otobüs aşkım [düzenleniyor]
Literatura FemininaAşk da şansa inanır mısınız? Ya da rastlantıya veyahut büyük bir tesadüfe? Belki de olması gereken oluyordur. Yani Kaderiniz gerçekleşiyordur. Dikkat edin kaderden kaçamazsınız lakin Aşkı seçebilirsiniz. Masumane bir yolculuk her sene yaptığım g...