aptal duygular

405 20 1
                                    

Havanın  karanlığı hale devam ediyordu. Çağrının bana uzun süre gülmesinden sonra, uyuyabilmesine şükretmiştim. Daha doğrusu kurtulabilmeme, gözlerimi devirdim ve Çağrının gözleri kapalıyken yüzünü seyretmeye başladım, göz kapaklarında herhangi bir oynama olunca direk önüme dönüp telefonumla uğraşıyormuş gibi yapmaya şartladım kendimi. Ama şu anlık önümde ki bu manzaranın tadını çıkartmam lazımdı. Parmağımı dikkatlice kaldırdım ve Çağrıya dokunmadan onun düzgün burun kemiğinden aşağıya doğru bir yol çizmeye başladım. Kendimce bir oyun bulmuştum, ona bu kadar yakın olmak, içimde kelebeklerin larvalarından çıkıp, midemde bir saltanat kurmalarına sebep olmuştu. Onun kapalıyken bile içime işleyen gözlerinin bana , sadece bana bakması için elimde ki her şeyi vermeye hazırdım. Bir gün gerçekten bana bakacaklardı ama bunun için sabretmeli ve onun için savaşmalıydım. Bekle üçüzlerimin babası, seni almaya geleceğim. Çağrıyı izlememin ve onun derin bir uykuya dalmasının üstünden tam iki saat geçmişti. Sabaha ya da Çağrı uyanana kadar, onu izleyebilirdim. Ta ki Çağrı biraz kıpırdanıp da telefonu kucağından yere düşene kadar. Yere eğilip telefonu zor bela elime aldım, şansıma kilidini kapatmayı unutmuştu. Ekranı açtığımda ekranda Çağrının güzel gülümsemesini görüyorduk. Üzerine kırmızı bir sweet  geçirmiş, saçlarını da her zaman ki gibi dağınık salıvermişti. Hayır anlamadığım da saçları dağınık olsa da her bir saç teli nerede durmasını gayet iyi biliyor gibi duruyordu. Sanırsam odasındaydı, çünkü bacaklarıyla rahat bir şekilde bağdaş kurmuş bir yatağın üzerinde oturuyordu, hemen yanı başında olan pencereden de içeriye güneş ışığı girmiş ve yüzünün yarısını sarmıştı. Bu sayede ela gözleri iyice hırçınlaşmış , adeta resme bakanın gözlerinin içinden delip geçiyordu. Ahh yavrucuğum şöyle şeyler yapıp da ilerde ki çocuklarının anasını delirtmesene. Daha sonra ekranı açıp galerisine girdim. Belki daha da güzel fotolar bularım umuduyla,  galerisinde karşıma çıkan resim yüzünden kaşlarımı çattım Ecenin genişçe gülümsemesinin yer aldığı bir fotoğraftı. Orada daha genç gözüküyordu sanırsam resim bir yıl öncesindeki yaza aitti, üzerine siyah bir elbise giyinmiş ve saçlarını salı vermişti. Gerçekten de güzel bir kızdı Çağrının onu bu kadar sevmesine şaşmamalı diye düşündüm umutsuzca, resmi bir yana çevirdiğim de ise gurupta ki herkesin olduğu bir fotoğraf çıkmıştı. Bu fotoğraf ile az önce Ecenin yalnız olduğu fotoğraf da ki mekan aynıydı. Sanırsam ya ayni yerde çekilmişlerdi ya da Bir sonraki fotoğraf dan Ecenin fotoğrafı özellikle kesilmişti. Çünkü iki fotoğraf da da Ece'nin elbisesi ve saçı aynı modeldi. Daha fazla karıştırmak istemedim ve telefonun kilidine basarak kapattım. Telefonu Çağrının yanına düzgünce yerleştirdikten sonra, önüme döndüm. Boşuna çokça umutlanmıştım yine Çağrı, Eceyi deli gibi seviyordu ve ben hala bunu bir türlü kafama sokamıyordum. Otobüs yolculuğu bitince benim de bütün umutlarım bir saman alevi gibi sönecekti. Neden bu kadar uğraşıyordum ki, sonunda mutlu olacak kişiler Ece ve Çağrı olacaktı bense onun hayatından bir kere gelip geçmiş bir kız olacaktım. Hayal dünyasından çıkıp reel dünyaya girmek ilk defa canımı bu kadar çok acıtmıştı. Bu otobüs yolculuğunu sonsuza kadar unutmayacaktım........

otobüs aşkım [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin