Selamlar....bu aralar elektrik sıkıntıları yaşıyoruz..bakım ve yapıldığı söyleniyor ama sık sık kesintiler olduğunda bölüm yazamıyorum. Gündüz yazman niyetindeydim ama maalesef saatlerce elektrik yoktu. (hangi çağda yaşıyoruz?) akşama kaldı... ben bile akşam yazabileceğimi bilmiyordum ama şanslıymışsınız..(: Eeeeh! İyi okumalar olsun efendim..yorumlarınızı beklerim. Öpülüyorsunuz, güzel yüreklerinizden...
Bacaklarının titrediğini hisseden genç kadın, ellerini onun göğsüne koydu. Yaslanmak mı istemişti yoksa sadece ayakta kalabilmek için tutunacak bir yer mi arıyordu emin değildi? Bütün kemikleri erimiş, bütün beyni süzülmüş gibi hissediyordu. Kalbi göğüs kafesine salisede bir ağır bir darbeyle vuruyormuş gibi hissediyordu. O kadar kendinden geçmişti ki, onun kendisini neden öptüğünü düşünemiyordu. Bir yerlerde ona karşı koyması gerektiğini biliyordu. Sonuçta onlar sevgili değildiler ve en az bir dakika önce tartışıyorlarken bir dakika sonra öpüşemezlerdi.
Havin, Oğuz'un ellerinin yanaklarını sıkıca kavradığını hissetti. Nefesi kesildi. Dudaklarındaki baskı daha da arttı ve genç kadın kendinden geriye hiçbir şeyin kalmadığını hissetti. Yerçekimsiz havada süzülüyormuş gibi ayakları yerden kesilmişti. Öyle hissediyordu.
Genç adam onu cezalandırır gibi öpüyordu. Baskıcı. Tutkulu ve kesinlikle çaresiz bir öpücüktü bu. Havin onu anlayabiliyordu. En azından anladığını umuyordu. Aralarındaki elektrik sonunda patlak vermişti. Ama böyle mi olması gerekiyordu emin değildi.
Nefesi çekiliyormuş gibi hissediyordu. Ciğerleri acı çekiyordu.
Oğuz'un dudakları onun dudaklarını ezercesine kıstırdı ve Havin dudaklarının tatlı bir şekilde sızladığını hissetti. Genç kadın inleyerek başını iki yana salladı. En azından sallamaya çalıştı. Oğuz onun yüzünü sıkı sıkı kavramış, dudaklarını ele geçirmişti.
Genç kadın hala şaşkınlığını üzerinden atamamış bir şekilde göğsündeki elini açtı ve Oğuz'u itmeye çalıştı. Bu..bu çok fazlaydı ve Havin ne yaptığını bilmiyordu.
Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve topuklu ayakkabılarının üzerinde durmak o kadar zordu ki, bir de üzerine Oğuz sayesinde pelteleşmiş bacaklarını taşıyamıyordu.
Oğuz'un öpücüğü yavaşladığında, Havin kalbinin duracağını sandı ve gözlerini kırpıştırarak açtı. Genç adam başını geri çekti ve göz göze geldiler.
Trafik yanlarından akıp geçiyordu. Geniş kaldırımda insanlar da büyük ihtimalle onlara bakıyordu ve Havin kendini hiç bu kadar karışmış hissetmemişti. Evet. Onun duygularını en iyi anlatan kelime bu olurdu:karışmış. Oğuz'un elleri hala yanaklarını kavramıştı ve genç kadın da ellerini onun göğsünden çekemiyordu. Gömleğinin altındaki sıcacık tenini hissedebiliyordu. Yutkundu ve kendisine yoğun bir ifadeyle bakan genç adamın gözlerinin içine baktı. Dilini yutmuş olmalıydı çünkü konuşamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçme Benden | TAMAMLANDI
RomanceOğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur; Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...