Merhabalar...
İşte ilk bölümümüz böyle. (: Umarım beğenirsiniz...umarım benimle olursunuz... yepyeni bir heyecanla başladım...inşallah devam eder ve finalini görürüz. Çok uzun tutmayı planlamıyorum. Zamanı geldiğinde içimize sinecek bir final ile son bulacak inşallah.Oğuz'un, Havin'e adım adım tutulmasını okurken heyecanlanacağınızı biliyorum. Kalpler pır pır edecek. Yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum. (:
"Sena sana kaç kere söylemem gerek, onlarla görüşmek istemiyorum. Minnetlerine ihtiyacım yok. Teşekkürlerini kabul ettiğimi söyle yeter. Ve geçmiş olsun dileklerimi de iletirsen sorun olmaz. Şuan bunlarla uğraşamayacak kadar meşgulüm." Genç adam trafikte uygun bir yer bulmaya çalışarak ana yolda ilerledi. O gün İstanbul o kadar sıcaktı ki asfalttan vuran ısı, araba her durduğunda yukarı doğru yükseliyordu. Arabayı sağa yaklaştırarak oradan devam etti. Trafikteyken telefonla konuşmama kuralının olduğunu biliyordu ama şu günlerde hiçbir şeyi umursamaz olmuştu.
Telefondaki ses ona, bıkkın bir sesle, "Oğuz," diye seslendi. "Bak.. aileyi her defasında geri çevirip duruyorum. Gözünü seveyim ne olur onlarla biraraya gelsen? Sadece yarım saat de yeter. Biliyorum bu senin için çok zor. Nisa öleli neredeyse bir sene oluyor ..acısı hala seninle biliyorum ama eğer senin yerinde Nisa olsaydı o aileyi geri çevirmezdi. Onlar bana değil sana teşekkür etmek istiyorlar. Nisa'nın kocası sensin, ben değil."
Oğuz ellerimi yumruk yaparak direksiyonu sıkı sıkı kavradı.
Bundan bir sene önce trafik kazasında kaybettiği eşi Nisa gözlerinin önünde belirdi. Oğuz'un katı yüreğini ısıtan, onun sert duvarlardan ördüğü bütün sınırlarını tek bir gülümseme ile, tek bir bakış ile yıkan Nisa.
Oğuz otuz iki yaşında olmasına rağmen aşka inanmayan, bir gün bile bir kadınla bir yuva kurmanın hayalini kurmayan bir adamdı. Kendi ailesi o henüz on sekiz yaşında iken trafik kazasında ölmüş, on iki yaşındaki kız kardeşi Sena ile öylece kalakalmıştı. Bir ağabey iken bir ebeveyn olurken bulmuştu kendini. Çok geçmeden üniversiteye gitmiş, okumuş ve iyi bir iş adamı olarak babasının şirketinin başına geçmişti. Sena'yı da okutmuş, kız kardeşi mimar olmak için çaba verirken desteğini ondan esirgememişti. Sena ağabeyinin içini bilirdi. Oğuz ailesi öldüğünden beri kalbini kadınlara kapatmış, yalnızca iyi bir iş adamı ve iyi bir ağabey olmak için yıllarca emek vermişti.
Bir gün bir kadının çıkıp onun hayatını altüst edeceğinden ise habersizdi. Nisa Kaya, eşsiz bir güzelliği, kıvrak zekası ve tatlı gülümsemesi ile karşısına çıktığında Oğuz öyle hazırlıksız yakalanmıştı ki, eli ayağı boşalmıştı. Her zaman onu ilk gördüğü anda, dudaklarının şekline vurulduğunu söylerdi Nisa'ya. Gülerken dudakları öyle güzel kıvrılıyordu ki, genç adam onu işe almakta tereddüt dahi etmemişti. Ve gözlerinin eşsiz güzelliğine... o gözlere yalnızca kahverengi demek yeterli olmazdı. Kahverengi bütün renkleri kucaklamış gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçme Benden | TAMAMLANDI
RomanceOğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur; Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...