Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur;
Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...
Selamlar.. Umarım beğendiniz bir bölüm olmuştur. (: Duyuru yaptığım olay için bana destek oldunuz, çok ama çok teşekkür ediyorum sizlere.. yayınevini delirttik sanırım. :)) Son olarak yetkili birimlere mesajı ilettiklerini ve sonucu beklediklerini söylediler. Umarım iyi bir sonuç alırız. Biliyorsunuz yoğunluk başlıyor o yüzden bölümlerin gelme sıklığı azalabilir. Belki iki haftayı bile bulabilir. O yüzden şimdiden uyarmak istiyorum.. her zaman yanımda oldunuz, yine olursunuz biliyorum. Seviliyorsunuz, Allah'a emanet olun efendim..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Havin gözlerini kırpıştırarak ona baktı. Doğru mu duymuştu? Doğru duymuş olamazdı fakat Oğuz ona öyle kararlı bakıyordu ki, yutkunmak zorunda kaldı. Genç adam onu bir kes sarstı. "Benimle evlen."
Genç kadın başını iki yana şiddetle salladı. "Sen ne dediğini bilmiyorsun Oğuz."
Oğuz onu belinden yakaladı ve göğsüne yasladı. "Biliyorum." Öfkeliydi ve biraz da çaresiz. "Ben ne söylediğimi biliyorum. Evlen benimle. Lütfen."
Havin onun dört ay gibi kısa bir sürede bütün sorunlarından sıyrıldığına inanamıyordu. Havin bİle daha toparlanabilmiş değildi. Üstelik Oğuz sanki oyuncak arabası elinden alınmış gibi davranıyordu. Onun gerçekten kendisini sevdiğini nereden bilebilirdi? Buna her şeyden çok inanmayı istese de inanamıyordu.
Oğuz onun gözlerinin içine bakarken, Havin ellerini göğsüne koydu ve onu ittirdi. "Hayır." Başını iki yana sallayarak ona baktı. "Hayır. Hayır sen ne söylediğini bilmiyorsun Oğuz. Bu ilişki sağlıklı değil. Sen benimle evlenmek istemiyorsun. Sen sadece..sen sadece.."
Genç adam öfkeli bir şekilde, "Benim ne istediğimi sen nereden bilebilirsin ki?" diye sordu. Elini kendi kalbine bastırarak genç kadının gözlerine baktı. "Kalbimde yaşanan fırtınalar hakkında ne bilebilirsin?"
Havin sessiz kalmayı tercih etti.
Geriye doğru bir adım attı.. Oğuz üzerine doğru gelirken Havin iki elini de kaldırarak onu durdurdu. "Lütfen Oğuz. Lütfen."
"O zaman bana bir şans ver,"diye diretti genç adam. "O adamla evlenme. Bana bir şans ver ve neler yapabileceğimi gör."
Havin ona inanmak istiyordu ama kalbinde bir yerlerde bu kadar kolay teslim olacak cesareti kendisinde bulamıyordu. Buna nasıl cesaret edebilirdi ki? Oğuz'u tanımıyordu bile. Oğuz da kendisini tanımıyordu.
Ama o anda karar verdiği bir şey vardı. Kesinlikle ama kesinlikle Can ile evlenemezdi. Bunu Oğuz karşısına çıkınca daha iyi anlamıştı. Çünkü Havin, Oğuz'u seviyordu. Ondan başkasıyla bir yaşam düşünemiyordu. Bu bile zordu. Ancak Can'a haksızlık yapamazdı. Onu sevmiyordu, onu sadece arkadaş olarak görüyordu.
Can'ın kendisinden hoşlandığını biliyordu ama aşık olmadığına emindi.
