Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur;
Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...
İnanın üç hikayeyi aynı anda götürmekte zorlanıyorum. Buna rağmen bu hafta bölüm gönderebilmiş olmama seviniyorum. İnşallah beğenirsiniz. Çoğunuz Sırma ile Aslan'ın hikayesini çok sevdi. Beğenmenize sevindim. Havin ile Oğuz'u gölgede bıraktı diyenler bile oldu. (: Olabilir efendim her aşk farklıdır.. Aslan ile Sırma için ayrı hikayeler yazamayacağım. Eğer ayrı hikaye yazarsam kafayı yiyebilirim. (: İkisinin hikayesi yazılacak ve elimden geldiğince ikisini de eşit tutmaya çalışacağım. Yorumlarınızı eksik etmeyin efendim. Sizleri seviyorum. Kocaman sevgiler..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sırma'nın işten ayrıldığı günün ertesi akşamında Havin barın diğer tarafında durmuş gelen müşterilerin içkilerini veriyordu. Vardiya arkadaşı Yusuf biten çerezleri tazeliyordu, en uçtaki Ayhan da tıpkı Havin gibi siparişleri hazırlıyordu. Havin barın ortasında çalışıyordu, Yusuf ile Ayhan onu ortalarına almıştı.
Onların arkadaşlığı da çok iyi olsa da, genç kadın şimdiden Sırma'yı özlüyordu. Onun kafasına eserek böyle davrandığını biliyordu. Aslan onu doğrudan kovmamıştı ancak Sırma için işi bırakmak konusunda bu bile yeterli bir sebepti.
Havin onun yerinde olsa aynı tepkiyi verir miydi bilmiyordu ama Sırma insanlara bel bağlayacak bir kadın değildi. Değer vermediği hiç kimse umurunda olmazdı. Çok az kişiye değer verse de kimseye de bir zararı yoktu.
Ancak Aslan da onun için değerliydi. Sırma'nın dediğine göre daha önce hiç böyle hissetmemişti. İlk defa bir insana karşı bu kadar savunmasız hissettiği için kendisini kötü hissediyordu.
Havin iç çekerek barın üzerini sildi ve Yusuf'a işaret yaparak yerine bakmasını rica etti. Beş dakikalık bir hava almak için barın arkasından çıktı ve kalabalığın arasından sıyrılıp dışarıya çıktı. Boğucu sıcaklık yüzüne çarpınca yüzünü buruşturdu. Bir an önce havaların serinlemesini istiyordu. Bu kadar sıcak yüzünden insanlar yakında çıplak gezmek zorunda kalacaklardı. Ya da belki de buzdan bir kovanın içinde oturur gün boyu evden çıkmazlardı.
Sigara içmek alışkanlığı olmasa da korumalardan bir tane istedi. Adamlardan birisi çakmağı kendisi çakınca yüzünü yaklaştırdı ve sigara alev aldığında içine derin bir nefes çekti. Aroması farklı ve sert gelince ilk tepkisi öksürmek oldu. Sonra korumaya bakarak, "Ne kadar sert sigara içiyorsun sen?" diye azarladı.
"Damak tadımız farklı güzelim. Senin gibi çıtı pıtı kızın sert sigarayla ne işi olsun?"
Havin kıkırdayarak onun omuzuna vurdu. "Ağzınız da iyi laf yapıyor sizin. On sekiz yaşından küçük kızları almıyorsunuzdur inşallah?"
Adamlar hakaret yemiş gibi sahte bir irkilmeyle Havin'e yan yan baktılar. Genç kadın onların bu irkilişi ile kıkırdadı ve elindeki sigaradan bir nefes daha çekti.
