Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur;
Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...
Dayanamayıp yeni bir hikayeye başladım yine. Tek bölümlük bir hikaye olacaktı ama biraz uzatıp, en fazla on bölüm olsun dedim. Umarım beğenir ve destek olursunuz. Sizleri seviyorum. Yolumuz açık olsun! (: Desteklerinizi bekliyorum. 🙏
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur; Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istemez. Bunu da aileye özellikle söyler.
Bir şekilde ona acısını hatırlatmakta ısrar eden aileyi başından savabileceğini düşünüyordur ama işler hiç beklemediği şekilde gelişir.
Havin'in görmezden gelinmeye niyeti yoktur. Hayatını borçlu olduğu kadının kocasına bir teşekkür etmesi gerekiyorsa, bunu ne pahasına olursa olsun yapacaktır. Oğuz onu davet etmemesine rağmen o akşam evine gider. Onunla karşılaştığı ilk an, onu daha önce gördüğünü fark ettiğinde ise şaşırır. Oğuz Enver, bir gece önce çalıştığı barda kendisine, "Kaltak!"diye hakaret eden adamdır. Kaderin gerçekten komik bir espiri anlayışı vardır. ¤ Kader, Havin'i, karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kadını, Oğuz'un karşısına çıkarmakla kalmaz, onu daha önce hiç bu kadar karışmadığı bir kördüğüm içinde bırakır. Birbirlerini hayatlarına kabul edemeyen ama birbirlerinden de kopamayan biri yaralı, diğeri inatçı ve asi iki insan.
Vazgeçme Benden, sevginin, aşkın ve tutkunun hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kaltak dediğin için hemen özür dile yoksa seni doğduğuna pişman ederim."
Genç kadın, elinde barı silmek için tuttuğu havluyu Oğuz'a doğru fırlatınca Oğuz afallayarak ona baktı.
Şaşkınlıkla gözlerini kıstı ve havluyu tekrar ona attı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Kadın saçlarını savurarak ona tiksinti dolu bir bakış attı. Kahverengi gözlerinden fırlayan ateş, Oğuz'un afallamasına neden oldu.
"Havin lütfen sakin olur musun?" Bar arkadaşı onu sakinleştirmek için koluna dokununca genç kadın sertçe kolunu onun tutuşundan kurtardı.
"Sakin falan olamam. Şu adam bana 'kaltak' dediği için özür dileyecek." Sivri güzel çenesi ile Oğuz'u işaret etti.
Arkadaşı bariz bir endişe ile önce Oğuz'a, sonra Havin'e baktı.
"Ne oluyor Oğuz?" Oğuz barın sahibi arkadaşının sesiyle kendisine geldi. Aslan dönüp elemanına baktı. "Bu gürültü de ne Havin?"
Az önce kızgın bir dişi kurt gibi hırlayan Havin anında kedi gibi usulca tırnaklarını içine çekti. Oğuz şaşkınlıkla ona bakarken genç kadın Aslan'a, "Beyefendi sizin arkadaşınız mı?" Diye sordu. Oğuz'un olduğu tarafa bakmamıştı bile.
Aslan sadece başını salladı ve, "Oğuz benim üniversiteden arkadaşım,"dedi. "Şimdi bana burada ne olduğunu söyler misin?"
Genç kadın barın arkasından çıktı ve Aslan'ın karşısına dikildi.
Eliyle Oğuz'u işaret ederek, "Arkadaşınıza belki de şunu söylemek istersiniz: Bir kadına 'kaltak' diyecek kadar alçalan hiçbir erkeğe, kadın dilinde adam denilmez."
Nefret dolu bakışlarını Oğuz'a çevirdi ve onu baştan aşağıya süzerken bakışları tiksinti ile parladı.
Ve sonra, patronu Aslan'a, "Vardiyam bitti. İyi geceler."dedi ve kalabalığın arasından sıyrılarak gözden kayboldu.
Aslan şaşkın bir şekilde, Oğuz'a dönüp, "Ne oluyor burada?" Diye sordu.
Oğuz şaşkın bir şekilde, "İnan ben de bilmiyorum."diye cevap verdi.
