Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur;
Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istem...
Umarım bölümü beğenirsiniz diyorum. Hatalarım var ise kusura bakmayınız. Bölümler gecikebilir diye uyarıyorum. Öncelikli devam eden iki hikayem var, o yüzden elimden geldiğince bu hikayemi de aksatmamaya devam edeceğim. Yorumlarınızı bekliyorum efendim, Allah'a emanet olun. Sevgiler..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oğuz'un ilk tepkisi, "Bana neden söylemedin?" oldu. Kardeşine dik dik bakıyor, adeta burnundan soluyordu. Elindeki koliyi içeriye bırakarak dışarıda kaldı. Üç kadının şaşkın bakışları karşısında öfkeden köpürüyor gibiydi. Yüzündeki rahatsızlık ifadesi uzaktan bile fark edilebilirdi.
Havin iç çekerek Sena'ya baktı. Kadın da en az onun kadar şaşkın görünüyordu.
"Oğuz dışarıda konuşalım mı?" Onun kolundan tutup evden uzaklaştırmak istedi ama Oğuz direterek yerinde durdu. Gözleri adeta ateş saçıyordu. Havin'e dönerek sert bir şekilde, "Kardeşimi evine mi davet ettin?" diye çıkıştı. "O gün barda onu evine almaya istekli görünmüyordun? Ne değişti?"
Havin onun kendisine olan öfkesine hayret ederek ağzı açık bir şekilde ona bakakaldı. Daha sonra Sırma'nın onu dürtmesi ile kendine geldi ve bir adım öne çıkarak ona tepeden baktı. Oğuz basamaklardan aşağıda olduğu için alçakta duruyordu.
"Ağabey saçmalama, beni o çağırmadı. Aslan bana onun ev arkadaşı aradığını söyledi. Ben kendim geldim."
Oğuz onu duymadan öfke saçan gözlerle Havin'e bakıyordu.
Oğuz'un çenesi seğirdi ve bakışları daha da öfkeli bir hal aldı.
Sırma ile Sena adeta birbirlerine ateş saçarak bakan iki kişiyi izliyordu.
"Kardeşin burada benimle kalıyor olabilir, ama sen buraya adımını atamazsın." Havin dönüp sert bir şekilde Sena'ya baktı. "Sena ev arkadaşı bulmak için oluşturduğum o listeye 'ağabeyler eve gelemez' maddesini de ekliyorum. Ve buna uyarsan çok memnun olurum."
Oğuz'a ters bir bakış attıktan sonra içeriye geçip koltuğa oturdu. Ekranda oynayan filmi görmeyen gözlerle izliyordu. Onun gidişinin ardından oluşan sessizliğe kulak kesildi. Birkaç saniye sonra Sena'nın içeriye kolileri taşıdığını gördü.
Buradan Oğuz'un içeriye girdiğini görebiliyordu. Ağzını açıp evden çıkmasını söyleyecekti ki, o kolileri kendileri taşımamak için sustu. Sena kapının girişinde çekingen bir ifadeyle, "Biliyorum geç bir vakitte geldim ama, acaba nerede kalacağımı söyleyebilir misin? Hazır değilse eğer-" demişti ki Havin onun sözünü kesti.
Gülümseyerek sakinlikle, "Beni takip et." dedi.
Ayağa kalktı ve Oğuz'a bakmadan ikinci kata çıkmaya başladı. Sena'nın ve onun peşinden geldiğini hissedebiliyor, bütün bedeni sinirle geriliyordu ama sadece bugünlük ona dayanmaya karar verdi. Ona sadece bugün tahammül edebilirse daha iyi olacaktı.
