kilitsizkalp sürekli bölüm istiyordu ve ben de onun yorumlarına gülümseyip deli gibi bölüm atıyordum şsmglröfpwözğwöd
-
"Anlamadığım şey, biz buraya doğum gününü kutlamaya gelmedik mi? Maşallah, kutlama hariç her şeyi yaptık."
"Ya Gaye mal geldin, mal gideceksin! Kızım ne güzel işte, tadını çıkarmaya baksana. Ebeveyn yok, okul yok, stres yok-"
"Bok stres yok," diye kestim sözünü. Omuzları düştü. "Kızım uzaklaşmaya çalıştıkça çekiliyorum çocuğa, farkında mısın?"
Pat diye koluma vurduğunda acıyla yüzümü buruşturdum. "Ay, n'oluyor be?"
"Çekilmek falan hayırdır, kızım? Anonimin var senin, düzgün konuş."
"Anonim benim sevgilim mi, Nilay?" dedim baygın bakışlar atarak.
"Sevgilin olup olmaması önemli mi Gaye? Onunla konuşurken başkasından hoşlanman sence ne kadar doğ-"
"Ne diyorsun be?" Sözünü kestim yine. "Sana hoşlanıyorum mu dedim? Ayrıca anonime ihanet edecek değilim, tamam ortada bir şey yok ama birinden hoşlansam ona söylerim."
"Klişe yapma bana," dedi, ayna karşısında saçlarına şekil veriyordu. "Baş kahraman kızımız, aşık olan karakterin arkadaşından etkilenir ve-"
"Ya bir su-"
"Ağzına sıçarsam görürsün sözümü kesip durmayı!" Birden tarağı fırlattığı için kaçmaya fırsatım olmamıştı. Kollarımı önüme siper edip, bir bacağımı yukarı, karnıma doğru kaldırdım. Omzuma çarpıp yere düşen tarağa şokla bakıyordum.
"Nilay delirdin mi, kızım? N'apıyorsun, kendine gel!"
"Beni sen delirttin, sen! Defol git şu odadan!"
"Ya nereye gideyim bu saatte? Olmuş gecenin bir yarı-"
"Sana defol git dedim! Hiç değilse saçımı yapmayı bitirene kadar." Yatıştıramayacağımı bildiğimden oflaya oflaya kapıya doğru yürüdüm.
"İşin bitince mesaj atarsın."
"Tamam aşkım, görüşürüz."
"Bye."
Bazen ne yaptığımızın hiç farkında olmuyorduk.
Kapının önünde bağdaş kurarak oturup otelin internetine bağlanmış, Kafa Topu oynuyordum. Başta çok eğlenceliydi ama yirmi dakikadır başka hiçbir şey yapmadığımdan sıkılmaya başlamıştım. Telefonu bırakıp yüzümü yumruk yaptığım elime yasladım. Nilay'dan ses seda yoktu.
"Of ama çok sıkıldım ben!" diye bağırdım kafamı kapıya doğru yaklaştırıp sesimin içeriye gitmesini umarak. "Alsana beni içeriye! Boş boş oturuyorum burada ya!" Ağlıyormuş gibi yapsam da verdiği tek cevap kapıya bir şeyler fırlatmak oldu.
"Umarım attıkları ayakkabılarım değildir," gözlerimi kapatıp sırtımı duvara yasladıktan sonra dayanamayarak kapıya bir yumruk attım.
"Nilay bir saçı yapmayı beceremedin mi? Kızım al beni içeriye, ben daha çabuk yaparım! Valla boş boş oturmaktan sıkıldım!"
"O zaman benimle gel de topladığımız kozalakları boyayalım?" diye önerdi odasının aralık kapısından görünen Egemen. Pijamalarımla bağdaş kurarak oturmak rahattı ama bir erkeğin beni bu şekilde görmesi rahatsız ediciydi. Hemen ayağa kalkıp dağılmış saçlarımı arkaya attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kar tanesi | texting
Historia CortaG: O kadar parayı bana bir elbise almak için harcamana gerek yoktu X: hayır gerek vardı X: aslında sadece X: mutlu olduğunu görmeye ihtiyacım vardı